Çocukken öğrenilen ilim taşa yazmak gibidir, yaşlıyken öğrenilen ilim suya yazmak gibidir, anlamında hadis var mıdır?

Tarih: 27.01.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

“Çocukken öğrenilen ilim taşa nakşetmek / yazı kazımak gibidir. Yaşlıyken öğrenilen ilim ise suya yazmak gibidir.”

manasındaki ifade, İbn Abbas’tan hadis olarak rivayet edilmiştir. (bk. el-Camiu’s-sağir, 1/254; Kenzu’l-Ummal, h. No: 2759)

Taberanî’nin Ebu’d-Derda’dan aktardığına göre, Efendimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur:

“Küçük yaşta ilim öğrenmek, taşa yazı nakşetmek / kazımak gibidir. Büyük yaşta ilim öğrenmek ise suya yazmak gibidir." (bk. Mecmau’z-Zevaid, 1/125).

Bu rivayette zayıf bir ravinin olduğuna dikkat çekilmiştir. (bk. a.g.e)

Bu bakımdan çocuklarımıza ilk önce, iman esaslarını, Allah sevgisini ve Kur’an-ı Kerim'i öğretmeli; yaşına ve durumuna göre de ibadetlere özendirmeli ve alıştırmalıyız.

Çocuklara öğretilmesi gereken “hayır”lar çoktur; bunların hepsi birden öğretilemez. Mutlaka burada bir hiyerarşi gerekmektedir. Bu noktada İslâm dini, ta baştan beri, çocuklara önce îmân esaslarının öğretilmesini, sonra da ibâdetlerini yapmaya alıştırılması sûretiyle dinî terbiyenin verilmesini esas almıştır.

Bazı rivâyetlerde Hz.Peygamber (asv) şöyle buyurmuştur:

“Çocuklara ilk öğrettiğiniz kelime ‘Lâilâhe illallah’ (Allah’tan başka ilah yoktur) olsun.” (Abdurrezzak, Musannaf, Beyrut, 1970, 4, 334)

Yine Abdulmuttalib oğulllarından bir çocuk konuşmaya başladığı zaman, şu mealdeki İsra Suresi'nin 111. ayetinin yedi sefer okutarak ezberlettiği rivâyet edilmiştir:

“Hamd o Allah’a olsun ki, o, ne bir çocuk edinmiştir ne de mülkünde ortağı vardır.” (İbnu Ebî Şeybe, Müsned, Haydarâbâd, 1966, 1, 348; Abdurrezzak, age, 4, 334)

Çocuklara meslek bilgisi de vermenin gereğine dikkat çeken İbnu’l-Kayyim, bunun, “çocuğun muhtaç olduğu her çeşit dinî bilgilerin öğretilmesinden sonra olacağını” belirtir. (İbnu Kayyim, Tuhfetu’l-Mevdûd, Bombay, 1961, s. 145)

Dinimiz açısından çocukların fenalıklardan, suçlardan korunmasında, önce iman, ahlak ve namâz olmak üzere, din eğitimi önemli bir yer tutar.

Çocuklar konuşmaya ve çevresindekileri sorgulamaya başladığı ilk günden itibaren, cevabını sadece dinin verebileceği sorular sormaya başlar. Çevresinde olup biteni anlayabilmek, varlıkları kendince tanımlayabilmek için bu bilgilere ihtiyacı vardır.

Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimini önemseyerek, yaşına ve anlayışına uygun bir biçimde, zaman kaybetmeksizin dini eğitimi başlatmak gerekir. Zira geciktirilmiş bir dini eğitim, çocuğun duygusal ve zihinsel sürecinde ciddi boşluklar oluşturacaktır.

Unutulmamalı ki, her yeni doğan, bembeyaz bir sayfa gibi, İslam fıtratı üzere yaratılmıştır. Onun iyi bir mü’min olması için bu bembeyaz kağıdın, oldukça hassas bir biçimde işlenmesi gerekir. Onda iman etme potansiyeli, fıtratı gereği mevcuttur. Her şeyi en güzel, en olumlu şekliyle algılamaya hazırdır çocuk zihni. Önemli olan yaşına ve kavrayışına uygun bir dil ve yöntemle bilgilendirmektir.

Ergenlik çağına erişmeden önce, bir çocukta temel dini bilgiler gereği gibi oturtulmalıdır. Bu duruma aile katkı sağlar ve desteklerse, hem iletişim daha güçlü olur, hem de tarafların birbirlerine karşı saygınlığı artar.

Erken yaşta bilgilendirilen çocuk, ileriki yaşlarda bu vecibelerin anlamını daha iyi kavrar ve hayata geçirirken sıkıntı yaşamamış olur. Kuma ya da suya değil de taşa yazı yazmak gibi sapasağlam bir şekilde kalbe kazınmış olur.

İşte Peygamberimiz (asm) de küçük yaşta öğrenmenin kalıcılığı ve kolaylığıyla ilgili olarak bu taş ve su benzetmesini yapmıştır. Zira çocuk kalbi saf bir cevher gibi, iyiyi de kötüyü de almaya hazır haldedir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Çocuklara dini ve ahlaki eğitimi nasıl vermeliyiz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun