Nuh Kavminden sonra Ad Kavminin yeryüzünde halife olması (A'raf, 7/69), tarihi gerçeklere uygun mudur?

Tarih: 05.07.2012 - 04:40 | Güncelleme:

Soru Detayı

- A'raf suresi 69 ayette Nuh Kavminden sonra Ad Kavminin yeryüzünde halife olduğu yazılıyor.

- Fakat Nuh Tufanı m.ö 12.000 yılında olduğuna göre, ondan sonra Şanlıurfa Göbeklitepe’de m.ö 9.500 yılına ait kalıntılar ve m.ö 7.000 yılına ait Anadoluda ilk yerleşimler bulunduğuna göre ve Sümerler eski Mısır onlardan sonra kurulduğuna göre, nasıl oluyor da Hz. Nuh’tan sonra Ad Kavmi halife olabilir?

- Bu kavimler Ad Kavminden daha eskidir; açıklayabilir misiniz? Üstelik arkeolojik verilere göre Ad Kavmi m.ö 2.000 yılına kadar gidiyor.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali:

“Sizi başınıza gelebilecek tehlikeler hakkında uyarmak için sizden birine Rabbiniz tarafından bir tebliğ gelmesine hayret mi ediyorsunuz? Hatırlayın ki, O sizi Nuh kavminden sonra onların yerine geçirdi ve sizi bedenen güçlü kuvvetli, gösterişli kıldı. O halde Allah’ın nimetlerini unutmayıp zikredin ki felah bulasınız.”(A'raf, 7/69).

Âd Kavminin ismini, Hz. Nuh'un oğlu Sâm'ın üçüncü kuşaktan torunu Âd'dan aldığı söylenir. Bu kavim, İslâm'ın zuhurundan asırlarca önce ortadan kalkmakla birlikte, Araplar arasında bazı hatıraları anlatılmaktaydı.

Âd kavmine, peygamber olarak Hûd (as) gönderilmişti. (A'raf, 5/65) Hûd (as), bir görüşe göre Âd'ın soyundan, başka bir görüşe göre Âd'ın dedesi Sâm'ın diğer bir oğlunun soyundandır. İslâm kaynaklarında çoğunlukla şeceresi Nûh oğlu Sâm oğlu İrem oğlu Avs (Us) oğlu, Âd oğlu Halud (veya Haris) oğlu Rebâh (Reyâh) oğlu Abdullah oğlu Hûd şeklinde Hz. Nuh'a bağlanır.

Hz. Hûd kavmini ikna etmeye çalışırken, Allah'ın onlara olan lütuflarından bilhassa ikisini hatırlatmaktadır:

a) Allah'ın Nuh'tan sonra onları "halifeler" kılması,

b) Onları sağlam yapılı ve güçlü yaratması.

Bunlardan ilki, Ad kavminin tufandan sonra ilk teşkilâtlanan ve yeryüzünü imar faaliyetlerine girişen nesil olduğunu; ikincisi de Nûh soyundan gelen öteki kabilelere göre daha iri yapılı insanlardan oluştuğunu gösterir.

Ancak "Allah sizi bedenen güçlü kuvvetli, gösterişli kıldı" mealindeki cümleden, bu toplumun bireyleri arasında geniş bir sevgi ve dayanışma bulunduğu anlamının çıkarılabileceği de düşünülmüştür. (Razi, Tefsi, ilgili ayetin tefsiri)

Peygamberleri onlara, bu nimetlerin asıl sahibinin Allah olduğunu hatırlatarak, buna göre davranmaları gerektiğini, kurtuluşlarının buna bağlı olduğunu bildirmiştir. (Kur’an Yolu, Heyet, ilgili ayetin tefsiri)

Sorudaki iddiaya gelince:

Evvela, bu tarihi tespitler tartışmaya açıktır. Çünkü arkeolojik semboller farklı ilim adamları tarafından farklı yorumlanabilmektedir. M.ö. 3.000 yılından sonra tarihi bilgiler oldukça tartışmaya açıktır. Ayrıca, Nuh tufanından sonra varlık sahnesine çıkanlar arasında en güçlüsü Ad Kavmi olabilir; Kur’an’da anlatılan onların fiziki yapıları ve güçleri gibi âdeta olağanüstü özelliklerinden de bunu anlamak mümkündür. İşte onların diğer kavimler arasında ayrıcalıklı yerlerinin olması, onları “Tufandan sonra halife unvanına en layık görülmesine” vesile olmuş olabilir.

Bununla beraber, bu ayette yapılan “Ad kavminin Nuh kavminden sonra yeryüzünde halife olması...” vurgusu, Ad kavminin Nuh kavminden hemen sonra geldiği anlamına gelmez. Kur’an, genel prensip olarak, tarihi olayları anlatırken, tarih üslubu içerisinde konuları kronolojik yapılarını göz önünde bulundurmaz. Onun maksadı tarih kaynakları gibi tarihi olayları anlatmak değil, olmuş tarihi olaylardan insanların ibret almaları için olayları söz konusu etmektir. Genel olarak bir olayın değişik yönlerinin farklı yerlerde anlatılması Kur’an’ın bu hikmetinin açık göstergesidir.

İşte bu ayette de anlatılan şudur: Bütün insanlarca bilinen en meşhur ve en korkunç bir musibet olan Nuh Tufanı, Ad kavminin nazarına verilmiştir. Arada bir sürü tarihi olaylar ve kavimlerin helaki söz konusu olmakla beraber, onlara özellikle bu en korkunç olayı; tufanı hatırlatmıştır. Ad kavminin de gemiyle Tufandan kurtulan insanların nesli olmaları haysiyetiyle, onlara Allah’ın bu lütfu da hatırlatılmış ve kulluk görevlerini bir şükür olarak yerine getirmelerinin gereğine vurgu yapılmıştır. Aksi takdirde Nuh kavminin başına gelenler türünden kendi (Ad kavminin) başlarına da benzer felaketlerin geleceği konusunda uyarıda bulunulmuştur.

Bu ayetin ifade ettiği gerçekler, Kureyş müşriklerine bir ibret dersi olsun diye anlatılmıştır. (krş. Taberî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun