Cennet nefsin istemediği şeylerle mi çevrilmiş?
- Cehennemin nefse hoş gelen, cennetin ise nefsin istemediği şeylerle kuşatılmış olduğu hakkında hadis var mıdır?
- Var ise bu hadisi nasıl anlamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
Kul ile cehennem arasında nefsi cezbeden, hoşuna giden şeyler doldurmuş. Cehennem azabından kurtulmak için kötü manalı şehvi istekleri bırakmak, nefsin yersiz arzularını kesmek gerekiyor.
Cennete gitmek için ise zorlu tünellerden geçmek, sabırla dayanmak gerekir. İnsanda sabır olunca engelleri aşıp cennete uçmak kolaylarşır.
Ebu Hüreyre (ra)'den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmaktadır:
«حُجِبتِ النَّارُ بِالشَّهَواتِ، وحُجِبتْ الْجَنَّةُ بَالمكَارِهِ»
“Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır.” (Buhârî, Rikak 28; Müslim, Cennet 1.)
Resûl–i Ekrem Efendimiz (asm)’in cevâmiü’l-kelim nitelikli beyanlarından olan bu hadis-i şerif, nefse karşı verilecek mücâhedenin önemini ve neticesini çok özlü ve düşündürücü bir şekilde ortaya koymaktadır. Azap yeri olan cehennem nefse hoş gelen haramlarla sarılıp süslenmiştir. Nefsin istekleri yerine getirilirse, gidilecek yer cehennemdir. Aşırı istekler (şehvetler), peşine düşenleri örümcek ağı gibi cehenneme çeker götürür. Bunların nefse hoş gelmesine aldanmamak gerekir. Çünkü arkası ateştir, azaptır.
Cennet, ebedî mutluluk yurdudur. Ona nefis açısından bakıldığı zaman, başlangıçta nefsin hiç de hoşlanmadığı ibadet, fazilet ve fedakârlıklarla perdelendiği görülür. İnsan nefsi, bu güçlüklere katlanmak istemez. Ancak gerçek mutluluk, geçici zorluklara katlanıp o perdeleri aralayabilmektedir. İşte nefisle mücâdele bu noktada odaklanmaktadır. Mücâhede de bu noktada büyük bir önem ve anlam kazanmaktadır.
Nefis kendi başına bırakılırsa, sonucunu düşünmeden hoşuna giden şeylerin peşine düşer. Halk arasında bu gidişin duygusallığını “Kızı kendi gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır ya da zurnacıya.” şeklinde pek güzel ifade edilir. Görünüşe aldanmamak gerektiğine de bir edibimiz “Zehiri teneke kupayla sunmazlar.” sözüyle dikkat çeker. Duyguları akıl, tecrübe ve vahyin ışığında uyarmak, ciddi ve meşru işlere yönlendirmek gerekmektedir. Zira gerçek ve sürekli mutluluk yani cennet böyle bir mücâhede ile kazanılabilecektir.
Özet olarak;
1. Cennete bazı güçlüklere sabrederek ulaşılır. Nefsin hoşlanmadığı şeyleri yapmak sonuçta sevinmek demektir.
2. Nefsin isteklerine karşı çıkmak, sonuçta cehennem azabından kurtulmaktır.
3. “Mücâhede, nefsin haklarına değil, hazlarına set çekmektir.” Bunun da sonu, nefsin cennette her istediğine kavuşması demektir. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 102)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Çok secde etmeye bak ifadesi hadis midir?
- Mahsur kalan üç kişi nasıl kurtulmuş?
- İnsanın aldandığı iki nimet nedir?
- Kuvvetli mümin zayıf müminden hayırlı mı?
- İsteğimizin olması için çok namaz mı kılmalıyız?
- Cennete girmek için ne yapmalıyız?
- Cennetin kokusunu alan sahabe kimdir?
- Allah kullarından ne istiyor?
- Akıllı kimse ve aciz kimse kimlerdir?
- Ne kadar tövbe (tevbe) etmeliyim?