İftar etmeden peş peşe oruç tutulur mu?
- Oruç açmadan tekrar yeni oruca başlayabilir miyiz? Peygamber Efendimizin (asm) böyle bir uygulaması var mıdır?
Değerli kardeşimiz,
Rivayetlerden öğrendiğimize göre Peygamber Efendimiz (asm) sahabelere acıdığı için bu şekilde oruç tutmayı yasaklamıştır.
Rivayete edildiğine göre Hz. Âişe (r.anha) şöyle dedi:
: نَهَاهُمْ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم عَن الْوِصال رَحْمةً لهُمْ ، فقالوا: إِنَّكَ تُواصلُ ؟ قال :
« إِنِّي لَسْتُ كَهَيئَتِكُمْ إِنِّي أَبِيتُ يُطْعِمُني رَبِّي ويَسْقِيني »
Nebî (asm), kendilerine acıdığı için, sahabenin iftar etmeksizin peş peşe oruç tutmalarını yasakladı. Onlar:
- Fakat sen bunu yapıyorsun, dediklerinde:
“Ben sizin durumunuzda değilim. Ben, Rabbim beni yedirmiş ve içirmiş vaziyette geceliyorum.” buyurdular. (Buhârî, Savm 20, 48; Müslim, Sıyâm 55, 61).
Aynı konuda iki hadis-i şerifi de aşağıya alıyoruz.
Ebu Hüreyra ve Hz. Âişe (r.anha)'dan bir başka rivayet:
عَنْ أَبي هُريْرَةَ وَعَائِشَةَ رَضِي اللَّه عنْهُمَا أَنَّ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم نَهَى عَنِ الْوِصالِ
Nebî (asm) iftar etmeden orucu birbirine eklemeyi yasakladı. (Buhârî, Savm 48, 49; Müslim, Sıyâm 59.)
İbni Ömer (r.anhümâ) şöyle dedi:
: نَهَى رسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم عَنِ الْوِصالِ . قَالُوا : إِنَّكَ تُواصِلُ ؟ قَالَ :
« إِنِّي لَسْتُ مِثْلَكُمْ ، إِني أُطْعَمُ وَأُسْقَى »
Resûlullah (asm) iftar etmeden bir günün orucunu öbür günün orucuna eklemeyi yasaklamıştı. Ashâb-ı kirâm:
– Yâ Resûlallah! Fakat sen ekliyorsun, dediler. Peygamberimiz:
"Şüphesiz ben sizin gibi değilim. Ben yedirilip içirilmekteyim." buyurdu. (Buhârî, Savm 48; Müslim, Sıyâm 56).
Hadiste geçen “visâl”, iftar ve sahur yemeden peş peşe birkaç gün oruç tutmaktır. Bu şekilde oruç tutmak bir meşakkattir. Açlık ve susuzluk bu meşakkatin sebebidir. Oysa ibadetler insanı bıkıp usandıracak şekilde bir meşakkate sebep teşkil etmezler. Bu derece meşakkat kişinin bedeni yönden zayıflamasına, güçsüz ve kuvvetsiz kalmasına, bunun neticesinde ibadetlerini layıkıyla yapamamasına vesile olur. İşte bu câiz görülmemiştir. Bundan dolayı âlimlerimiz “visâl”in nehyinin tenzihen mi yoksa tahrimen mi mekruh olduğu konusunda ihtilaf etmişlerdir. Ebû Hanîfe, Mâlik ve Şâfiî ile fukahadan birçoğuna göre visâl orucu her ne suretle olursa olsun mekruhtur. Onlara göre hiç kimsenin visal yapması câiz olmaz.
Sahabenin, kendisinin visâl yaptığı yönündeki sözlerine, Resûl-i Ekrem (asm): “Ben sizin durumunuzda değilim...” buyurarak cevap vermiş, kendi hâlinin onlarınkine benzemediğini, bunun sebebinin de Rabbi tarafından yedirilip, içirilmek olduğunu belirtmiştir. Bu durumda ümmetinden hiç kimse ona kıyas edilemez. Çünkü bu, Allah Resûlü’ne has bir fiildir. Ümmeti bağlayıcı yanı bulunmayıp sadece Hz. Peygamber'e ait olan bu çeşit davranışlara "hasâis" adı verilir.
Sahâbe-i kirâmdan Hz. Ali, Ebû Hüreyre, mü'minlerin annesi Hz. Âişe, Abdullah İbni Ömer, Enes İbni Mâlik, Ebû Saîd el-Hudrî ve Beşîr İbni Hasâsiye'nin bu konuyla ilgili rivayetleri sahih hadis kitaplarında yer alır.
Visâl orucunun yasaklığıyla ilgili emrin bu fiilin haramlığına mı yoksa mekruhluğuna mı delil teşkil ettiği âlimlerimiz arasında tartışılmıştır. Hadisin zâhirine göre hüküm verenler, bunun haram olduğunu kabul ederler. Ancak, Ebû Hanîfe, İmam Mâlik ve İmam Şâfiî, ne suretle olursa olsun visâlin mekruh olduğu görüşündedirler. Onlara göre hiç kimsenin visâl yapması câiz değildir.
Buna göre;
- Sadece Hz. Peygamber'e (asm) ait "hasâis" denilen birtakım filler vardır. Bunlar ümmeti bağlayıcı değildir; hatta bunların bir kısmı onlara yasak kılınmıştır.
- Peygamber Efendimiz'in (asm) hasâisinden olan visâl orucu, yani iftar ve sahur yapmaksızın peş peşe oruç tutmak câiz değildir; ümmete yasaklanmıştır.
- Kişinin gönül huzuruyla ibadet etmesini engelleyecek şekilde aç ve susuz kalması câiz değildir. İnsanı güç ve kuvvetten düşürerek çalışmasına ve ibadetlerini yapmasına engel olacak tarzda davranışlar içine girmek dindarlık ve takvadan sayılmaz.
- Cenab-ı Hak peygamberini bizim bilemediğimiz tarzda yedirir içirir. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., H. No: 232, 1768, 1769)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Sen buna güç yetiremezsin... hadisini açıklar mısınız?
- Peygamber'in ibadetlerini azımsayanlar var mıydı?
- Sürekli oruç tutma adanabilir mi?
- Seni benim elimden kim kurtaracak?
- Oruç ilk olarak ne zaman emredilmiş ve oruç tutulmaması gereken zamanlar var mıdır?
- Vaktinde yapılamayan sünnetler sonra yapılır mı?
- Kaç günde bir nafile oruç tutmalıyız; İbrahim (as) gibi her ay üç gün mü oruç tutmalıyız; yoksa Davut (a.s) gibi bir gün tutup bir gün tutmamalı mıyız?
- Sapan taşı av avlamaz... hadisini açıklar mısınız?
- Çocuğun ölümünü kocasından gizlemiş mi?
- Erkeklerin altın yüzük takmasına ne dersiniz?