Sofestailere, kainatı ve kendilerini yok sayanlara nasıl cevab verilmeli?

Tarih: 27.10.2015 - 15:37 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sofestailere, kainatı ve kendilerini yok sayanlara nasıl cevap verilmeli, ne denilebilir, nasıl ikna veya ilzam edilebilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sofestai, (Sevfestâi) kainatın yaratıcısını, Cenab-ı Hakk'ı kabul etmemek için her şeyi inkâr eden ve müsbet veya menfi hiçbir hükme varmayan, daima şüphe içinde kalmayı esas alan felsefi bir doktrinin (septisizm) mensubu demektir.

Bu anlayışta olanlar, alemde hakikat namına hiçbir şey tanımayan ve hakikati araştırmayı bile aklına getirmeyen zevküsefa, şiir ve edebiyatla eğlenen safsatacılardır.

"O Vahid-i Ehad'i kabul etmeyen ya nihayetsiz ilâhları kabul edecek veyahut ahmak sofestai gibi hem kendini, hem kâinatın vücudunu inkâr edecek." (bk. Nursi, Mektubat, Yirminci Mektup, İkinci Makam)

Nihilistlerin görüşü de her şeyi inkar olduğundan, onlar da bu sınıfa girerler.

Nasıl ki heykelin ustasını inkar edebilmek için, heykeli usta kabul etmek; kitabın katibini inkar edebilmek için, kitabı katip kabul etmek; resmin ressamını inkar edebilmek için de resmi ressam kabul etmek gerekir. Yani “mümkün-ü vücud” olan bu eşyaları, “vacibü'l-vücud” bilmek gerekir.

Aynen bunun gibi, Cenab-ı Hakk’ı inkar edebilmek için de mümkün-ü vücud olan şu kainatı, içindeki eşyayı ve hatta zerreleri dahi, vacibü'l-vücud kabul etmek gerekir. Bunu kabul edemeyen, kainata “mümkün” demek zorunda kalır. “Mümkün” diyen de bu mümkünün yokluğunu varlığına tercih eden Vacibü'l-Vücudu, yani Allah’ı kabul etmek zorunda kalır.

Allah’ı inkâr edebilmek için maddeye ezeliyeti vermek ve “Madde yaratılmamıştır, kendi kendine vücud sahibidir.” demek gerekir. Zira bir şey ezeli değilse, hâdisdir (sonradan olmuştur). Hâdis olan ise, bir muhdise (yaratıcıya) muhtaçtır. Maddenin ezeliyeti kabul edilmezse, hâdis ve mümkün olduğuna hüküm edilecektir. Bu ise bir muhdisi, yani Allah’ı kabul ve tasdik ettirecektir.

İşte bu sırdan dolayı kelam âlimleri, maddenin ezeli olmadığını ispat ile Cenabı Hakk’ın varlığını ispat etmeye çalışmışlardır.

Bu meseleyi şu misalle daha iyi kavrayabiliriz:

Elimize bir kalem alıp, bir kâğıda “A” harfi yazdığımızı farz edelim. Yazdığımız bu “A” harfi hâdisdir, yani sonradan olmuştur. Birkaç dakika önce yoktu, şimdi ise var. Yani ezeli değildir, hâdisdir. Madem “A” harfi birkaç dakika önce yoktu, o halde onu yazan bir muhdis (sonradan yapan) olmalıdır. Muhdis olmadan, “A” harfinin vücud bulması mümkün değildir.

Şimdi eğer siz, “A” harfinin muhdisini inkâr etmek istiyorsanız, iki şeyden birini yapmalısınız:

1. “A” harfini inkar etmelisiniz. Zira harfi inkar ettiğinizde, katibi de inkar edebilir ve diyebilirsiniz ki: “ ‘A’ harfi yok ki, katibe ihtiyaç olsun.”

İşte felsefecilerin Sofestai denilen kısmı bunu yapmış ve harf hükmünde olan kainatı inkar ederek, her şeyin, hatta kendilerinin dahi hayal olduklarını kabul etmişlerdir. Kâinatı inkâr ettiklerinden, “Hâdis olan bu kâinatı kim yarattı?” sorusuna muhatap olmamışlardır. Zira onlara göre kainat yoktur ki, bir ustaya ihtiyaç olsun. (Kendilerinin ve kainatın hayal olup olmadığını herhalde son nefeste anlamışlardır.)

2. Eğer Sofestailerin yaptığını yapamaz ve sayfadaki “A” harfini inkâr edemezseniz, ustasını inkâr etmek için tek yol kalır, o da: “A” harfinin yazılmamış olup, ezelden beri orada olduğudur. Zira yazılmamış ve kendi kendine ezelden beri varsa, o zaman yine katibe ihtiyaç olmaz.

İşte şu kâinat bir sayfadır. Üzerindeki eşya ise, bu sayfada yazılan harfler hükmündedir. Bu sayfanın kâtibi olan Cenab-ı Hakk’ı inkâr edebilmek için, sayfanın ve içindeki harflerin hâdis olmadığını, ezeli olduğunu kabul etmek gerekir. Eğer eşyaya ezeliyet verilemezse, hâdis olduğu mecburen kabul edilecektir. Hâdis olduğu kabul edildiğinde de, “Bu hâdisin muhdisi kim?” sorusu sorulacaktır. Zira bir hâdisin, muhdis olmadan vücud bulması mümkün değildir.

İşte bu sebepten dolayı kâfirler, maddeye ezeliyet vermek zorunda kalmışlardır. Yani Allah’ın ezeliyetini akıllarına sığıştıramayanlar, maddenin ezeliyetini ahmakçasına kabul etmek zorunda kalmışlardır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Bazı septik felsefeciler duyu organlarının bizi yanıltığını söylüyorlar, doğru mudur?
Agnostisizm nedir? Maddeyi yaratanın da maddi özellikler içermesi gerekmez mi?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun