Ayetleri okuyup anlamayışımız, Allah yardım etmiyor anlamında mıdır?

Tarih: 15.05.2021 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Mutlaka mantıklı cevabı olduğundan 100 % eminim.
- Ayeti biliyorsunuz zaten. Ayette bahsedilen, "yol gösterme/yardım" ile "anlamak" aynı mıdır bunu öğrenmek istiyorum?
- Şeytan bana: "Allah yardım etseydi mutlaka anlardın okuduktan sonra, demek ki yardım etmiyor" diyor. Bunun cevabı nedir?
- Ayetleri okuyup araştırıp hala anlamayışımız, Allah yardım etmiyor anlamında mıdır? Yoksa anlamasak dahi, ayeti okumamız bile Allah’ın yardımı mıdır?
- Ayetteki anlam; ilim öğrenmek ayeti anlamayı kastediyorsa o zaman yardım etmiş olmuyor mu ilk anlamadığım zamanlar?
- Yani bu konuyu nasıl anlarız? Ya da ayetteki yardım yol gösterme; ayeti anlamak konusunun dışında mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Ayetleri anlamayışımız “Allah yardım etmiyor anlamında” değildir. 

Çünkü Allah imtihana tabi tuttuğu insanlara -adil bir sınavın gerçekleşmesi için- akıl, idrak ve anlama kapasitesi, çalışma şevki ve özgür irade gibi unsurları -kalem defter hükmünde- eline vermiştir. 

Eğer Allah “insanlara yardım etmediği için, ayetleri anlamadığını” söylersek, imtihanın baştan itibaren haksız bir mecrada yürüdüğünü kabul etmemiz gerekir. Zira bu takdirde -haşa- Allah’ın yardım ettiği kimse imtihanı kazanır, yardım etmediği kimse ise kazanamaz, gibi yanlış bir mana çıkar.

İnsana, akıl, idrak ve anlama kapasitesi, çalışma şevki ve özgür irade gibi fıtrî imtihan malzemeleri yanında, vahiy ile de imtihan sorularının ve cevaplarının bir kopyasını verilmiş, hangi soruya nasıl bir cevap verileceği de çok net ve kesin olarak açıklanmıştır.

- "yol gösterme / yardım" ile “anlama” aynı manaya gelen yönleri olmakla beraber, arasında farkların olduğu durumlar da vardır. Her anlama bir yardım ve destektir, ancak her yardım ve destek bir anlama değildir.

Örneğin, doktorun sizi ameliyat etmesi bir destek ve yardımdır, ancak siz bunun nasıl olduğunu anlamayabilirsiniz, zaten anlamanız da şart değildir.

Şu halde arasında farklar olabilir.

“Anlamak”, değişik kademelerde gerekli malzemeleri kullanmak suretiyle sonuca varmaktır. Bazen bir çobanın aklı bir bilim adamından daha fazla olduğu halde, anlama kapasitesi çok geride olabilir. Çünkü anlamak için aklı kullanmak gerekir. Aklı kullanmak için de ilgili konuyu bilmek gerekir.

Akıl mucit değil kâşiftir. Bilmediği bir şeyi icat edemez. Yalnız kendisine gösterilen ilim ve görgüdeki hususları idrak eder.

İşte bu, akıl tarafından edinilen bir anlayış ve kavrayıştır. Yoksa aklı bedahet derecesinde bir gerçeği kavramaya zorlamak imtihanın özgür düşünme sırrına aykırıdır. Çünkü “Bu dünya tecrübe (imtihan) meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyarı (özgür iradesi) elinden alınmaz.” (Nursi, Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, s. 344)

Bakınız şu anda bizim ilkeler bazında sizi bilgilendirmemiz, yol göstermek manasında bir yardımdır. Doğrudan öğrenim-öğretim sisteminde gereken bütün bilgileri aktardığımızda bu ayrı bir yardım olur.

Hayırlı her işte muvaffak olmak bir ilahî yardım sayesindedir. Fakat Allah her şeyi hikmetle yaptığı için Hakîm isminin bir gereği olarak “nerede, nasıl, ne kadar yardım edeceğini” sonsuz ilim ve hikmeti ile tayin ve takdir eder.

Her hayır ve iyi işler yapmada mutlaka bir icat ciheti vardır ve gerçekleşmesi için Allah’ın yardımına muhtaçtır. Onun için yapılan iyi işlerin bir zerresinde bile ilahî yardım söz konusudur.

Bediüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki ifadelerinden bu gerçeği anlamak mümkündür:

“Evet, ey insan! Sende iki cihet var: Birisi, icad ve vücud ve hayır ve müsbet ve fiil cihetidir. Diğeri; tahrib, adem, şer, nefy, infial cihetidir.

Birinci cihet itibariyle; arıdan, serçeden aşağı.. sinekten, örümcekten daha zaîfsin.

İkinci cihet itibariyle; dağ, yer, göklerden geçersin. Onların çekindiği ve izhar-ı acz ettikleri bir yükü kaldırırsın. Onlardan daha geniş, daha büyük bir daire alırsın. Çünkü sen iyilik ve icad ettiğin vakit, yalnız vüsatin nisbetinde, elin ulaşacak derecede, kuvvetin yetişecek mertebede iyilik ve icad edebilirsin. Eğer fenalık ve tahrib etsen, o vakit fenalığın tecavüz ve tahribin intişar eder.” (bk. age., Yirmi Üçüncü Söz, s. 320)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun