Allah zamandan münezzeh ise, kainatı yaratmaya nasıl karar veriyor?
- Kainatı yaratmak karar vermeyi icap eder sanırım. "Karar verme" işi de zaman, zaman içinde gerçekleşecek bir şey.
- Allah zamandan münezzeh olup ta kainatı yaratmaya nasıl karar verdi. Bu bir paradoks değil mi?
Değerli kardeşimiz,
- Allah için kullanılan bazı ifadeler, insanların dar kapasitesinden kaynaklanır.
Allah’ın kader ve kazası için şayet “karar verme” diyorsak, bu gerçekten insanların daha sonra düşünüp bir karara vardığı anlamına gelmez. Bu, insanların kendi örf ve adetlerine uygun gördüğü bir ifade tarzıdır.
- İşin doğrusu şudur: Allah’ın kararı onun iradesinin eşyaya taalluku manasına gelir. Her şeyin sonradan var olacağına dair bilgi Allah’ın ezeli ilminde yer almaktadır. “Mevcudat-ı ilmi” denilen bu varlıklar arasında bizzat zamanın kendisi de vardır. Çünkü zaman da yaratılmıştır. Örneğin; dünyamızdaki zaman mefhumu, yerküresinin güneş etrafındaki dolanımından meydana gelen bir periyot limitidir.
Allah’ın ezeli ilminde var olan kâinatın diğer unsurları gibi elbette zaman da o ezeli ilmin bir zarfı / bir dairesi olamaz. Olsa olsa, her şeyi kuşatan ezeli ilim zarfı içinde ilmî vücudu ile yer alan bir mazruftur.
- “... Amma 'Levh-i Mahv-İsbat' ise, sabit ve daim olan Levh-i Mahfuz-u A'zam'ın daire-i mümkinatta, yani mevt ve hayata, vücud ve fenaya daima mazhar olan eşyada mütebeddil bir defteri ve yazar bozar bir tahtasıdır ki, hakikat-ı zaman odur. Evet her şeyin bir hakikatı olduğu gibi, zaman dediğimiz, kâinatta cereyan eden bir nehr-i azîmin hakikatı dahi, 'Levh-i Mahv-İsbat'taki kitabet-i kudretin sahifesi ve mürekkebi hükmündedir ...” (Sözler, Otuzuncu Söz, s. 548-549)
- “Sonradan karar verme” ifadesi, İslam literatüründe Mutezile mezhebinin NESH konusu için kullandığı “BEDA” (sonradan Allah için malum olan) mefhumunu çağrıştırmaktadır. Mutezile bu sebepten ötürü, neshi kabul etmez.
Ehl-i sünnete göre, Allah’ın bazı ayetlerin hükmünü sonradan kaldırması, onun sonradan bu hikmetin farkına vardığı manasına gelmez. Bunun tam tersine, Allah sonsuz ezeli ilmiyle neyi ne zaman nasıl yapacağını çok iyi bilmektedir. Onları zamanı gelince yapması ise, yeni verdiği bir karar değil, ezelden beri var olan o kararın, daha doğrusu kaderin kazaya dönüşmesi manasına gelir. Bu ise Allah’ın iradesine bağlı olarak tahakkuk eder. Allah’ın bu iradesinin hareket geçmesi de ezeli ilmine uygundur. (krş. Katade, en-Nasihu ve’l-Mensuh, Müessesu’r-Risale, 1418/1998, 1/7)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Varlıkların, İlm-i İlahi ve Levh-i Mahfuz dışında kayıtları var mıdır?
- LEVH-İ MAHV İSPAT
- Kâinat daire-i ilimden daire-i kudrete geçerken, Cenab-ı Hak her an bir kâinatı yeniden yaratıyor gibi bir mâna anlaşılıyor, doğru mu? Bundan hâsıl olan "zaman" mefhumuna ruhlar da dâhil midir?
- Risale-i Nur'da Einstein´in "İzafiyet Teorisi" ile İlgili Bilgiler Var mıdır?
- Kaderin tanımında veya kapsamında, kaderi muallak ve kaderi müsemma denen kavramlar var mıdır? Risalelerde bu konuda bir açıklama yer almış mıdır?
- İnsanın kaderi ne zaman son bulur?
- Levh-i mahfuzda ahiret hayatında sonsuza kadar olacaklar da yazılmış mıdır?
- "Daire-i mümkinat içinde, kader-i İlâhînin yazar bozar bir levhası hükmünde ve kudret-i İlâhiyenin kavânîn-i icraatına tebeddül ve tagayyür eden bir defteri olabilen ve pek yanlış ve hata olarak tabiat,.." İzah eder misiniz?
- "Hem kâinattaki hadsiz faaliyeti iktiza eden tezahür-ü rububiyete ve tebarüz-ü kemâlât-ı İlâhiyeye beş vech ile hizmeti dahi, ulvî bir vazife-i fıtratıdır." cümlesini izah eder misiniz?
- "Eski zamanlarda bazen böyle fedakâr zâtlar, kendi dostu yerine ölüyorlardı. Zannederim, o merhum benim yerimde gitti." Hafız Ali Ağabeyin Üstad yerine gitmesini nasıl anlamalıyız? Ölüm herkes için belli değil midir?