“Beni insanların en iyisi bilmeyen kâfirdir.” hadisini açıklayabilir misiniz?
- Mümin kafirden üstündür, manasına mı geliyor?
Değerli kardeşimiz,
“Beni insanların en iyisi bilmeyen kafirdir.” anlamında bir hadis rivayeti bulamadık.
Eğer bu anlana gelecek sahih bir hadis varsa konu şöyle açıklanabilir:
1. İnsanların değeri güzel ahlaklarıyla ölçülür. Bütün peygamberlerin en önemli görevlerinden biri, Allah tarafından güzel kabul edilen ahlakı ders vermektir. Nitekim Hz. Peygamber Efendimiz (asm) de
“Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.” (Muvatta, Hüsnül Hulk 8)
buyurmuştur.
İnsanların değeri güzel ahlakla ölçüldüğüne göre, Hz. Muhammed (asm) insanların en üstünü, en hayırlısı, en iyisi demektir. Çünkü, bizzat Kur’an’da Allah ona hitaben
“Muhakkak ki sen en büyük / en güzel ahlak üzeresin.” (Kalem, 68/4)
buyurmuştur. Bu ayet aynı zamanda onun bütün insanlardan üstün olduğunu açıkça ifade etmektedir. Bu sebeple, Hz. Peygamber (asm)'in insanların en üstünü olduğuna inanmayan kimse, bu ayete inanmamış olur ki, bu küfür manasına gelir.
2. Bu üstünlük manevî değerler itibariyledir. Yoksa, "mümin dünyada, kuvvette, zenginlikte, mevki-makamda her zaman kâfirden üstün olduğu" anlamına gelmez.
Kur’an’da ifade edildiği üzere, insanlar ve cinlerin yaratılış gayesi Allah’ı tanımak, ona iman etmek ve ona kulluk etmektir. Bu Kur’anî ölçüye göre, Allah katında en değerli olanlar, Allah’a iman edenlerdir. Ahirette hiç kimsenin imansız olarak cennete girmemesi de bu gerçeğin başka bir belgesidir.
Şu da bir gerçektir ki, insanların kıymeti Allah tarafından değer ölçüsü olarak kabul edilen iman ve İslam’ın vasıflarıyla orantılıdır. Bu vasıflar -mümin, kâfir ayırımı olmaksızın- kimde bulunursa bulunsun bir değer ifade eder. Örneğin, doğruluk, çalışkanlık, ilim-irfan imanın bir vasfıdır. Bu vasıflar kâfirde de bulunsa yine değerlidir. Bunun aksine, yalancılık, tembellik, cahillik küfrün birer vasfıdır. Bunlar bir müminde de olsa yine kötü ve değersizdir.
Bu açıdan bakıldığı zaman, bazen kâfir taşıdığı iman vasıfları sebebiyle, küfür sıfatlarını taşıyan mümine bu noktalarda daha üstündür denilebilir. Zalim bir müminin âdil bir kâfirden adalet noktasında üstün olmadığı açık bir gerçektir. Hırsız bir mümin, emin bir kâfirden o noktada üstün olduğunu iddia etmek mümkün müdür?
Yalnız şunu unutmamak gerekir ki, her müminin bütün sıfatlarının her zaman mümin olması lazım gelmediği gibi, her kâfirin bütün sıfatlarının da kâfir olması lazım gelmez. Yukarıda ifade edildiği üzere, kâfirde mümin sıfat, müminde kâfır sıfat bulunabilir. Ancak, mümin taşıdığı kâfir sıfatlarla kâfir olmadığı gibi, kâfir de taşıdığı mümin sıfatlarla mümin olmaz. Mümin kiliseye gitmekle kâfir olmadığı gibi, kâfir de mescide girmekle mümin olmaz.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hakimler sadece şeriat ülkesinde mi adil olurlar?
- “Beni insanların en iyisi bilmeyen kâfirdir” hadisini açıklayabilir misiniz? Mümin kafirden üstündür müdür?
- MEKKE'NİN FETHİNDEN SONRA ETRAFA VALİ ve ZEKÂT MEMURLARININ GÖNDERİLMESİ; MEDİNE'YE HEYETLERİN GELMESİ
- Ali bin Ebî Tâlib (r.a.)
- Mi’rac: Arş Yolcusu
- Ukbe bin Âmir (r.a.)
- “Baba sevgisini koru. O sevgiyi kesip atarsan Allah da senin mutluluk ışığını söndürür.” anlamında bir hadis var mıdır? Baba sevgisinin ölçüleri nelerdir?
- "Haklıyken bile çekişmeye girmeyen, şakadan da olsa yalan söylemeyen ve huyunu güzelleştiren kimseye, cennette köşk verilmesine kefilim." anlamına gelen hadise göre, cennette haksızlık yapanlar mı olacak?
- Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine mi yoksa kafir olarak mı doğar?
- Hüseyin (r.a.)