Tavşan hayız, regl olur mu?
- Bir adam bir tavşan avladı ve Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'ya gelip: "Ne dersiniz (bunun eti yenir mi?)" diye sordu. Abdullah: "Tavşan Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a da (böyle avlanıp) getirilmişti. Ben de o sırada yanında oturuyordum. Ondan ne yedi ne de onun yenmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu." dedi." (Ebû Dâvud, Et'ime 27)
- Bu rivayet sahih mi?
Değerli kardeşimiz,
Tavşanlar âdet görmez. Onların idrarlarında turuncudan kırmızıya kadar kayan renkte olabilir. Bu da onların yediği gıdalardan kaynaklanmaktadır.(1)
Soruda geçen rivayet zayıftır, sahih kabul edilse bile, bu durum Cahiliye döneminden kalan anlayışın ifade edilmesidir, yoksa tavşanların âdet gördüğünün kabul edilmesi değildir.
Kaynaklarda tavşan eti ile ilgili şu rivayetlere yer verilmektedir:
Tavşan etinin yenilebileceği yönünde delil olarak kullanılan ve pek çok kaynakta yer alan rivayet şudur:
Enes b. Mâlik anlatıyor: Yürüdük ve Merru’z- Zahran’da(2) bir tavşan kaldırdık.(3) Arkadaşlarımız peşinden koştular ve yakalayamadılar. Bu sefer ben koştum, yetiştim ve yakaladım. Onu Ebû Talha’ya getirdim. Ebu Talha, tavşanı keskin bir taşla kesti ve iki budunu benimle Resulullah’a gönderdi. Hz. Peygamber (asm) de yedi. Ona: “Hz. Peygamber onu yedi mi?” diye sorulunca; “Kabul etti.” dedi.(4)
Tavşan eti ile ilgili başka bazı rivayetlerde, Hz. Peygamber (asm) Efendimizin kendisinin yemeyip ashabına “yiyiniz” dediği nakledilmektedir.(5)
Peygamber Efendimizin (asm) tavşan eti yemediğini bildiren diğer bir rivayet Kütüb-i Sitte içerisinde sadece Ebu Davud’da yer alan şu rivayettir:
Halid b. Huveyris anlatıyor:
Bir adam bir tavşan avladı ve Abdullah b. Amr’a gelip: “Ne dersiniz (bunun eti yenir mi?)” diye sordu. Abdullah: “Tavşan Resulullah’a da (böyle avlanıp) getirilmişti. Ben de o sırada yanında oturuyordum. Ondan ne yedi ne de yenilmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu.(6)
Az,mabadi, Ebu Davud’un rivayet ettiği bu hadisin zayıf olduğunu, ravilerinden Hâlid b. Huveyris’in maruf ve meşhur olmadığını, rivayet sahih bile olsa tavşanın mekruh olduğuna kesin delil olamayacağını belirtmektedir.(7)
Sahabe ve tabiunden bazılarının da tavşan etini kerih gördükleri bilgisi nakledilmektedir. Örneğin ashabdan Abdullah b. Ömer,
tâbiûndan İkrime ve İbn Ebû Leylâ tavşan etini mekruh görenler arasındadırlar. Bunlar Huzeyme b. Cezî’den gelen şu rivayeti esas almışlardır:(8)
“Ey Allah’ın Resulü, tavşan hakkında ne dersiniz, dedim. “Ne yerim ne de haram kılarım.” diye cevap verdi. “Öyleyse siz haram kılmadıkça ben onu yiyeceğim dedim. Ey Allah’ın Resulü siz niye yemiyorsunuz?” diye sordum, şu cevabı verdi: "Bana onun hayız gördüğü haber verildi."(9)
İbn Hacer, bu hadisin senedinin zayıf olduğunu belirterek “Şayet senedi sahih olsa, yine de burada kerahete delil mevcut değildir.” demektedir. İbn Hacer, Ebu Davud’un tahric ettiği, Abdullah b. Amr’ın rivayet ettiği ve az önce aktardığımız “Ondan Nebi’ye getirildi, ne yedi ne de onun yenmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu.” rivayetinin, burada geçen rivayetin şahidi olduğunu belirtmektedir.(10)
Dolayısıyla Hz. Peygamber’in (asm) tavşan eti yemediği, yasaklamadığı ve tavşanın hayız gördüğüne inandığı ifadelerinin yer aldığı rivayetler muhaddisler tarafından güvenilir bulunmamıştır.
Bu rivayetler sahih kabul edilse dahi yasaklayıcı bir hükme delalet etmediği görülmektedir.
Serahsi, “tavşanın hayız gördüğü regl olduğu” ifadesinin Hz. Peygamber’e (asm) değil, bir sahabiye ait olan versiyonunu zikrederek, “Arapların cahillerinin tavşanın da kadın gibi âdet gördüğü yönündeki inanışları”(11) olarak değerlendirmektedir. Sahabe ve tabiunden bazılarının tavşan etini kerih görmelerinin bu inanıştan kaynaklanmış olması mümkündür.
Bu ifadeyi bizzat Hz. Peygamber’in (asm) dillendirdiğine dair rivayetler de zayıftır. Sahi olsa bile, cahiliyeden kalma bir anlayışının ifade edilmesidir. Çünkü Peygamber Efendimiz bunu yasaklamamış yenilmesine kaşı çıkmamış yiyiniz demiştir.
Özetle, rivayetlerin genelinden tavşan eti ile ilgili bir yasaklamanın bulunmadığı, toplumun bazı inanışları sebebiyle hakkında bir çekince bulunmakla beraber etinin mübah görüldüğü anlaşılmaktadır. Nitekim dört mezhep imamının ve fukahanın müşterek kanaatine göre de tavşan eti yemek helal görülmüş, rivayet tercihinde ise farklılıklar söz konusu olmuştur.(12)
Kaynaklar:
1) Tavşan ile ilgili pek çok bilimsel araştırma yapmış olan Veteriner Hekim Prof. Dr. Hüseyin Karadağ’ın konuya açıklık getiren değerlendirmeleri şöyledir:
“Tavşan eti yememe ya da tavşanı uğursuz sayma pratiğini, tavşanın tıpkı kadınlarda olduğu gibi adet kanamasına sahip olmasıyla izah etmek yetersiz kalmaktadır. Zira tavşanlarda, kabul edilenin aksine, kadınlardakine benzer bir östral siklus (periyot) yoktur. Sadece birkaç gün boyunca kızgınlık gösterirler. Kızgınlık gösterdiklerinde de kadınlarda olduğu gibi hemorajik (akıntı tarzı) kanama göstermezler. Bunun yerine, vajen dudaklarında (vulvada) kızgınlığın etkisiyle hiperemi (kızarma) oluşur. Vajen dudaklarındaki (vulvadaki) bu hiperemik değişme, kızgınlığa bağlı olarak bütün hayvanlarda görülmektedir. Yani, kabul edilenin aksine tavşanlarda âdet kanaması yoktur. Tavşan yetiştiriciliğinde vajenden herhangi bir nedenle kan akıntısı olması, normal sayılmaz ve başta rahim kanseri olmak üzere çeşitli hastalıkların belirtileri olarak kabul edilir. Bu nedenle, Alevîlerin tavşanı uğursuz, etini de makbul saymayışlarını, tavşanların da tıpkı kadınlar gibi adet görüyor olması delili ile açıklamak mümkün değildir.” (Hüseyin Karadağ “Eski Çuvaş Dini ile Alevî Kültüründeki Tavşan İnancının Benzerliği ve Müşterek Kaynakları Hakkında Görüşler”. Gazi Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen I. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu’nda 11 - 13 Mayıs 2005 Ankara tebliğ olarak sunulmuştur.)
2) Mekkeden bir merhale uzak bir yerin adıdır. (bk. İbn Hacer, Fethu’l- bârî, 9: 661).
3) Kaldırmak “Enfece” kelimesinin tercümesidir. “Enfece” tavşan vb. için kullanılan, kaldırmak, sıçratmak, ürkütüp yerinden kaçırtmak anlamına gelen bir kelimedir. (İbn Hacer, Fethu’l-bârî, 9: 755; Şevkânî, Neylu’l-evtâr, 10: 206)
4) Buhârî, “Zebâih ve Sayd”, 10, 32; Müslim, “Sayd”, 9; Tirmizî, “Et‘ime”, 2; Ebû Dâvud, “Et‘ime”, 27; Nesâî, “Sayd”, 25.
5) Nesâî, “Sayd”, 25; İbn Mâce, “Sayd”, 16.
6) Ebû Dâvud, “Et‘ime”, 28.
7) Azîmâbâdî, Avnu’l-ma‘bûd, 10: 265.
8) İbn Hacer, Fethu’l- bârî, 9: 756; Şevkânî, Neylu’l-evtâr, 10: 207.
9) İbn Hacer, Fethu’l- bârî, 9: 756; Şevkânî, Neylu’l-evtâr, 10: 207.
10) İbn Hacer, Fethu’l- bârî, 9: 756; Şevkânî, Neylu’l-evtâr, 10: 207.
11) Şemsuddîn es-Serahsî, Kitâbu’l-Mebsût, 2. Baskı (Beyrut: Dâru’l- Ma‘rife, ts.), 11: 231.
12) Şevkânî, Neylu’l-evtâr, 10: 207; bk. Nejla Hacıoğlu, Yenilmesi Mübah Görülen Hayvanlar ile İlgili Hadis Rivayetlerinin Değerlendirilmesi, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi Cilt 19, Sayı 1, 2019 ss. 191-219.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kertenkele / keler, Arap tavşanı ve kirpi eti helal mi?
- Alevilikte tavşan etinin yenmemesinin sebebi nedir?
- "Muta nikâhı" konusunda, sahebeler arasında ihtilaf olmuş ve bazıları muta yapmışlardır. Bunu nasıl anlayalım?
- Pala bıyık bırakmak sünnete aykırı mıdır?
- Muta nikahı kıyamete kadar haram mıdır?
- Mezheplere göre tahiyyatü'l-mescid namazı kılmanın hükmü nedir?
- Ayete göre çocuklarla cinsel ilişkiye girilebilir, iddiası doğru mudur?
- NÜZÛL
- Peygamberimiz kaç yaşında peygamber olmuştur?
- Muhammed abdest almayı kimden öğrendi?