Arabistan'da olmayan nimetler, neden cennette en çok vaad edilenlerdir?

Tarih: 13.10.2012 - 06:17 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Cennette yeşillikler, kuşlar, ırmaklar vaad ediliyor. Sürekli hurmadan, üzümden bahsediliyor. Arabistan'da en çok sevilen şeyler ve olmasını istediği nimetler genelde bunlar.

- Neden cennette başka nimetler değil de bunlar vaad ediliyor en çok?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Kur’an’da Arabistan’daki insanların yakından tanıdığı meyvelerden bahsedilmesi, diğer insanların arzularının dışında bir şey değildir.

Hurma ve üzümü dünyanın her tarafındaki insanlar sever. İnsanların en çok sevdiği yeşillikler ve sular/denizler/ırmaklar olduğu artık kimsenin meçhulü değildir.

Örneğin, bugün İstanbul’da -uzak da olsa- bir evin bir penceresinde denizin azıcık bir köşesi görünüversin; o evin fiyatı/kirası birden yukarıya tırmanmaya başlar. Bu şunu gösteriyor: Allah, insanı hangi güzel duygularla donatmışsa, mükâfat yeri olan cenneti de o duyguları tatmin eden bir donanımla hazırlamıştır.

- Bununla beraber, Kur’an’ın ilk muhatapları olan Arapların bilmedikleri şeylerden söz edilseydi, o zaman belagat kuralına da aykırı olurdu. Zira, Kur’an, insanları doğru yola davet ederken, davetini cazip hale getirmek için iki kriter kullanmıştır: Bunlardan biri mükâfat yeri olan cennet, biri de ceza yeri olan cehennemdir.

Müjde ve uyarılardan söz edilirken, bu iki mekâna vurgu yapılması, onların tanıtılması gerekir. Bilinmeyen, görülmeyen mekânlardan söz edildiğine göre, muhatapların onları bir nebze tanıyıp anlayacakları bir üslubun kullanılması zorunludur. Bu da ancak muhataplara dünyada görüp bildikleri şeyler türünden benzerlerini hatırlatmakla mümkündür.

Abdullah b. Abbas:

“Cennetteki nimetler ile dünyadakilerin arasında sadece isim benzerliği vardır.” (Beyhakî'den naklen Âlûsî, 1,204)

derken, bu hakikate işaret etmiştir.

Demek ki, muhatapların bildiği nimetlerden söz edilmesi, irşad hikmetinin ve belagat ilminin gereğidir.

Kaldı ki, Kur’an’da sözü edilen daha başka nimetler, meyveler de vardır.

“Cennette nefislerin arzuladığı, gözlerin lezzet aldığı her şey vardır.” (Zuhruf, 43/71)

mealindeki ayette sadece Arapların değil, bütün insanların tasavvurlarının çok ötesinde her türlü nimetin varlığından söz edilmiştir.

Hz. Peygamber (asm) de -âdeta bu ayetin bir nevi tefsiri mahiyetinde- şöyle buyurmuştur:

Cennet, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir insanın tasavvur bile edemediği nimetlerle dolu güzel bir yerdir.” (Mecmau’z-zevaid, h. no: 18718)

- Diğer taraftan, sadece Araplar değil, isteyen herkes aşağıda mealleri verilen ayetlere uygun hareket eder ve lezzet dolu ebedi hayat yurdu cenneti kazanır:

“Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanır ki, kendilerine o âyetler hatırlatıldığında, derslerini hemen alır, secdeye kapanır, Rablerine hamdeder, O’nu takdis ve tenzih ederler, asla kibirlenmezler. Teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkar, cezalandırmasından endişe içinde, rahmetinden de ümitli olarak Rab’lerine dua edip yalvarırlar ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  İşte onların dünyada yaptıkları makbul işlere mükâfat olarak gözlerini aydın edecek, gönüllerini ferahlatacak hangi sürprizlerin, hangi nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez.” (Secde, 32/15-17)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun