Bir kişiye zulüm yaparak; burnunu kesip, gözünü oyan kişiye hangi ceza verilir?
1. Kısasın hikmeti nedir?
2. Bir kişiye zulüm yaparak; burnunu kesip, gözünü oymuşlarsa İslam hukukunda kısas uygulanırken suçluya da mı aynı şekilde bir kısas uygulanır?
3. Eğer burnu kesilen ve gözü oyulan kişi kısastan vazgeçerek, diyet alabilir mi?
- Diyet tam mı yoksa yarım mı olur?
Değerli kardeşimiz,
Cevap 1:
İslâm Hukukunda kısas, temel insan haklarının çekirdeğini oluşturan ve diğer hakların kullanılması kendisine bağlı olan hayat hakkını güvence altına almaya yönelik bir müeyyidedir.
Haksız yere ve kasten adam öldürme ve yaralamalar kısasla cezalandırılarak hem insan hayatına ve vücut bütünlüğüne yönelik haksız tecavüzler önlenmiş, hem de suçlu işlediği suça denk bir ceza görerek adalet sağlanmış olur.
Adam öldürme ve müessir fiiller, kamu haklarına ve toplumsal düzene yönelik bir tecavüz kabul edilmekle ve bunun için kamu otoritelerine suçluyu ayrıca cezalandırma hakkı tanınmakla birlikte, suçun öncelikli olarak şahıs haklarını ihlâl ettiği göz önüne alınmış, bunun için de cezanın uygulanmasında şahıs hakları ön planda tutularak suç mağduruna, yani yaralanan kimseye veya maktulün yakınlarına infazı talep etme; eğer kısastan vazgeçerse diyet alma ya da tamamen affedip diyetten de vazgeçme hakkı verilmiştir.
Bu öncelik doğrudan mağdurun ya da en yakın hak sahiplerinin haklarını koruma, affın yahut malî uzlaşmanın gerçekleşmesinde onları devrede tutma amacına yöneliktir.
Cevap 2:
Kısas isim olarak, “mutlak eşitlik, bir şeyin iki tarafının birbirine denk olması; işlenen fiile ona denk bir fiille mukabele edilmesi” anlamlarına gelir.
Hukukta kısas, kasten işlenen adam öldürme veya müessir fiil (yaralama) suçunun failinin işlediği fiil cinsinden ve ona denk bir ceza ile cezalandırılmasını, fıkıhtaki teknik kullanımıyla kasten öldürdüğü kişiye karşılık failin öldürülmesini, kasten işlediği müessir fiil sonucu mağdurda bedenî-fizikî zarar meydana getiren kimsenin benzeri şekilde cezalandırılmasını ifade eder.
Kur`ân-ı Kerîm`de; "...göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ile kısas yapılır. Yaralarda da kısas vardır." (Maide, 5/45) buyurularak, ölümün dışında kalan müessir fiillere de yani kasden yaralama ve sakatlamalarda kısas hükmü getirilmiştir.
Müessir fiillerde kısasla ilgili olarak ilgili ayette, burun, kulak ve diş zikredildikten sonra yaralarda da kısas hükmünün geçerli olduğunun belirtilmesi, bu hükmün sadece sayılan organlarla sınırlı bulunmadığı, kısasın mümkün olduğu diğer bütün cismanî zararlarda da geçerli sayıldığı şeklinde yorumlanmıştır. (Râzî, ilgili ayetin tefsiri)
Hz. Peygamber (asm) devrinde bir kadın bir cariyenin dişini kırmış, cariye tarafı diyeti kabul etmeyerek, kısasta israr etmişti. Ashâb-ı kiramdan Enes b. en-Nadr, kısasen dişin kırılmasına karşı çıkınca, Rasûlüllah (asm); "Ey Enes!.. Allâh`ın kitabında ceza kısastır." buyurmuştur.
Cariye tarafının suçluyu affettiğini bildirmesi üzerine, Allah Rasûlü onların bu affı sebebiyle kazandıkları manevi dereceyi şöyle ifade buyurmuştur: "Allâh'ın öyle kulları vardır ki Allah'a yemin etse, Allah onu yemininde yalancı çıkarmaz." (Şevkânî, Neylü`l-Evtâr, Mısır t.y, VII, 26, 27)
Kısas gerektiren suçların ve cezalarının birden fazla olması halinde, duruma göre “cezaların toplamı” veya “en ağır cezanın verilmesi” sistemi benimsenmiştir. Suç failinin kısas gerektiren birden fazla suç işlemesi halinde birden fazla kısas birleşmektedir.
Buna göre, bir kimsenin burnunu kesen ve gözünü oyan kişinin de burnu kesilir ve gözü oyulur.
Gerek suçun oluşması gerekse cezanın uygulanabilmesi için aranan şartlar oluştuğunda yetkili mahkeme tarafından verilen kısas hükmü kamu yetkililerinin gözetiminde ilgili kamu organları tarafından infaz edilir.
Yaralama ve sakatlamalarda kısasın uygulanabilmesi için, suçun kasten işlenmesi yanında şu şartların da bulunması gerekir:
1. İki yer arasında eşitliğin olması.
2. Eşitliği sağlamanın mümkün olması.
3. Daha fazla veya daha eksik bir uygulama ile zulüm yapılmaması.
Bu çeşit suçlarda kısastan vazgeçmek, kısasın diyete dönüşmesini sağlar. (bk. Kasânî, Bedâyiu`s Sanâyi`, Beyrut 1401/1982, VII, 297; İbn Âbidîn, Reddü`l-Muhtâr, Mısır 1307, V, 485)
Cevap 3:
Bedende tek olan ve telefi halinde tam diyet gereken organlar; burun, dil, cinsiyet organı yahut haşefesi, meni kesilecek şekilde zürriyet, idrar yolu, büyük abdest yolu, deri, başın saçları, sakalın kılları gibi. (Kasâni, VII, 311; Şirâzî, Mühezzeb, II, 200; İbn Kudâme, el-Muğnî, VIII, I vd.)
Tam diyeti gerektiren çift organlar; iki el, iki ayak, iki göz, iki kulak, iki dudak, iki kaş, iki meme, meme uçları, husyeler gibi. Bunlardan yalnız bir tanesi telef olursa, yarım diyet gerekir. (Kâsâni, VII, 311)
Buna göre, burnu kesilen ve gözü oyulan kişi, eğer kısastan vazgeçerse, bir tam diyet alır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- ERŞ
- KISAS
- KISAS
- Trafik kurallarına uymamak günah mıdır?
- Erş nedir? Yaralama ve sakat bırakmada hangi ceza verilir?
- Kan bedeli nedir?
- "Birisini öldüren insana verilecek en adil ceza, onun öldürülmesidir." Bunu izah eder misiniz?
- Modern hukukun, İslam hukukundan daha insani olduğunu savunan birine nasıl cevap verilebilir?
- Gurre (diyeti) nedir, ne zaman verilir, kim verir ve kime verilir?
- Peygamberimiz, bir Yahudinin başını taşla ezerek öldürmüş müdür?