İnsanlar menfaatçi davranıyor, yoruluyorum, ne yapmalıyım?

Tarih: 26.05.2025 - 11:58 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Karşılığını Allah'tan bekleyerek insanlara yardımcı olmaya çalışırım. Ancak insanlar hep menfaatçi davranıyor ve işin sonunda çok yoruluyorum. Sizce ne yapmalıyım?
- Gerçekten sürekli yardımcı olmaya çalışan bir insanım namazımı, ibadetlerimi yerine getirmeye çalışan birisiyim her ne kadar günahlarım olsa da. Ancak artık gerçekten çok yoruldum insanların benim kullanmasından. Ben Allah rızası için yapıyorum ve gerçekten çevremdeki insanlar ne yazık ki dini yaşamıyorlar. Ben onları İslam'a ufaktan ufaktan yöneltmeye çalışıyorum ancak pek bir etki göremiyorum. Artık halim mecalim kalmadı. Yani artık ne yapacağımı bilmiyorum.
- Boşuna uğraşıyormuşum gibi hissediyorum çünkü o kadar fedakarlık yapıyorum ki bu sefer ben onların yoluna sapmaktan korkuyorum. Allah için yardımcı olunuz.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Elbette ki insan emeklerinin karşılığını görmek ister ve samimi çabalarının suistimal edilmemesini ister. Bunun yanında yaptığı tebliğin gönüllerde hemen kabul görmesini ister. Ama her zaman bu mümkün olmaz. Mümkün olmaması emeklerinin boşa gittiği anlamına gelmez. Çünkü dünya ahiretin bir tarlası olduğu için burada ektiklerimizin meyvesini orada yiyeceğiz, yani samimi çabalarımızın karşılığını mutlaka ahirette alacağız.

Sen Sadece Tebliğ Etmekle Sorumlusun

Unutmamak gerekir ki, insanlara tesir etmek, onların kabulünü sağlamak elimizde değil. İnsan olarak bize düşen şey, iyi niyetle güzel işlere imza atmak, iyilik etmek, hakkı göstermek ve anlatmaktır. Burada müminin hiçbir kaybı yoktur, ister kabul etsinler isterse etmesinler, ister dinlesinler isterse dinlemesinler. Çünkü müminin görevi doğru olanı söylemek ve yapmaktır.

Bunu yaptığı takdirde hiçbir ameli boşuna değil. Çünkü Allah bizleri niyetimize göre değerlendirir, davranışlarımızın sonucuna göre değil. Sizin niyetiniz güzel olduğuna göre yaptıklarınızdan pişmanlık duymayın.

“İnsan için ancak çalıştığı vardır." (Necm, 53/39)

Sizin durumunuz Kuran’da anlatılan peygamberlerin hâli gibidir. Çünkü peygamberlerin çoğu, insanları Allah yoluna davet ederken yalnız kaldılar, reddedildiler, alay edildiler, yalanlandılar. Hz. Nuh (a.s.) yüzlerce yıl boyunca tebliğ yaptı ama çok az kişi inandı. Hz. Musa (a.s.), kavmi ona sürekli karşı geldi. Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm)’e bile en yakınları yıllarca düşmanlık etti. Ama onlar hizmetlerine devam etti. Çünkü onlar insanların tepkisine göre değil, Rablerinin rızasına göre yaşadılar.

Cenab-ı Hak Kur’an da Peygamberimize (asm) şöyle seslenir:

“...Sen sadece tebliğ etmekle sorumlusun...” (Şûra, 42/48)

İyiliği Seçici Yap. Herkese Değil, Hak Edene Ver

Allah için yapmak demek, her isteyene sınırsız fedakârlık demek değildir. Değer bilen insanlara yardım et. Sürekli senden alıp hiçbir katkı sunmayanlardan sınır koyarak uzaklaş. Peygamber Efendimiz (asm) bile zaman zaman yardım etmeyeceği kişileri geri çevirmiştir. Çünkü adaletle merhamet arasında denge kurmak gerekir. Bazı insanlar iyi niyetle yapılan güzel şeyleri kötüye kullanmaya meyilli olabilirler.

Bu konuda mümin ferasetli olmalı, art niyetli kişilere yardım etmemeli ve onlar için fedakârlık yapmamalıdır. Yaptıysa da bundan dersler çıkararak kendini geliştirmeli, daha uyanık olmalıdır. Bu gibi insanlar, samimi kişilere aslında insanları tanıma konusunda acı deneyim sonucu, yardımcı olurlar.

Yardım ve Hizmette Ölçüyü Korumak

Anladığımız kadarıyla siz samimisiniz, güzel niyetlisiniz ama kendinizi çok yoruyorsun. Bu da "verici kişiliklerin" yaşadığı klasik bir tükenmişlik sendromudur. Oysaki hayat denge üzerine kuruludur. İbadetler başta olmak üzere her konuda dengeyi korumakla hayatımızı sağlıklı bir şekilde devam ettiririz. Çünkü insan dengeyi kaybedince tükenmişlik başlar.

Tükenmişlik Nasıl Başlar?

Herkese yetmeye çalışmak, karşılık görmeyince içten içe üzülmek, iyiliği Allah için yaptığını bilmek ama insanların tavrına kırılmak, iyilik yaptıkça kullanıldığını hissetmek sonunda da "Ben mi hatalıyım?" demek.

İşte bu döngü sizi ruhen tüketiyor.

Yorulunca Mola Verin

Yorulduğunda mola vermeniz de bir ibadettir. Çünkü ruhun ve un da bedeninin de sizde hakları var, onlar da dinlemek ister.

İnsan bir makine değil. Sürekli vermek, sürekli uğraşmak sizi yorar. Bazen durmak da bir ibadettir. Çünkü kendini korumayan kişi, başkasına da fayda veremez.

Bir süre sadece kendinizle kalınız. İyiliği, nasihati, tebliği azaltınız. Ruhunuzu dinlendiriniz: bol bol dua, Kuran, tabiat yürüyüşü, yalnızlık içinde zikir. Maneviyatınızı besleyen kişilerle çevrenizi yeniden yapılandır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun