Bakara suresi 47. ve 122. ayetlerinde ırkçılık mı var?

Tarih: 17.12.2020 - 08:42 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bakara Suresi 47. ve 122. ayetleri açıklar mısınız?
- Bir sitede iki ayet için de aynı meal yapılmış olarak gördüm diye hatırlıyorum. Belki sitenin bir yanlışıdır. Burada kastettiğim site belki hata yapmıştır.
- Bir de bazı insanlar bu ayetlerde haşa ırkçılık olduğunu söylüyor bu durumu da açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam dininde ırkçılık yasaklanmıştır. İslam dini başlangıçtan itibaren bütün insanların eşit olduğunu, üstünlüğün ancak takvada olduğunu belirtmiştir.

Evet, iki ayetin meali de aynıdır:

“Ey İsrailoğulları! Size geçmişte verdiğim nimetimi ve sizi cümle aleme üstün kıldığımı hatırlayın.” (Bakara, 2/47, 122)

İsrailoğullarının “cümle aleme üstün kılınması”ndan maksat, onların kendi dönemlerinde küfür ve dalalet içinde yaşayan milletlere karşı ilahî dini benimsemeleri sebebiyle kazandıkları üstünlükleridir; buna karşılık, yine Kur'an’ın açıklamasına göre Müslümanlar “en hayırlı ümmet”tir. (Âl-i İmran 3/110)

Şu halde, üstünlük ırk ve soy yönüyle değil, Allah’ın gönderdiği hak dini kabul etmeye, onun emir ve yasaklarına uygun davranmaya ve gönderdiği peygamberlerin yolundan gitmeye bağlıdır. (bk. İbn Atıyye, Razi, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)

Ayette dolaylı olarak onların bu üstünlüklerinin, tevhid geleneğine sahip olmalarından kaynaklandığına ve bununla kayıtlı olduğuna da bir işaret vardır.

Nitekim onların, tevhid dininin ilke ve kurallarından sapmaları sebebiyle bu üstünlüklerini kaybettiklerini, Hz. Musa’nın onları “fâsık” olarak nitelediğini, sonuçta türlü şekillerde cezalandırıldıklarını bildiren ayetler de vardır. (Mesela bk. Mâide 5/20-26, 77-82; İsrâ 17/4-7)

Tevrat’ta da yer yer İsrailoğullarının basit arzuları veya çıkarları sebebiyle ahdi bozdukları, yoldan çıktıkları, başka tanrı veya tanrılar edindikleri, şeriatın hükümlerini ihlal ettikleri belirtilerek onlara lanetler yağdırıldığı görülmektedir. (Mesela bk. Tesniye, 28, 29, 30, 31. Bablar)

Buradan, dolaylı olarak, Müslümanların “en hayırlı ümmet” niteliğini korumalarının da “Allah’a itaat edip emirlerine uymalarına, yasaklarından sakınmalarına” bağlı olduğu anlaşılmaktadır. (Taberî, 1/265)

Bu ayetin aynı surenin 122. ayetinde söz konusu nimetlerle ahirete dair uyarıların bu bağlamda Yahudilere bir defa daha hatırlatılmasının sebebi, onların –bundan sonraki bölümde kendisinden söz edilecek olan– Hz. İbrahim’in soyundan gelmeleriyle övünmeleri ve bu özellikleri sayesinde ahirette kurtuluşa erecekleri ümidine kapılmalarıdır.

Devamındaki ayette bu yanlış düşüncelerine cevap verilmektedir:

“Öyle bir günden korkun ki, o gün kimse başkası için bir şey ödeyemez; hiç kimseden fidye kabul edilmez, kimseye şefaat fayda vermez, onlara asla yardım da yapılmaz.” (Bakara, 2/123)

Bu iki ayette onlara bir bakıma şöyle denilmektedir:

Allah sizlere, zaman zaman dünyanın en üstün milleti olmanızı sağlayan pek çok lütuflarda bulunmuştur. Fakat imtihan için ve şartlı olarak mazhar olduğunuz bu lütuflar, size boş bir şefaat ümidi verip gevşekliğe kapılmanıza yol açmamalı, aksine sizin için bir sorumluluk sebebi olmalıdır. Zira ahiret gününde hiç kimseye soyuna göre muamele edilip iltimas geçilmeyecek, şefaat edilmeyecektir.

Demek ki, ayetlerde ırkçılık anlamına gelecek bir durumun olmadığı açıktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun