Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Hatice'nin vefatından sonra ilk olarak Hz. Sevde bint-i Zem'a ile evlenmesi nasıl olmuştur? Oldukça yaşlı olan bu hanımla evlenmesinin hikmeti nedir?

Değerli kardeşimiz,

Hz. Sevde, Sekrân bin Amr'ın zevcesi idi. İlk Müslüman kadınlardandı ve kocasıyla birlikte Habeşistan'a hicret etmişti. Daha sonra Mekke'ye dönmüşlerdi. Mekke'ye döndüklerinde Hz. Sevde bir gece rüyâsında ayın süzülüp üzerine iniverdiğini görmüştü. Bunu kocasına anlatınca da şu karşılığı almıştı:

"Eğer rüyân doğru ise, ben yakında öleceğim. Benden sonra da sen Resûlullah ile evleneceksin."

Hakikaten de kısa bir zaman sonra Sekrân, hastalanıp vefat etmişti. Böylece, Hz. Sevde de dul kalmıştı.

Peygamberimizin gönderdiği Havle Hâtun kendisine,

"Resûlullah beni, sana dünürlük için gönderdi." deyince, Hz. Sevde son derece sevindi. Ancak bir tereddüdü vardı: Acaba Nebiyy-i Ekrem, yanında bulunan beş küçük çocuğuna da rıza gösterebilecek miydi?

Bu endişe ve tereddüt sebebiyle, Resûl-i Kibriyâ Efendimize hemen cevap vermedi. Resûlullah dini, îmânı uğruna yerini, yurdunu, akrabasını terk edip yabancı bir diyara göç edecek kadar fedakârlık ve kahramanlıkta bulunmuş bu mücahideyi şereflendirmek ve taltif etmek istiyordu. Buna binâen kendisinden bir cevabın gelmediğini görünce, bir gün bizzat kendisiyle görüştü.

"Seni, benimle evlenmekten alıkoyan nedir?" diye sordu.

Hz. Sevde,

"Vallahi, yâ Resûlallah, beni seninle evlenmekten alıkoyan hiçbir mühim sebep yoktur. Ancak, şu çocuklarım sabah akşam başında vızıldayacaklarını düşünüyorum da onun için çekiniyorum."

diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz,

"Allah sana rahmet etsin! Kadınların hayırlısı, küçük çocuklarından dolayı zorluklarla karşılaşandır." buyurarak bu endişe ve tereddüdüne mahal olmadığını belirtti.

Sonra da, "Seni nikâhlamak için, kavminden birini vazifelendir." dedi.

Hz. Sevde, kaynı Hâtip bin Amr'e salâhiyet verdi. O da Hz. Sevde'yi bi'setin 10. yılında Resûl-i Kibriyâ Efendimize nikâhladı. O sırada, Hz. Sevde 55 yaşlarında idi.1

Görüldüğü gibi, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, akrabalarından ayrılarak îmân safına intikal etmiş ve bir daha akrabalarının üzerinde bulunduğu şirk inancına dönmek istemeyen bu mücahide yaşlı hanımı, sadece Allah'a ve Allah'ın dinine bağlılık ve sadakatından dolayı himâyesi altına alıyor ve onu mü'minlerin annesi olma şerefine ulaştırıyordu

1. İbni Sa'd, Tabakât 8/52-53; Müsned, 6/211.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet