Bir Müslüman psikoloğa nasıl gider?

Tarih: 11.09.2025 - 08:55 | Güncelleme:

Soru Detayı

Bence bir Müslümanın psikoloğa gitmesine gerek olmamalı, inancı, Allah’a olan güveni, ibadetleri.. ona yetmeli ve bir psikoloğa danışmaya gerek görmem diye düşünüyorum. Ama çevremde bir çok dindar bilinen erkek ve kadın psikoloğa gitme gereği duyuyor. Bu durum bu durum nasıl açıklanabilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Maalesef toplumda benzer şekilde düşünen birçok insan var: “Eğer imanım güçlü ise, neden bir psikoloğa gitmeye ihtiyaç duyayım?” diyerek psikoloğa gitmeyi gereksiz görmektedirler.

Ancak meseleye biraz daha derinlemesine ve farklı açılardan bakınca, Psikoloğa gitmenin din ve imanla çelişmediği anlaşılacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı da bu konuda açık bir duruş sergilemiştir. Resmî açıklamalarında şöyle denilir:

“Psikolojik rahatsızlıklar da tıpkı bedensel rahatsızlıklar gibi birer hastalıktır. Bir Müslüman’ın doktora gitmesi ne kadar doğal ise psikoloğa gitmesi de o kadar doğaldır. Bu durum inancına zarar vermez.”

1. İnanç ve Psikolojik Destek Birbirine Zıt Değildir

Gücü her şeye yeten ve her şeyin sahibi olan yüce Allah’a İman, insanın ruhsal direncini artıran çok güçlü bir temeldir. Dua, sabır, tevekkül, ibadet gibi değerler; insanın stresle, kaygıyla, acıyla başa çıkmasına yardımcı olur. Fakat bu, psikolojik sorunların tamamen ortadan kalkacağı anlamına gelmez.

Aynı şekilde bir Müslüman: Dişi ağrıdığında dişçiye, kalbiyle ilgili sorun yaşadığında kardiyoloğa gidiyorsa, zihinsel ve duygusal sorunlar yaşadığında da psikoloğa gitmesi mantıklıdır. Çünkü insan sadece bedenden ibaret değildir. Nefs, akıl, ruh ve beden bir bütündür. Hepsi birlikte sağlıklı olmalı.

2. Psikolojik Problemler Günah veya İman Zayıflığı Değildir

Bir kişinin depresyona girmesi, anksiyete yaşaması ya da geçmiş travmalarla baş edememesi onun imanının zayıf olduğu anlamına gelmez.

Psikolojik rahatsızlıklar biyolojik, çevresel, travmatik veya kalıtsal nedenlerle de oluşabilir.

Hz. Yakup (a.s), oğlu Yusuf’un hasretiyle gözlerini kaybedecek kadar ağlamıştı. Bu, onun imanının eksik olduğunu değil, duygularının yoğunluğunu ve insani yönünü gösterir.

3. Peygamberler de Danışırlardı

Kuran’da birçok ayette, Peygamberlerin istişare ettiklerinden bahsedilir. Hz. Musa (a.s.), Hz. Şuayb’a danışır; Hz. Muhammed (asm) ashabıyla istişare ederdi.

Bu, bir insanın her şeyi tek başına çözmek zorunda olmadığını, destek almanın doğal ve meşru olduğunu gösterir.

4. Psikologlar “iman yerine geçen” kişiler değildir

Psikolog, bir insanın: Duygularını anlamasına, düşünce kalıplarını fark etmesine, geçmiş travmalarıyla yüzleşmesine, daha sağlıklı başa çıkma yolları geliştirmesine yardımcı olur. Yani, bir psikolog kişiye haşa Allah’ın yerini alacak şekilde bir çözüm sunmaz. Tıpkı bir doktorun yaptığı gibi, sadece belirli bir alanda yardımcı olur.

5. Dindar İnsanların Psikoloğa Gitmesi Çelişki Değil

Çevrendeki bazı dindar insanların psikoloğa gitmesi, onların imanlarının zayıf olduğu anlamına gelmez. Tam tersine, onlar yaşadıkları duygusal ya da zihinsel zorlukları çözümlemek, daha sağlıklı bir şekilde yaşamak ve kulluklarını daha bilinçli yapmak için bu adımı atıyor olabilirler. Bir Müslüman için psikolog: “Bana Allah’ı unutturacak biri” değil;

“Allah’a daha sağlam kul olmak için kendi iç dünyamı anlamamıza yardım eden bir destek” olabilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun