Bir peygamber, Müslüman olmayanın cenaze namazını kılmayacağını nasıl bilmez?

Tarih: 30.04.2022 - 13:12 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Muhammed, Habeşistan Kralı Necaşi Ashame’nin cenaze namazını gıyabi olarak ve münafık Abdullah İbn Übey İbn Selül’ün ise cenazesinde bulunarak cenaze namazını kıldırmıştır. Hatta bu cenaze namazı için Muhammed’e ikaz niteliğinde ayet inmiştir.
- Bir peygamber, Müslüman olmayan birinin cenaze namazını kılmaması gerektiğini nasıl oluyor da bilmiyor? Önceden neden uyarılmıyor?
- Üstelik peygamberler masum değiller miydi?
- Bu durumda ümmetleri için nasıl örnek olabiliyorlar?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Söz konusu tereddüde sebep olan yorumun yersiz olduğunu şöyle açıklamak mümkündür:

a) Hz. Peygamberin (asm) Necaşi için gıyabi cenaze namazını kıldırmasının hiçbir sakıncası yoktur. Çünkü tarih ve siyer kitaplarında belirtildiği üzere, Necaşi İslam dinini kabul etmiş Müslüman bir kimse idi. Hicretin 7. yılında Hz. Peygamber (asm) Necaşiye -kendisini İslam’a davet eden- bir mektup gönderdi. Necaşi, Peygamberimizin (asm) mektubunu hürmetle eline aldı, gözlerine sürdü ve öpüp başına koydu. Sonra da adamlarına okutturdu.

Mektubun okunması sona erince, tahtından indi ve mütevazı bir edâ ile yere oturdu. Sonra şehâdet getirerek Müslümanlığını açıkladı. Ve "Eğer, yanına gidebilmem mümkün olsaydı, muhakkak giderdim.” diyerek mümin tavrını özetledi. (bk.Taberî, 3/89; Zadü'l-Mead, 3/71; İnsanü'l-Uyun, 3/293)

Necaşi iman etmiş ve samimiyetini şu sözlerle ifade etmiştir:

“Keşke şu saltanata bedel Muhammed-i Arabî'nin hizmetkârı olsaydım. O hizmetkârlık, saltanatın pek fevkindedir." (bk. Zâdü'l-Meâd, 3/71; İnsanü'l-Uyûn, 3/294)

b) Hz. Peygamberin (asm), münafıklardan olan Abdullah İbn Übey İbn Selül’ün cenaze namazını kıldırması (veya kıldırmak istemesi) konusunda şunlar söylenebilir:

Birincisi: İbn Selül münafıktır. Diğer münafıklar gibi o da görünürde Müslüman olarak yaşıyordu, namaz kılıyordu. Hz. Peygamber (asm) o çok şefkatli fıtratıyla işin zahiri kısmını esas almış ve Müslüman olabilme ihtimalini nazara alarak namaz kıldırmış olabilir. (Geniş bilgi için bk. Fethu’l-Bari, 8/334)

İkincisi: Bazı rivayetlere göre, onun sahabi olan oğlu Hz. Peygamberden (asm) babasının cenaze namazını kıldırmasını ve cenazesine sarılması için gömleğini istemiştir. O da (asm), onun isteğini yerine getirmek ve belki de bunu gören akrabalarından bazı kimselerin iman edeceklerini ümit ettiğinden dolayı oğlunun bu isteğini yerine getirmiş olabilir.

Üçüncüsü: Bazı rivayetlere göre, Hz. Ömer “Ya Resulellah! Allah münafıklar hakkında istiğfarda bulunmayın, dediği halde sen nasıl cenaze namazını kıldırıyorsun?” dediğinde, Hz. Peygamber (asm) “Allah ister onlar için istiğfar et ister etme, demek suretiyle beni bu konuda serbest bırakmıştır. Ben tercihimi böyle kullanıyorum...” demiştir.

Demek ki, ayete muhalif bir davranış söz konusu değildir. (Çok kısa olarak özetlediğimiz bu konu için Buhari, Müslim gibi sahih hadis kaynakları ve Taberi, Zemahşeri, Razi, Maverdi, Kurtubi, İbn Aşur gibi tefsir kaynaklarının Tevbe 84. ayetle ilgili olarak bakılabilir.)

“Peygamberlerin masum olması” demek, insanlara yanlış bir çığır açacak şekilde devamlı kalacak bir hatadan masumdur. Yoksa, Kur'an’da Hz. Peygamberin (asm) uyarıldığı ve vahiy ile tashih edilen bazı konularda “zelle” denilen hatalı içtihatları olmuştur.

Demek ki, masumiyet vasfı bahanesiyle Hz. Peygamberi (asm) suçlu duruma düşürmeye çalışmak, çok çirkin bir suçtur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun