Mezheplere göre tahiyyatü'l-mescid namazı kılmanın hükmü nedir?
- Mezheblere göre sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra, farz için mescide gittiğinde; tahiyyatu'l mescid namazı kılmanın hükmü nedir?
- Ayrıca Tahiyyetü’l-Mescid namazı hakkında, mezheplere göre detaylı bilgi verir misiniz?
- Camide kılacağımız farz veya sünnet namazlar Tahiyyetü’l-Mescid yerine geçer mi?
Değerli kardeşimiz,
Tahiyyetü’l-Mescid, mescide/camiye girince kılınan nafile namaz demektir.
Sabah namazının sünnetini evinde kılıp camiye giden kişi; Hanefi ise, başka sünnet kılması mekruhtur, Şafi ise Tahiyyetü’l-Mescid namazı kılması sünnettir.
Sözlükte “selâm vermek, tâzimde bulunmak” anlamındaki tahiyye ile mescid kelimelerinden oluşan tahiyyetü’l-mescid terkibi mescide / camiye girildiğinde kılınan nafile namazı ifade eder. Buna hakku’l-mescid de denilmiştir. (İbn Receb, III, 274)
Kur'an-ı Kerîm’de bir eve giren kişinin ev halkına veya evde kimse yoksa kendisine selâm vermesinin istendiği (Nûr, 24/27, 61) ve mescidlerin Allah’a ibadet edilen kutsal mekânlar olması sebebiyle Allah’ın evleri diye nitelendirildiği dikkate alındığında, bu namazın bir anlamda mescidin sahibi olan Allah’ı saygıyla tahiyyede bulunma olduğu söylenebilir.
Tahiyyetü’l-mescidin meşruiyeti sünnet ve icmâ ile sabittir. (Nevevî, III, 34; Şevkânî, III, 84-85)
Fıkıh âlimleri,
“Sizden biriniz mescide girdiğinde oturmadan iki rek‘at namaz kılsın.” (Buhârî, Teheccüd, 25)
meâlindeki hadiste geçen emrin vücûba değil nedbe delâlet ettiğini, dolayısıyla tahiyyetü’l-mescidin mendup / müstehap olduğunu söylemiştir. (Nevevî, II, 172)
Aynı şekilde,
“Sizden biriniz mescide girdiği vakit iki rek‘at namaz kılmadıkça oturmasın.” (Buhârî, Salât, 60)
hadisinde yer alan nehyin de haramlığa değil kerahete delâlet ettiğini ve özürsüz olarak bu namazı kılmadan oturmanın mekruh olduğunu belirtmişlerdir.
Bazı kaynaklarda Zâhirîlere göre tahiyyetü’l-mescidin vâcip / farz sayıldığı zikredilirse de (Şevkânî, III, 84), mezhebin önde gelen fakihlerinden İbn Hazm bunun farz değil nâfile / tatavvu türünden bir namaz olduğunu açıkça belirtir. (el-Muhâllâ, II, 7; VI, 266)
Tahiyyetü’l-mescid;
- Hanefîlere göre iki veya dört,
- Mâlikîlere göre iki rek‘attır.
- Şâfiî ve Hanbelîlere göre ise bu niyetle istendiği kadar namaz kılınabilir.
Müezzin kamet getirirken veya cemaatle namaza başlandığında mescide giren kişinin tahiyyetü’l-mescid kılmasının kerâheti hususunda fakihler görüş birliği içindedir.
Hanefîler, Ahmed b. Hanbel ve Mâlikîler’den Sahnûn’a göre ezan okunduğu sırada mescide giren kimsenin de bu namazı kılması mekruhtur; Şâfiîlere göre ise kılabilir.
Hanefî, Mâlikî ve Hanbelîler tahiyyetü’l-mescidin nâfile namaz kılmanın mekruh sayıldığı vakitlerde kılınamayacağı kanaatindedir. Şâfiîler’e göre tahiyyetü’l-mescid mutlak değil sebebe bağlı nafile namazlardan olduğu için bu vakitlerde de kılınabilir.
Yine Şâfiîler dışındaki üç mezhebe göre mescide girince hemen kılınması daha faziletli sayılmakla birlikte oturduktan sonra da kılınabilir; Şâfiîler’e göre ise kişi bilerek oturmuşsa artık bu namazı kılamaz.
Hanefî ve Mâlikîler cuma günü hatip minberde iken mescide giren kimsenin oturup hutbeyi dinlemesi gerektiğini ve tahiyyetü’l-mescid kılmasının mekruh olduğunu söylemiştir. Şâfiîler ve Hanbelîler’e göre ise uzatmamak ve iki rek‘atı geçirmemek şartıyla kılınmalıdır. Ayrıca bu iki mezhebe göre cuma namazı öncesinde imam tahiyye namazı kılmaz, onun tahiyyesi hutbe okumaktır.
Hanbelîlere göre bayram namazı için camiye giren kişinin tahiyye namazı kılması mekruhtur.
Hanefîler, Mâlikîler ve Hanbelîlerin çoğunluğu günde birkaç defa mescide giren kişinin günde bir defa tahiyyetü’l-mescid kılmasının yeterli olacağı görüşündedir; Şâfiîler’in çoğunluğuna göre ise mescide her girişte kılınmalıdır.
Mescide giren kişinin abdestsizlik, meşguliyet veya kerahet vaktinin girmesi gibi sebeplerle bu namazı kılamaması durumunda, “Sübhânallāhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallāhü va’llāhü ekber” demesi müstehaptır; bazı âlimler buna “ve lâ havle ve lâ kudrete illâ bi’llâhi’l-aliyyi’l-azîm” cümlesini de eklemiştir.
Fıkıh âlimleri Hz. Peygamber (asm)’in, “Mescidlerin hakkını veriniz.” sözü üzerine hakkının ne olduğu sorulunca, “Oturmadan önce iki rekat namaz kılmanızdır.” şeklindeki cevap vermiştir. (Şevkânî, III, 84)
Bu hadise ve konuyla ilgili başka hadislere dayanarak herhangi bir namazı kılmak veya farz namazı cemaatle kılmak suretiyle de mescidin hakkının verileceğini, dolayısıyla secdeli ve rükûlu en az iki rekat farz veya nafile namazı kılmak niyetiyle mescide giren kişinin kıldığı bu namazın niyet etmese bile tahiyyetü’l-mescid yerine geçeceğini ve onun sevabını da kazanacağını belirtmişlerdir.
Mescid-i Harâm’ın tahiyyesi Kâbe’yi tavaf etmektir; oraya giren hemen tavafa başlamalı, tavaf niyeti olmaksızın girerse tahiyyetü’l-mescid kılmalıdır.
Kaynaklar:
- Şâfiî, el-Üm, I, 172;
- İbn Hazm, el-Muhallâ, II, 7; VI, 266;
- Serahsî, el-Mebsûŧ, I, 151-153; II, 29-30;
- Kâsânî, Bedâi, I, 190, 263-264, 295-296;
- Muvaffakuddin İbn Kudâme, el-Muġnî, [baskı yeri ve tarihi yok] (Dâru ihyâi’t-türâsi’l-Arabî), II, 83-84;
- Nevevî, Şerhu Müslim, II, 172; III, 34,182, 256;
- İbn Receb, Fethu’l-bârî Şerĥu’ś-Śaĥîĥi’l-Buħârî (nşr. Mahmûd b. Şa‘bân b. Abdülmaksûd v.dğr.), Kahire 1417/1996, III, 270-278;
- Bedreddin ez-Zerkeşî, el-Menŝûr fi’l-ķavâid (nşr. Teysîr Fâik Ahmed Mahmûd), Küveyt 1402/1982, I, 246-247;
- İbnü’l-Murtazâ, el-Baĥrü’z-zeħħâr, San‘a 1366/1947, II, 40;
- İbn Hacer, Fetĥu’l-bârî (Sa‘d), III, 105;
- Mevvâk, et-Tâc ve’l-iklîl, Beyrut, ts. (Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), II, 374-375;
- Şemseddin er-Remlî, Nihâyetü’l-muĥtâc, Beyrut 1404/1984, II, 116-121;
- Buhûtî, Keşşâfü’l-ķınâ, I, 426; II, 46-47;
- Muhammed b. Abdullah el-Haraşî, Şerĥu Muħtaśarı Ħalîl, Beyrut, ts. (Dâru Sâdır), II, 5-6;
- Şevkânî, Neylü’l-evŧâr, III, 84-85;
- İbn Âbidîn, Reddü’l-muĥtâr, II, 18-19;
- Ettafeyyiş, Şerĥu Kitâbi’n-Nîl ve şifâi’l-alîl, Beyrut 1392/1972, IV, 145, 417; “Taĥiyyetü’l-mescid”, Mv.F, X, 304-307;
- Beşir Gözübenli, “Nafile Namazlar”, İslâm’da İnanç, İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi (ed. İbrahim Kâfi Dönmez), İstanbul 2006, III, 1497-1498.
- Fahrettin Atar, TDV İslam Ansiklopedisi, Tahiyyetü’l-mescid md.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hanefi ve Şafii mezhebine göre kerahat vakitlerinde tahiyyetü'l-mescid namazı kılınabilir mi?
- TAHIYYATÜ`L-MESCID
- TAHİYYATÜ'L-MESCİD
- Sünnet namazlar nafile olarak geçer mi?
- Haram namaz vakitlerinin ne zaman olduğunu nasıl öğrenebilirim?
- Sünnet / nafile namazlar ve faziletleri ile ilgili hadisler nelerdir?
- KÜSUF VE HUSÛF NAMAZI
- Nafile ibadetleri anlatabilmemiz için ne yapmalıyız?
- YOLCULUK NAMAZI
- YOLCULUK NAMAZI