Evliyalar ve peygamberler seçilmiş insanlar mıdır, yoksa iyi oldukları için mükafatlandırılan insanlar mı?

Tarih: 26.10.2006 - 17:09 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. Muhammed neden en son peygamber olarak gönderilmiştir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Peygamberlik, Allah  Teâlâ'nın, seçtiği kullarından birini ilâhî hüküm veya şeriatini başkalarına tebliğ etmekle mükellef tutmasıdır. Bu kelime, peygamber ile diğer insanlar arasındaki alâkayı açıklamaktadır. O da, irsal (gönderilme) ve elçilik kavramıdır.

Bu esasa göre, peygamberlerin iki görevi vardır. Bunlardan Allah (c.c) ile özel ilişkisine "nübüvvet"; insanlarla olan "ilâhî görev" ilişkisine de "risâlet" denmektedir.

Peygamberler seçilmiş insanlar olmakla beraber, buna layık olanlardır. Veli kullar ise, Allah'a kulluk ve itaatle bu mertebeye ulaşmışlardır. Fakat bunlar peygamberler gibi değildir, çalışmakla her insan velayet makamına ulaşabilir.

Allah'a ibadet ve taat eden her mü'min ve müttaki insan velidir, bunlara korku yoktur, üzülmeyeceklerdir de (Yûnus, 10/62-63). Diğer bir âyette bu anlamdaki veli ayrıntılı biçimde açıklanır:

"...Allah'a, âhiret gününe, meleklere, Kitab'a ve peygamberlere inandı; sevdiği malını yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlarsa, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan (köle ve esir)lere harcadı; namazı kıldı, zekatı verdi. Antlaşma yaptıkları zaman antlaşmalarını yerine getirenler; sıkıntı hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte doğru olanlar onlardır, müttakiler de onlardır." (Bakara, 2/177).

Allah dilediğine peygamberlik verir. Ancak bu vazifeyi yüklenecek özelliği taşıyanlara vermiştir. Eğer başka birisi o özellikleri taşımaya müsait olsaydı ona verirdi. Demek ki, kendilerine peygamberlik verilenlerin dışındakiler o özelliklere sahip değillermiş.

Herkesin kaldıracağı yük bellidir; Elli kilo kaldıran bir adama niye 500 kğ verilsin. Ya da çınar ağacının yükü niye bir filize yüklensin. Allah kendi iradesiyle bu görevi dilediğine verir. Fakat bu görevi yürütecek olanlara vermesi de hikmetinin gereğidir.

Peygamberlik görevi Allah’ın ihsanı ise de, bu vazifeyi peygamberler kendi iradeleriyle kabul etmişlerdir. Zorla ve cebren almış değillerdir.

- Peygamberler Niçin İnsanlar Arasından Seçilmiştir?

Allah'ın insanlara elçi olarak gönderdiği peygamberlerini yine insanlar arasından seçmesi, onların insanlara her hususta rehberlik, örneklik, mürşidlik yapabilmeleri içindir. Peygamberler melekler arasından gönderilseydi, hiç şüphesiz bu netice alınamazdı. İnsana en iyi rehberliği, yine insanın yapabileceği açık bir gerçektir.

-  İnsanlar Niçin Peygamberlere Muhtaçtırlar?

İnsanlar kendi akıllarıyla Allah'ın varlık ve birliğini anlayabilseler bile, O'na mahsus sıfatları tamamen kavrayamazlar. Ona ne şekilde ibâdet edileceğini bilemezler. Ahiret işlerini, âhiretteki mes'ûliyeti idrâk edemezler. Bütün bu hususları Allah'ın kendilerine bildirip öğretmesine muhtaçtırlar.

İşte Allah, insanların bu ihtiyaçlarına cevab vermek üzere, onlara peygamberler göndermiştir. Onlar vasıtasıyla, bilmeye muhtaç oldukları maddî ve mânevî her hususu insanlara öğretmiştir. Eğer peygamberler gelmeseydi, insanlar Allah'ın varlık ve birliğini bilmenin dışında, hiçbir dinî hükümle mükellef tutulamazlardı. Hattâ bâzı kelâm âlimlerine göre, Allah'ın varlığını, birliğini anlamaktan bile mes'ul olmazlardı. Nitekim âyet-i kerîmede de:

"Resûl göndermediğimiz müddetçe, hiçbir kavme azâb edici değiliz." (İsrâ, 17/15)

buyurulmuştur. İnsanlık hiçbir şey'i bilmez durumda iken her şey'i, her san'atı ve her hüneri peygamberlerden öğrenmişlerdir. Dünya ve âhirette mutlu olmanın ve huzurlu yaşamanın yollarını, birbirleriyle hoş geçinme düsturlarını, ahlâk ve görgü kaidelerini insanlara öğreten yine peygamberler olmuştur.

Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:

- Üstad, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik. Necip Fazıl okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:

- Ne diye vapura bindin ki, cevabını vermiş. Yüzerek geçsene karşıya.

- Peygamberlerin Vazifeleri Nelerdir?

Peygamberlerin vazifeleri:
- Allah'ı insanlara tanıtmak,
- Allah aldıkları îmanî hükümleri ve ibâdet şekillerini insanlara öğretmek,
- İnsanlara ahlâkî fazîlet ve güzel huyları aşılamak,
- Ferd ile ferdler, ferd ile cem'iyet arasındaki münasebetleri en medenî ve âdil ölçüler içinde tanzim etmek, aradaki sosyal bağları kuvvetlendirmektir.

Kısacası, maddî ve mânevî her sahada insanlara tam bir rehber olmaktır.

- Neden Muhammed (asm) Son Peygamber Olarak Seçildi?

Hz. Muhammed (asm) son semavi din olan ve hükmü kıyamete kadar geçerli olacak, dini ve daveti umumi ve tüm beşereyiti kapsayan İslam dinini getirdiği ve bundan sonrada her hangi bir din ve şeriat gelmeyeceği için o da peygamberlerin sonuncusu olmuştur. Ondan sonra resul ve nebi gelmeyecektir. Malûmdur ki, bu alemde her şeyin bir başlangıcı ve bir de nihayeti olduğu gibi, Hz. Âdem (a.s.) ile başlayan peygamberlik müessesesi de Hâtemü’l-Enbiyâ (asm) ile son bulmuştur.

Cenâb-ı Hak, peygamberlerin en ekmeli olan o zât'ın eline semavi kitapların en mükemmeli olan Kur'ân-ı Azimüşşân'ı vermiş ve nübüvvet müessesesini o Hâtemü’l-Enbiyâ (asm) ile tekmil etmiştir. Artık, kıyamete kadar Hz. Muhammed (asm)'den sonra bir peygamber gelmeyecektir.

Hz. Muhammed (asm)’in hâtemü’l-enbiya olduğu Ahzap suresinde şu şekilde ifade buyurulmaktadır.

“Muhammed sizin ricalinizden hiçbirinin babası değil ve lâkin Allah’ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah âlimdir. (her şeyi bilendir.)(Ahzab, 33/40)

Hz. Muhammed (asm)'in peygamberliği ile insanlık din açısından, ilerlemenin son noktasına erişmiştir. Ondan sonra başka peygamber beklememeli, Muhammedî nur'u izlemelidir. Allah her şeyi çok iyi biliyor. Her şeyi bilip duyuyor. Onun için bu hükümleri emrediyor.(Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili Tefsiri)

Bilindiği üzere en yüksek ilim üniversitede veriliyor. Öyleyse üniversitede verilen ilim, ilkokul çocuklarına da verilsin denilmez. İnsanlık da bir eğitim kurumu gibidir. Her devir bu okulun bölümleri gibidir. Bu bölümlerin hocaları da peygamberlerdir. Hz Âdem (as)’den bu yana insanlık, hocalarından ders alarak sanki üniversite seviyesine gelmiş ve İslam dininin mükemmel derslerini alma kabiliyeti kazanmıştır. Bu nedenle en son ve en mükemmel din en sona bırakılmıştır. İlk okulda da matematiğin özü vardır. Ama ders onların seviyesine göre verilir ve hoca bütün bildiği şeyleri değil de anlayacakları şeyleri anlatır.

Allah, yeryüzünün halifesi olarak yarattığı insanlarla iletişim kurmak için, onlardan bir kısım insanları temsilci olarak seçmiştir ki, bunlara peygamber denir. Her ümmet için bir peygamber gönderildiği gibi, bu ümmet için de Hz. Muhammed (asm) peygamber olarak seçilmiştir. Şüphesiz, kimin bu temsilciliğe, bu peygamberliğe layık olduğunu Allah bilir. Kur’an’dan anladığımız kadarıyla, peygamberler, akıl, zekâ, fetanet, feraset, dürüstlük/doğru sözlülük, başkasına şefkat, güvenirlilik gibi insanî değerlerin zirvesinde olanlardan seçilmiştir.

Hz. Muhammed (asm), son peygamber olarak seçildiği için, bütün peygamberlerde bulunan güzel ahlakın ve özelliklerin hepsini en mükemmel şekilde kendinde barındırmıştır. Tarihçe-i hayatı, bunun açık göstergesidir.

Ayrıca, peygamberleri seçen Allah’tır. O kimi peygamber olarak seçeceğini en iyi bilir. Onun iradesi bir konuda hikmetli tercihini yaptıktan sonra, bize düşen teslimiyetle onun güzelliğine inanmaktır.

Bütün peygamberlerin ilimlerine hakikî varis, bütün vahiylerinin esaslarını ders veren, bütün ahlakî güzelliklerini kendisinde toplayan, bütün semavî kitapların temel bilgilerini daha detaylı bir şekilde anlatan Kur’an gibi bir kitabı tebliğ eden, bütün insanlara gönderilmiş bir peygamber olan Hz. Muhammed (asm)’in bütün insanlardan daha üstün bir konumda olması, hem adalet hem de hikmetin gereğidir.

İşte diğer peygamberler de insanlığa seviyelerine göre ilim vermiş ve onları yetiştirmiştir. Sonuçta bütün yönleriyle ders alma seviyesine geldikleri için İslam Dini ve Yüce Peygamberi gönderilmiştir.

- Peygamberlerde Bulunan Müşterek Vasıflar Nelerdir?

Bütün peygamberlerde ortak olan vasıflar ve özellikler şunlardır:

1. Sıdk (Doğruluk): Bütün peygamberler Allah'tan alarak verdikleri bütün haberlerinde doğru sözlüdürler. Onlar hakkında kizb (yalancılık) vasfı düşünülemez.

2. Emanet (Emin ve güvenilir olmak): Peygamberler Allah'ın kendilerine verdiği vazifeleri yerine getirme hususunda emin ve güvenilir kimselerdir. Peygamberlerde asla hıyânet hâli görülmez.

3. Tebliğ: Peygamberler Allah'tan kendilerine vahyolunan şeyleri ümmetlerine noksansız, ilâvesiz olarak aynen bildirirler, tebliğ ederler. O haberleri ketmedip gizlemek, tahrif edip değiştirmek söz konusu değildir. Kitman, yani, hakikatı gizleme vasfı peygamberlerde yoktur.

4. Fetanet: Peygamberler üstün bir akıl ve zekâya, kuvvetli bir hâfızaya ve yüksek bir mantık ve ikna kabiliyetine sâhiptirler. Peygamberlerin delilik, gafillik, cahillik gibi sıfatlarla uzaktan yakından hiçbir alâkaları yoktur.

5. İsmet (Masûmiyet, günahsızlık): Peygamberler gizli - açık her türlü günahlardan, kusurlardan, kötü hallerden, peygamberlik şerefiyle bağdaşmayacak hareketlerden uzaktırlar. Mâsiyet, yani, günah işlemek peygamberler hakkında muhaldir.

İlve bilgi için tıklayınız:

- Peygamberlerin ismet sıfatına sahip olmaları, diğerlerinin günah işlemeye uygun olarak yaratılmaları nasıl açıklanabilir?..
- Veli/Evliya kimdir, nasıl bilinir? En başta veli kendisinin veli olduğunu bilebilir mi? Bize onların veli olduğu nasıl gelmiş?..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun