Evlilikte saygı nasıl olmalı?

Tarih: 05.09.2023 - 09:18 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Eşler arasındaki sevgi/saygı ne tür bir sevgi saygı olmalıdır?
 - Kendimi açıklamak için, mesela anne babama veya bir büyüğüme özel bir saygı gösteririm, çünkü onlar büyüklerimdir. Öğretmenime özel bir saygı duyarım, alimlere özel bir saygı duyarım. Çünkü onlar bana bir şeyler öğretmiş, daha tecrübeli, daha bilgili insanlardır ve insani saygının dışında da özel bir saygıyı hak ederler. Ama mesela kocama arkadaşım gibi davranırım.
- Tabii ki eşlerin arasındaki sorumluluklar farklı olduğu için arkadaş gibi değiller, ama duyduğum saygıyı arkadaşıma duyar gibi duyarım. Mesela bir grup projemiz olsa ve arkadaşım yöneticisi olsa doğal olarak projeyle ilgili söylediklerini yaparım, ama onu kendimden üstün görmem.
- Kocamla da bu benzer olur. Kavvamlıkla alakalı olan emirlerde dediklerine uyarım ve sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışırım, ama rütbe olarak ikimizi aynı düzeyde görürüm. Bu bakış açım doğru mudur?
- Yani ben eşime saygı duyarken saygı duymaktan kastım isteklerine özen göstermek, sevip sevmediklerine dikkat etmek, sözlerine değer vermek, tavsiye ve uyarılarına kulak asmak, sözünü kesmemek, dalga geçmemek vs gibi bir saygı.
- Ondan da bunun aynısını beklerim. Mesela elini öpmem veya ismiyle seslenirim veya konuşurken onun benimle konuştuğu gibi konuşurum. Onun bana patronluk, bilmişlik taslamasından rahatsız olurum. Bu söylediklerim yanlış mıdır, erkekler eşlerinden daha saygın mı olmalılar?
- Eşlerin birbirlerine olan görevleri ciddi anlatılıyor doğal olarak, bu yüzden evlilik resmi bir kurum mu diye korkuyorum. Eşler arkadaş gibi olabilirler mi birbirlerine karşı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sevgi, saygı gibi kavramlar, birbirinden farklı çok sayıda duygu, davranış ve tutumu ifade etmek için kullanılır. Mesela anne-babayı sevmek, çocuğu sevmek, bir çiçeği sevmek, bir yemeği, bir mekânı, bir eseri sevmek, bir düşünceyi ve dini sevmek, bir bilim insanını, bir politikacıyı, bir hayvanı, bir rengi ve hayat arkadaşını sevmek aynı şeyler değildir.

Bir politikacıyı sevmek demek, onu desteklemek, politik düşüncelerini beğenmek anlamındadır. Ama bir çocuğu sevmek ise, onu kucağına alıp, saçlarını okşamak ve onunla oynamak demektir.

Aynen bunun gibi, büyüklere, yaşlılara, kutsallara, değer verilen kişilere, önemli şahsiyetlere, nezaketen bir diğerine saygı duymak, aynı kelime ile ifade edilse bile kastedilen aynı davranış veya tutum değildir. Çünkü saygı aynı zamanda anlayışlı olmak, yapıcı olmak, ön yargısız olmak, aşağılamadan, küçümsemeden, olduğu gibi kabul etmek, karşıdakinin insanlığını, kişiliğini, görüşlerini dikkate alarak onunla ilişki kurmak, ona karşı özenli, dikkatli, ölçülü davranmak gibi anlamları da ifade eder.

Mesela, anne-babaya saygı duymak, onlara sesini yükseltmemek, ricalarını yerine getirmek, ikramda bulunmak vb ise, bir çocuğa karşı saygı duymak ise, kişiliğini rencide etmemek, onun seviyesine inerek onu anlamak ve takdir etmektir.

Evlilik hayatında olmazsa olmaz tutum ve davranışların başında karı-kocanın birbirine saygı duyması gelir. Hatta saygı, sevgiden de önce gelir. Çünkü saygının olmadığı yerde sevgi uzun ömürlü ve sağlıklı olmaz.

Bu çerçevede eşlerden beklenilen saygı ise, öncelikle bir diğerinin kişiliğine, ailesine, kültürüne, inancına, düşüncesine karşı özenli olmak, cinsiyetine has duygularına ve duygusal ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmak ve nezaketle muamele etmektir. Aşağılayıcı söz ve davranışlardan azami derece kaçınmaktır.

Bir erkeğin babalığı, erkekliği, işi, geliri, becerisini takdir etmek; bir kadının kadınlığını, anneliğini, ev hanımlığı ve maharetini, ailesine hafife alacak söz ve davranışlardan kaçınmaktır.

Böyle bir saygı anlayışı eşlerin arkadaş, dost, sırdaş olmasına, birbirine ismi ile hitap etmesine, hatta sevgi ve aşkı çağrıştıran güzel sıfatlarla seslenmesine engel değil, aksine bunları kuvvetlendiren, güçlendiren değer ve tutumlardır.

Bunun yanında Nisa suresi 34. ayette geçen erkeğin kavvam olması meselesi var.

Öncelikle vurgulamak gerekir ki, Allah katında en üstün kişi, takvada, imanda, Allah’tan korkmada en iyi olan kişidir. Burada kadın-erkek üstünlüğü söz konusu değil. Her ikisi de halife-i arz olarak yaratılmışlardır ve Allah’ın kuludurlar.

Kavvamlık kısaca sözünü ettiğimiz saygı çerçevesinde anlaşılmalıdır.

Kavvamlık; Kuran’ın, erkeğe evin maddi ve manevi yükünü ve sorumluluğunu verdiği bir görevdir. Aile ve evlilik huzuru için erkeğe verdiği bir sorumluluktur. Bu durum, erkeğe Allah katında bir üstünlük vermez.

Burada saliha kadınlara düşen şey, gönülden, sorgulamadan, yürekten inanarak, erkeğin kavvamlık, aile reisliği görevine saygı duymak ve nihayi kararlarda kocasına uymaktır. Esas olan, asi olmamak, başkaldırmamak, erkekle birebir mücadeleye girmemektir. Yani erkeğin yaşını, tahsilini, zekasını, malını vb. kendisi ile karşılaştırmadan onun aile reisliğini kabul edip, ona saygı göstermektir.

Salih erkeğe düşen şey ise, eşine, Allah’ın emrettiği, Resulullah’ın (asm) yaşantısı ile gösterdiği gibi saygı, sevgi, şefkat ve merhametle muamele etmek, asla kavvamlık sorumluluğunu bir tahakküm aracı olarak kullanmamak, “patronluk taslamamaktır”.

Bugün toplumumuzda eksikliğini hissettiğimiz şey budur.

Kadınların, feminizm ve seküler hayat anlayışının empoze ettiği eşitlik düşüncesi ile kocalarına asi olmaları, uyum göstermemeleri, onlarla mücadele etmeleridir.

Erkeğin de güç ve kuvvetini bir tahakküm aracı olarak sergilemek istemesi, kadına aile içinde söz hakkı tanımaması, kadının doğal ihtiyacı olan sevgi, şefkat, ilgi, alaka, duygusal yakınlığı verememesidir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kadın-erkek eşitliği söz konusu mudur?

Eşlerin birbiriyle tartışmaları ve dargın durmalarına dinimiz nasıl bakmaktadır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun