Alemin üçte birinin öldürülmesi caiz mi?
- Âlemin kurtuluşu için, alemin üçte birinin katli caizdir anlamında bir hadis/fetva var mı?
- Sadece niyet bu kadar büyük bir ruhsat kazandırabilir mi insana?
- Katledilen kesim için adaletsizlik olmaz mı bu durum?
Değerli kardeşimiz,
Hayır, caiz değidlir. Sadece suçlu olanlara, suçlarına göre ceza verilebilir.
Soruda geçen konuya gelince:
Öncelikle ifade edelim ki, Maliki Mezhebine ait olan kaynaklarda böyle bir ifade yok. Bu nedenle de Maliki âlimleri bu görüşün İmam Malik’e nisbet edilmesini uygun görmezler. Muhtemelen, İmam Malik’in bazı ifadelerinden böyle bir mananın da çıkabileceği şeklinde yorumlanmış olabilir.
Eğer böyle bir söz varsa, bunun Müslümanları toptan yok etmek isteyen ve onları sapkınlığa çağıran kimselerle ilgili olduğu söylenebilir.
Bu kısa bilgiden sonra detaya gelince:
- Bu konuda açık bir ayet ve hadis söz konusu değildir. İmam Gazali, bu konuya “el-Menhul fi ilmi’l-Usul” adlı eserinde temas etmiş ve “Mesalih-i mürsele” denilen fkhî bir kaide çerçevesinde değerlendirmiştir.
Bu konuda âlimlerin farklı görüşleri vardır, fakat “Mesalih-i mürsele” denildiği zaman ilk akla gelen İmam Malik’tir. Zaten adı üstünde; “Mesalih-i mürsele”dir. Yani insanların faydasına olan ve İslam’ın ruhuna açıkça aykırı olmayan maslahatların gittiği yere kadar bunu bir delil-i şeri olarak kullanmak...
Özellikle bu konuda zaruri bir ihtiyaç ortaya çıktığı zaman, açıkça bir nas olmasa bile bununla amel edilebilir. Ancak fakihlerin bu konuda farklı içtihatları vardır.
- Burada, soruda özellikle sorulan İmam Malik’e göre “Masalih-i mürsele” nasıl olduğunu kısa birkaç madde hâlinde açıklamaya çalışacağız:
1) Önce “ümmetin üçte ikisinin maslahatı varsa üçte biri öldürülebileceğine” dair sözün İmam Malik’e ait olup olmadığını araştıracağız:
a) Bazı İslam âlimlerine göre, bu söz ona aittir.(1)
b) “Masalih-i mürsele” kaidesi, İmam Malik ve bazı Şafiiler dışında âlimlerin büyük çoğunluğu tarafından şeri delil olarak kabul görmemiştir.(2)
c) Maliki âlimlerinden İmam Karafi’nin bildirdiğine göre, “ 'Mesalih-i mürsele'nin delil olarak kullanılması yalnız bizim (Maliki) mezhebin bir delili olduğu söylenmektedir. Aslında 'Bunu kabul etmiyoruz.' diyenler de uygulamada kullanmışlardır. Kitaplarını tetkik eden bu husus görür.”(3)
d) Karafi, başka bir eserinde İmam Malik’e nispet edilen “Halkın üçte ikisinin kurtulması için üçte biri feda edilebilir.” manasına gelen kuralın Maliki âlimleri tarafından kabul edilmediğini bildirmiştir.(4) Aynı ifadeleri Maliki âlimlerinden eş-Şemani’nin eserinde de görebiliriz.(5)
e) Kanaatimizce İmam Malik, ilgili yaygın sözü söylememiştir. Fakat manalar, İmam Malik’in “Masalih-i mürsele” konusunda serdettiği düşüncelerinden kaynaklanmış olabilir. Çünkü bu sözü ibraz edenler sika ve âlim insanlardır.
f) Maliki usulcü Ebyari, bu ifadenin İmam Malike dayandırmayı doğru bulmaz ve maslahat ile iki kuralı belirtir:
Birincisi: Maslahata tabi olmanın şartı, şeriattan anlaşılan bir şeyle tenakuz etmemesidir.
İkincisi ise burada maslahatla salt zararın defi ve menfaatin celbinin kastedilmemiş olmasıdır. Zira ona göre buradaki maslahattan kasıt, şeriatın kastettiği şeye riayet edilip muhafaza edilmesidir.
Ebyari devamla, bu konuda Maliki ile mezhepler arasında bir fark bulunmadığını ve her iki mezhebi birbirinden ayırmaya gayret etmenin de doğru olmayacağını belirtir.(6)
g) Ebyari’ye göre, eğer İmam malik bu anlamda bir ifade söylemişse bunun doğruya yorumlanması mümkündür. Şöyle ki; fesat ehli olanlar, Müslümanlara karşı savaş açıp onları batıla davet etmeleri durumunda şerlerini bertaraf etmek ve bu görüşlerinden vazgeçmeleri için onlarla savaşılmasının mahzuru yoktur.(7)
Özetle söylemek gerekirse, Maliki mezhebinin kaynaklarında böyle bir ifade yer almamıştır. Eğer böyle bir ifade varsa, olumsuz anlamda her konu için değil, olumlu anlamda belli bir konu için yorumlayıp aralarını bulmak ve telif etmek gerekir. Bu da arz ettiğimiz şekilde çözülebilir diye düşünüyoruz.
Kaynaklar:
1) bk. Gazali, el-Menhul, 1/454,612; Cuveynî, Burhan, 2/180; Ebu’r- Rabi Süleyman b. Abdulkavi, Şerhu muhtasari-al-ravza,3/209; Alauddin es-salihi el-Hanbeli, et-Tahbir Şerhu’t-Tahrir, 7/3391.
2) bk. Alauddin es-salihi el-Hanbeli, et-Tahbir Şerhu’t-Tahrir,7/3391.
3) el-Karafi, es-Semeru’d-dani, 1/445-448.
4) bk. Karafi, Nefaisu’l-Usul Şerhu’l-Mahsul, 9/4092.
5) Menehu’l-Celil Şerhu Muhtasari Halil, 7/513.
6) Ebyârî, et-Tahkîk ve’l-beyân, 4/144-145.
7) Ebyârî, et-Tahkîk ve’l-beyân, 4/175-178, 4/232-241.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- MALİKİ MEZHEBİ
- Yırtıcı olan hayvanlar haram mı mekruh mu?
- 17. İmam Malik “Allah göktedir.” demiş midir?
- Tasavvufu bilip fıkhı bilmeyen küfre mi girmiş olur?
- MESÂLİH-İ MÜRSELE
- Spastik ağır engelli abdesti nasıl alır?
- Karısını veya çocuğunu terbiye ederken öldürene kısas yapılır mı?
- Neye dayanılarak İslam’ın hükümlerinde zamana göre değişiklik olabileceği söyleniyor?
- Allah'ın zatıyla arşın üzerinde olduğunu nasıl anlamalıyız?
- Fatiha suresini okumayan cemaatin namazı geçerli mi?