Dininizin yarısını Aişe'den öğreniniz hadisi sahih mi?
- Dininizin yarısını Aişe'den öğreniniz hadisinin sıhhati nedir, bu hadisi nasıl anlamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
Hz. Peygamber (asm) Efendimizin Hz. Aişe (r.anha) validemizi kastederek “Dininizin yarısını (başka bir rivayette ise üçte birini) Humeyra’dan alın (öğrenin).” dediği nakledilmektedir.(1)
Bu rivayetin senet olarak sahih olmadığı ifade edilmiştir.(2)
Ancak bu rivayetin sahih bir veçhi varsa, Hz. Aişe (r.anha) validemizin İslami bilgisinden yararlanılması konusunda Müslümanların önünü açması ve Hz. Aişe’nin engin bilgisinden istifade edilmesine vesile olması açısından önemlidir.
Nitekim kuvvetli hâfızası sayesinde Hz. Peygamber (asm) Efendimizin hadis ve sünnetinin daha sonraki nesillere ulaştırılmasında emsalsiz hizmetler ifa etti. Rivayet ettiği hadislerin sayısı 2210’dur.
Hz. Peygamber (asm)’den sonra Aişe (r.anha) validemizin evi, kadın erkek, büyük küçük birçok kimsenin huzuruna gelip kendisini dinlediği, varsa sorusunu sorup cevabını aldığı bir ilim ve irfan ocağı oldu. Ashaptan bazılarının vefat etmiş olması, birçoğunun da fetihler sebebiyle muhtelif bölgelere gitmesi sonucunda Medine’de çok az sahabi kalmıştı. Hz. Aişe’nin varlığı sayesinde, “Peygamber şehri Medine” ilim merkezi olmaya devam etti.
Bu şehirde onun yıllarca süren eğitim ve öğretim faaliyetleri sonunda, İslâm ilimlerinin temellerinin atılması ve ilmî hareketin gelişmesi yanında, hadis ve fıkıh sahalarında Medine ekolü teşekkül etti. Hz. Aişe (r.anha), yalnızca şifahi sorularla değil aynı zamanda muhtelif şehir ve bölgelerde yaşayan Müslümanların mektupla sordukları sorulara da cevaplar vermiştir. Böylece hadislerin ve bazı fıkhî meselelerin yazılmasına da öncülük etmiş oldu.
Diğer taraftan 23 (644) yılından vefatına kadar her yıl hac için Mekke’ye gittiğinde, muhtelif yerlerden gelenlerin kendisini çadırında ziyaret etmelerine ve soru sormalarına izin verdi. Hz. Peygamber 8asm) zamanından başlamak üzere kadınların eğitim ve öğretimiyle çok yakından meşgul oldu; çevresinde ders dinleyen ve hadis nakleden birçok kız ve kadın yer aldı. Böylece o hem bizzat hem de yetiştirdiği öğrencileri ile İslâm dünyasında kadınların ilimle meşgul olmaları gerektiğini, hiçbir tereddüde meydan vermeyecek şekilde göstermiş oldu.
Özetle, ilgili rivayet senet bakımından sahih değilse de mana bakımından uygun olduğu söylenebilir.
Kaynak:
1) bk. İbn Kesir, Tuhfetü’t-talib, 1/165; Mizzî, Tehzibü’l-Kemâl fî Esmâi’r-Ricâl, thk., Beşir Avvad, Beyrut 1413/1992, I, 4 nd.; İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, Beyrut: Dâru Sâdır, 1994, 4/209.
2) bk. Zehebi, Siyeru A‘lâmi’n-Nübela, thk. Şuayb el-Arnavût, Müessesetü’r-risâle neşri, 2. Baskı, 2/167; Acluni, Keşfu’l-hafa, 1198.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet