Müslüman olmayanlardan korkuyorum, dinden çıkar mıyım?
Ben Almanya’da yaşıyorum ve burada Müslüman olmayan insanlar da var. Bazen haram bir şey yapmam gerekiyor ve ben ona karşı bir şey demekten korkuyorum. O durumda yaparsam şirke girer miyim? Ben tam olarak neden korktuğumu bilmiyorum onların reaksiyonlarından ya da düşüncelerinden kaynakladığından emin değilim.
Değerli kardeşimiz,
Bu, sadece sizin değil, yurt dışında yaşayan pek çok müminin içinde taşıdığı bir çelişki, bir sorgulama. Size açık, sade ama kalbinizi ferahlatacak şekilde anlatmak istiyoruz.
Karşı Tarafı Rencide Etmeden Prensiplerinize Bağlı Kalın
“Bazen haram bir şeyi yapmak zorunda kalıyorum...” diyorsunuz ve bundan kaynaklanan sıkıntılardan yakınıyorsunuz. Siz bir ortamdasınız ve bir haramla karşılaşıyorsunuz. Belki içki ikram ediliyor, belki uygunsuz bir davranış oluyor, en basitinden kadın-erkek tokalaşıyor. Sizin içinizden "Hayır" demek geçiyor ama muhtemelen tepki almaktan, dışlanmaktan, garip karşılanmaktan korkuyorsunuz. Fakat yine muhtemelen o an sessiz kalıyorsunuz ya da mecburmuşsunuz gibi o işin içinde bulunuyorsunuz.
Bu durumda karşı tarafı rahatsız etmeyecek, rencide etmeyecek bir şekilde kendinizi ifade ederseniz sorunu çözmüş olursunuz. Yani şöyle diyebilirsiniz: “size saygı duyuyorum, ama ben inancım gereği şunu… şunu yapmıyorum. Siz karşı tarafı aşağılamadıkça, küçük görmedikçe veya suçlayıcı bir tutum içinde girmedikçe, inancınızdan kaynaklanan prensiplerinizden dolayı tepki değil, saygı duyarsınız.
İslamiyet’te Niyetler Amellerden Hayırlıdır
Bir davranış sadece korkudan, çekinmeden, utanmadan dolayı yapılırsa, bu kişiyi müşrik yapmaz. Çünkü şirk, bilinçli bir şekilde Allah’tan yüz çevirip başka bir gücü O’nun yerine koymaktır. Oysaki siz o durumda aslında şunu demiyorsunuz: “Ben bu insanlardan daha çok korkuyorum, benim için Allah’ın hükmü ikinci planda kalır.”
Siz sadece bazen zayıf düşüyorsunuz. Yani nefsiniz, korkunuz, utangaçlığınız sizi durduruyor. Ama içten içe biliyorsunuz: “Bu yaptığım Allah’ın razı olduğu bir şey değil.”
İşte bu bilinç, imanınızın hâlâ nefsinizden daha sağlam olduğunun göstergesi.
Sahabe Ammar bin Yâsir (r.a.), müşrikler tarafından işkenceye uğrayınca, kalbi imanla dolu olduğu hâlde, dilleriyle inkâr cümleleri söylemek zorunda kaldı. Sonra Peygamber Efendimize (asm) geldi, durumu anlattı, ağladı. Ve Resulullah (asm) ona şu müjdeyi verdi:
“Eğer aynı şeye tekrar maruz kalırsan, yine aynı şekilde yap.” (İbn Mâce, Fiten, 23)
Allah, kalbi imanla dolu olan ama zorlanan kullarını affeder. Bu sizin durumuna da çok benziyor.
Eğer bu tür davranışlar sürekli hale gelirse, gaflet ağır basar, yaptığınız iş normalleşir, yani siz artık bile bile Allah’ın emirlerinden uzaklaşıp, insanların tepkisini Allah’ın gazabından daha önemli görmeye başlarsanız. İşte o zaman tehlikeli bir noktaya yaklaşabilirsiniz. Ama sizin şu an yazdıkların, bu durumda olmadığını açıkça gösteriyor. İçinizdeki Allah korkusunu ve Allah rahmetine duyduğunu muhabbeti devam ettirin.
Kendinize Fazla Yüklenme
İmanınız maşallah çok güçlü. Yaşadığınız ruh hali insan olmanın, yaşadığımız çağın bir gereği. Yani başınıza gelenler suçun değil, bir imtihan sırrıdır.
Küçük Adımlarla Başla.
Karşılaştığınız bu tarz sıkıntılı durumda her zaman “Hayır, yapmam!” demeniz gerekmiyor. Bazen konuyu değiştirmek, ortamdan usulca uzaklaşmak da bir duruştur.
Çevrenize Dikkat Edin
Eğer sürekli sizi zora sokan bir çevredeyiz, kendinize daha huzurlu, sizi anlayan birkaç arkadaş edinmeye çalışın. İstikametli İslami cemaatlerle irtibatınızı artırın, birlikte ibadet etmek, sohbet etmek sizi güçlendirir.
Duaya Devam Edin
Her şeyin anahtarı O’nun elindedir, O’nun gücü her şeye yeter. Size yardım etmesi kalbinizi cesaretle doldurması için Allah’a bol bol dua edin.
İbadetlerinizi Aksatmadan Artırın
Kişinin imanını artıran, cesaret ve takvasını yükselten bir diğer şey de başta namaz, Kuran okuma, Cevşen okuma, Oruç tutma gibi ibadetlerdir. Bunlara devam ettikçe imanınız daha da kavi olacaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet