Haram namaz vakitlerinin ne zaman olduğunu nasıl öğrenebilirim?

Tarih: 20.06.2023 - 08:34 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Haram olan namaz vakitlerinin, güneşin doğuşu, güneşin tepe noktasında olması ve batışı olduğunu biliyorum. Ancak, tam olarak ne zaman namaz kılmanın yasak olduğunu ve ne kadar süreceğini nasıl bilebilirim?
- Ayrıca cuma namazı için 1. ezandan sonra, güneş tam tepeye çıkmadan önce 4 rekat sünnet kılınması ne zaman doğru olur?  
- Tahiyyetü’l-mescid namazının hükmü nedir? Kerahet vakitlerinde kılınması caiz mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Farz, vacip, sünnet hiçbir namazın kılınmasının uygun olmadığı zamanlarla ilgili özet bilgi şöyledir:

- Güneş'in doğmasından itibaren, 40-50 dakika sonrasına kadar.
- Öğle vaktinin girmesine yaklaşık 10 dakika kalmasından öğle vaktinin girmesine kadar.
- Güneş'in batmasına 40-50 dakika kalmasından itibaren akşam namazı vakti girinceye kadar olan zaman.
(bk. Merğinani, Hidaye, 1/265-269)

Bazı vakitlerde bir kısım ibadetlerin yapılması yasaklanmıştır. Bu vakitlere kerahet vakitleri denilir. Ukbe b. Amir el-Cüheni’den şöyle nakledilmiştir:

“Resulullah (asm) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasakladı: Güneş'in doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar; Güneş'in gökyüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve Güneş'in sararmasından itibaren batmasına kadar.” (Müslim, Müsafirin, 293; Ebu Davud, Cenaiz, 55; Tirmizi, Cenaiz, 41)

Bu hadiste belirtilen üç vakitte hiçbir namaz kılınamaz. Bu vakitlerin başlama ve bitiş zamanları şöyledir:

a) Güneş'in doğmasından itibaren, 40-50 dakika sonrasına kadar.

b) Güneş'in, tam tepede bulunduğu vakit (öğle vaktinin girmesine yaklaşık 10 dakika kalmasından öğle vaktinin girmesine kadar)

c) Güneş batmazdan önce, gözleri kamaştırmaz hâle gelmesinden, batmasına kadar olan vakit (Güneş'in batmasına 40-50 dakika kalmasından itibaren akşam namazı vakti girinceye kadar olan zaman). (Merğinani, el-Hidaye, 1/265-269)

Bu sayılan kerahet vakitlerinde kaza namazı, vitir gibi vacip namaz kılınamadığı gibi kerahet vaktinden önce hazırlanmış bulunan cenazenin namazı da kılınamaz.

Bu vakitlerde hazırlanmış cenazenin namazı ise kılınabilir. Daha önce okunmuş bir secde ayetinden dolayı “tilavet secdesi” yapılamaz. Ancak kerahet vaktinde okunan secde ayetinin secdesi, daha sonraya bırakmak efdal olsa da bu vakitte yapılabilir.

Güneş'in batmasından önceki kerahet vaktinde, sadece o günün ikindi namazının farzı kılınabilir. Fakat mazeretsiz olarak ikindi namazını bu vakte kadar geciktirmek mekruhtur.

Bunların dışında şu vakitlerde de sadece nafile namaz kılmak mekruhtur:

a) Sabah namazının sünneti hariç olmak üzere imsak vakti girdikten sonra, Güneş doğuncaya kadar olan sürede.

b) İkindi namazını kıldıktan sonra Güneş batıncaya kadar olan sürede.

c) Akşam namazı vakti girdiğinde farz kılınmadan önce.

d) Cuma günü hatibin minbere çıkmasından sonra. (Merğinani, el-Hidaye, 1/269-271)

Ebu Said el-Hudri’den şöyle nakledilmiştir:

“Resulullah’ı (s.a.s.) şöyle derken işittim: Sabah namazı kılındıktan sonra, Güneş doğuncaya kadar başka namaz yoktur. İkindi namazından sonra, Güneş batıncaya kadar başka namaz yoktur.” (Ebu Davud, Tatavvu’, 9; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/271)

Cevap 2:

Cuma namazının ilk dört rekât sünneti, ilk ezan okunduktan sonra kılınır.

Tahiyyetü’l-mescid namazının, camiye girildiğinde kılınması sünnettir. Nitekim Hz. Peygamber (asm), söz konusu namazla ilgili olarak; “Sizden biriniz mescide girdiğinde oturmadan iki rekât namaz kılsın.” buyurmuştur. (Müslim, Salatü’l-müsafirin, 69)

Tahiyyetü’l-mescid namazı Hanefilere göre iki veya dört, Malikilere göre ise iki rekât kılınır. Şafiilere göre aslolan iki rekât olmakla birlikte Şafii ve Hanbeliler bu niyetle istendiği kadar namaz kılınabileceğini ifade etmişlerdir.

Hanefiler, nafile namaz kılmanın mekruh sayıldığı vakitlerde tahiyyetü’l-mescid namazının kılınamayacağı kanaatindedir.

Şafiilere göre tahiyyetü’l-mescid mutlak değil sebebe bağlı nafile namazlardan olduğu için, bu vakitlerde de kılınabilir. (Şirbini, Muğni’l-muhtac, 1/200)

Ezan okunduğu sırada mescide giren kimsenin bu namazı kılması Hanefilere göre mekruh iken Şafiilere göre mekruh değildir.

Ancak müezzin kamet getirirken veya cemaatle namaza başlandığında mescide giren kişinin tahiyyetü’l-mescid kılmasının mekruh olduğu hususunda ise fakihler görüş birliği içindedir.

Hanefiler, cuma namazında hatip minberde iken mescide giren kimsenin oturup hutbeyi dinlemesi gerektiğini ve tahiyyetü’l-mescid kılmasının mekruh olduğunu söylemiştir. Şafiilere göre ise uzatmamak ve iki rekâtı geçirmemek şartıyla kılınmalıdır.

Mescide giren kişinin, meşguliyet veya kerahet vaktinin girmesi gibi sebeplerle bu namazı kılamaması durumunda, “Sübhanallahi ve’l-hamdü lillahi ve la ilahe illallahü va’llahü ekber.” demesi müstehaptır; bazı âlimler buna “ve la havle ve la kuvvete illa bi’llahi’l-aliyyi’l-azim” cümlesini de eklemiştir.

Hanefiler, herhangi bir namazı kılmak veya farz namazı cemaatle kılmak suretiyle de mescidin hakkının verileceğini, dolayısıyla en az iki rekât farz veya nafile namazı kılmak niyetiyle mescide giren kişinin kıldığı bu namazın, niyet etmese bile tahiyyetü’l-mescid yerine geçeceğini ve onun sevabını da kazanacağını belirtmişlerdir. (Kasani, Bedai’, I, 190-191)

Mescid-i Haram’ın tahiyyesi Kâbe’yi tavaf etmektir; tavaf niyetiyle oraya giren hemen tavafa başlamalı, tavaf niyeti olmaksızın giren ise tahiyyetü’l-mescid namazı kılmalıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun