Enflasyon farkı ile faizin farkı ne?

Tarih: 01.02.2024 - 14:55 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Dinimizde faiz bütün çeşitleriyle yasaklanmıştır, almak da vermek de haramdır, (Bakara, 2/275-279; Buhari, Libas, 96; Müslim, Müsakat 105, 106)

Dolayısıyla nerede olursa olsun faizli işlem yapan kurumlara para yatırılması ve bu paralardan elde edilen faizin herhangi bir ihtiyaç için kullanılması caiz değildir.

Enflasyon farkı ile faizin farkına gelince:

Bir Müslüman bir akit ve anlaşma yaparken gelir ve giderinde, akdin sonucunda faizi öngörmemiş, faizi akde sokmamış olursa, borcun ödenmesi geciktiğinde, vadesinde ödeme yapılmadığında -gecikme dönemi içinde meydana gelen- enflasyon farkı ödemeye dahil edilir. Aksi hâlde borçlu borcunu tam değil, eksik ödemiş olur. Eğer borç, Allah rızası için ödünç para vermeden hasıl olmuş bulunursa, ödeme zamanının geçmesi, vadenin gelmesi ve geçmesi söz konusu olmaksızın ödeme enflasyon farkı ile birlikte yapılır.

Eğer akit banka ile yapılmış ise; yani bankaya mevduat yatırılmış veya kredi alınmış ise bu da bir akittir, ancak burada akde faiz dahil edilmiştir, belli bir zaman sonunda şu kadar faiz alınacak veya verilecektir, bu alışveriş akdin hükmüne dahildir. Müslümanın işte böyle bir akdi yapması câiz değildir. Ödeme zamanı geldiğinde alınan veya verilen faiz enflasyonun altında kalsa bile bu durum, başta yapılan faizli akit günahını ortadan kaldırmaz.

Ayrıca bankaya yatırılan paralar yüksek ve reel faizlerle isteyene kredi olarak verildiği için, mevduat sahibine parasının reel faizi verilmese bile bu paraya reel faiz tahakkuk etmiştir, banka bu faizi almıştır ve buna mevduat sahibi razı olmuştur. Böyle bir mevduat sahibi, kendisi reel faiz alan kimseden daha bedbaht ve ahmaktır; çünkü bu ikincisi hiç olmazsa -haram işleyerek- dünyasını kurtarmıştır, birincisi ise hem haram işlemiş hem de dünyevi bir menfaat elde etmemiştir.

Her ne şekilde olursa olsun bankaya yatırılmış olan paralar için tahakkuk eden faiz, karşılığında sevap beklemeksizin, fakirlere veya hayır kurumlarına verilmeli ve yapılan bu faizli işlemden dolayı da tövbe edilmelidir.

Tövbenin ilk şartı ise, yapılan günaha bir daha dönmemeye azmetmektir.

Faiz getirisini hayır işlerde kullanmak faiz günahını kapatmaz.

Şuna inanmalıyız ki, kul ile Yaratıcı arasındaki ilişki hasta ile doktor arasındaki ilişkiye benzer. Dolayısıyla kulun kendine yararlı gördüğü değil, yaratıcının kuluna yararlı gördüğü maslahatlar yararlıdır. Hastanın istediği ilaç değil, doktorun hastasına uygun gördüğü ilaç yararlıdır.

Allah'ım! Bize hakkı hak olarak gösterip ona ittiba etmeyi, batılı batıl olarak gösterip ondan sakınmayı nasip eyle. Âmin.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun