"Biz elbette doğru söyleyenleriz." mealindeki ayette geçen "söyleyenleriz" kelimesi yerine, "söyleyeniz" olması gerekmez miydi?
Enam suresi 146. ayette "... Saldırganlıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz." denmiştir.
- Yani bu ayet Türkçe'ye çok doğru olarak çevrilmemiş olabilir mi?
Değerli kardeşimiz,
İlgili ayetin meali:
"Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında, yahut bağırsaklarında bulunan ya da kemiğe karışan yağlar dışında, sığır ve koyunun da yağlarını onlara haram ettik. Saldırganlıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz." (En'am, 6/146)
Türkçe'de, bildiğimiz kadarıyla "Biz elbette doğru söyleyenleriz." ifadesi doğrudur. “Bunların hepsi namazını kılmıştır.” gibi bazı yerlerde çoğul için tekil kelime kullanılıyorsa da prensip olarak çoğul için ilgili zamir veya kelimenin çoğul olarak kullanılması esastır.
Örneğin "biz konuşanız, biz koşanız, biz doğru söyleyeniz" yerine "biz konuşanlarız, biz koşanlarız, biz doğru söyleyenleriz" ifadelerinin kullanımı daha yaygın ve daha uygundur.
Ayetin açıklamalı manası ise şöyledir:
Yahudilere sığır ve koyun dahil olmamak üzere diğer tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık. Sığır ve davardan da her ikisinin iç yağlarını, don yağlarını onlara haram ettik. Ancak her ikisinin sırtlarının veya bağırsaklarının taşımış olduğu yağlar yahut bir kemiğe k arışmış olan yağlar -ki kuyruk yağı böyledir- bu üçü haram kılınmadı. Şu halde onlara haram kılınan sığır ve davar iç yağları, gömlek yağı denilen don yağıyla böbreklerin taşıdığı yağlar demek olur.
Yahudilere olan bu yasağı saldırganlıkları sebebiyle onlara ceza olarak yaptık, yoksa aslında bunların hepsi kendilerine haram değildi. Bir zamanlar bıldırcın etleriyle beslenmişlerdi. Sonra saldırganlık ve zulümleri; peygamberleri öldürme, faiz alma, hak yolundan engelleme, haram yeme, helalı haram, haramı helal sayma gibi saldırganlıklarından dolayı, sonradan kendileri birçok temiz rızıklardan mahrum edildiler.
"Yahudileri yaptıkları zulümden, çok kimseyi Allah yolundan çevirmelerinden dolayı, kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara yasakladık." (Nisâ, 4/160)
Ve muhakkak ki biz doğru söyleriz. Haber vermede de iyi ve sakındırıcı şeyleri vaad etmede de doğru söyleriz. Şu halde böyle saldırganlığa ceza olarak "yasak" haberi ve uyarısının da doğruluğunda şüphe yoktur. Allah'ın helal kıldığını haram, haram kıldığını helal sayanlar, sonunda baskı ve mahrumiyetle (yoksunlukla) cezalanırlar. (Elmalılı, Hak Dini, ilgili ayetin tefsiri)
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Enam suresi 146. ayetini, Yahudilerin yaptıklarına bir ceza olması yönünü açıklar mısınız?
- Eski ümmetlerin şeriatları neden farklıdır?
- Allah,Yahudilere ceza olsun diyerekten onlara tırnaklı hayvanları haram kılıyor. Ancak, aralarından bazılarının hatası yüzünden, bu yasağın hepsine yapılması ne kadar adaletlidir?
- Enam Suresi'nin 146. Ayet'inde, Yahudi'lerin yaptıklarına bir ceza olarak, tırnaklı hayvanların ve içyağların haram kılındığı bildiriliyor. Oysa bunlar sağlığa zararlı şeylerdir. Buna göre cezaî bir niteliği kalmıyor demektir?
- İç yağ, azgın olmayan Yahudilere de mi haramdı?
- Enam suresinde geçen tırnaklı hayvanlar konusunun Tevrat ile çelişmesi nasıl açıklanabilir?
- İlahi dinlerdeki emir ve yasaklarda farklılıklar var mıdır?
- Al-i İmran Suresi 50. ayetinde Hz. İsa (a.s.) hakkında Yahudilere haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak için gönderildiği buyurulmaktadır. Neler helal kılınmıştır?
- Allah, Yahudilere ceza olsun diye tırnaklı hayvanları haram kılıyor; adalet mi bu?
- İslamiyet'ten önceki şeriatlar, bizim için de geçerli midir?