Yalan ve riya (gizli şirk) aynı şeyler midir?

Tarih: 21.02.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

-Gizli riyakarlık ne demektir?
- Riyakarlık zaten gizli şirk değil midir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Yalan ile riya aynı şeyler değildir. Bazen kişi kendisinde var olan bir meziyetini ortaya koyarak onunla riyakarlık yapabilir. Bu tavır bir riyakarlık olmakla beraber  yalan değildir. Fakat bunun yanında, bazen kişi kendisinde bulunmayan bir meziyeti sahiplenerek de gösteriş yapabilir. Böyle bir tutum hem yalan hem de riyakârlıktır.

“Yaptıklarından ötürü sevinen, öbür taraftan yapmadıkları işlerden dolayı (onları yapmış gibi) övülmek isteyen kimselerin sakın azaptan yakayı kurtaracaklarını sanma! Çünkü onlara o can yakıcı azap vardır.” (Al-i İmran, 3/188)

mealindeki ayette, yalan tezgâhında kurulmuş bir riyakarlığa işaret ettiği gibi, 

“Vay haline şöyle namaz kılanların: Ki onlar namazlarından gafildirler (kıldıkları namazın değerini bilmez). İbadetlerini gösteriş için yapar, zekât ve diğer yardımlarını esirger, vermezler.” (Maun, 107/4-7)

mealindeki ayetlerde de yalan olmayan bir riyakârlığa işaret edilmiştir.

“Gizli riyakârlık” ifadesinin geçtiği yeri görmeden bir yorum yapmak doğru olmaz. Asıl olan “riyakarlığın şirk-i hafî / gizli şirk olduğu” gerçeğidir.

Ayrıca, sözlü yalancılık, fiilî yalancılık olduğu gibi; sözlü riyakarlık, fiilî riyakarlık da vardır.

Bir de  “kalbî riyakârlık” ifadesi vardır ki, riyakarlığın bütün çeşitlerinin asıl mayasıdır. Yani, kişinin içinde sakladığı niyeti gösteriş ise söylediği ve yaptığı işlerinde riyakarlık var demektir. Belki de “gizli riyakarlık” tabiri bu manada kullanılmış olabilir.

Gizli riya, yalnızca riya için yapılmayan, ancak yapılırken içine riya karışan ameller olabilir. Mesela, yalnız olduğunda şevksiz yaptığı ibadeti, başkaları varken huşu ve neşe içinde yapmak gibi. Yine, bir mümin amelini her zaman aynı şevkle yaparken, ancak ibadet ehli olduğunu başkalarının bilmesini arzu edebilir. Bu da kalbin başka bir riyasıdır. Bazıları amellerinin başkaları tarafından duyulmasından ve bilinmesinden hoşlanmayabilir. Ancak karşısındaki insanların kendisine hürmet etmesini, kolaylık göstermesini ister. Böyle bir kimse, farkında olmadan yaptığı ameller karşılığında, insanlardan hürmet ve mükâfat beklemektedir.

Esasen manevi hastalıkları siyah veya beyaz gibi iki keskin hat şeklinde anlamak yanlış olur. Yani bu gibi manevi hastalıkları ya küfür ya da iman keskinliğinde değerlendirmek, İslam inanç esasları ile bağdaşmaz. Bu yüzden bu manevi hastalıkların tonları ve mertebeleri vardır.

Bu hastalıklar zaman zaman mümin insanlarda da bulunabilir. Bunları küfür ve şirkten tut, ta iman dairesinde olup da kalbi hastalık şeklinde bulunan çeşitleri olabilir.

Riyanın en ileri derecesi münafıklık (inanmadığı halde inanmış gibi görünmek) iken, en hafif derecesi amelde samimiyetsizliktir. Yani riya ve gösteriş, müminde manevi bir hastalık iken, kafirde nifak ve münafıklık boyutundadır. Bu sebeple her riyaya şirk demek yanlış olduğu gibi, her riyakara da münafık demek yanlış olur.

Diğer taraftan, ibadetleri yaparken insanlardan övgü ve saygı beklemek riya olduğu gibi, aynı zamanda Allah'a karşı samimiyetsizliktir. Şüphesiz Allah, amel ve ibadetlerin kimler için, ne maksatla yapıldığını en iyi bilendir. O’nu kandırmak -haşa- asla mümkün değildir. Kul ancak kendini, bir de diğer insanları kandırabilir.

Bütün bunlar yapılan ibadetleri kökten yok etmemekle beraber, sevaplarını noksanlaştırabilir. Bu nedenle iç dünyamızda riya olabilir düşüncesiyle ibadetleri terk etmek asla doğru değildir. Bir taraftan ibadetlere devam ederken, diğer taraftan sadece Allah rızası için ibadetlerimizi yapmanın yollarını arayacağız.

İlave bilgiler için tıklayınız:

Şirk-i hafî / gizli şirk ne demektir?

Riya nedir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun