Erkeğim ve erkeklerden hoşlanıyorum ne yapacağım?
1) Ben 22 yaşında erkek bir Müslümanım. Kendimi bildim bileli erkeklerden hoşlanıyorum. Bu durum çocukluğumda da vardı ama o zamanlar bunun çok farkında değildim. Lise zamanımda bir arkadaşıma duygusal bir şeyler hissettim. Daha sonra üniversitede bu konuda araştırma yaptım. Bunun ‘eşcinsellik’ olduğunu anladığımda şok oldum.
2) Ardından uzun bir süre bunun üstesinden gelmek için çok çabaladım. Ama yaklaşık bir yıl mücadele ettikten sonra yaptıklarım hiçbir işe yaramadı. Sahip olduğum hisler hiç değişmedi. Ardından bu konuda bilimsel ve dini araştırmalar yaptım. Bilimsel açıklamalar bunun ‘normal’ bir şey olduğunu, uzun bir süredir hastalık kategorisinden çıkarıldığını ve bireyin bununla barışık olması gerektiğini söylüyordu.
3) Diğer yandan dini söylemler bunu yasaklandığını, bu kişilerin lanetlendiğini ve bu tarz işler yapanların cehennem azabına uğratılacağından söylüyordu. Daha sonra kendi inancımı sorgulamaya ve araştırmaya başladım. Neredeyse 7 yaşından beri namazı düzenli kılan ve Kuran-ı Kerim okuyan biriydim. Ama dini araştırdıkça ibadetlerimi yapmamaya başladım. Şu an namaz kılmasam da Allah’a inanıyorum.
4) Ama diğer yandan ne yapacağım bilmiyorum. 4 senedir hayatım bu iki şey (eşcinsellik ve Müslümanlık) arasında bocalanıyor. Artık ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum. Kafam çok karışık. Kadınlara karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Ailem ise benim evlenmemi arzuluyor. Fakat ben bu şekilde nasıl evlenebilirim ki? Nasıl eşimi mutlu edebilirim? Bu çok zor bir şey. Kendimi iki seçimden bir tanesini seçmek zorundaymışım gibi hissediyorum. Ya Müslüman olarak kalacağım ve yalnız bir yaşam süreceğim ya da Müslüman olmayıp kendi cinsel yönelimimi kabul edip bu yönde bir yaşam yaşayacağım.
5) Ama her iki seçeneğin de kendisine has artıları ve eksileri var. İlk seçeneği seçersem hayatımda hiç cinsellik yaşamadan öleceğim ve bu beni çok huzursuz ediyor. İkinci seçenek de yine çok huzursuz ediyor. Gerçekten kendimi çok kötü hissediyorum. Ben gerçekten ne yapacağımı şaşırmış haldeyim.
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle bir konuya açıklık getirmemiz lazım. Kişinin hemcinsine duyduğu cinsel ilgi, daha önceleri bir çeşit ruhsal rahatsızlık olarak kabul edilip, tedavi edilmesi ön görülürken, çeşitli grupların baskıları sonucunda hastalık olmaktan çıkarıldı.
Ancak bu durum, bilimsel bir araştırmaların sonucuna değil de ideolojik nedenlere dayanmaktadır. Çünkü bilim dünyasında eşcinsellik konusunda kesinlikle fikir birliği söz konusu değil. Fikir ayrılığı içinde olanların neredeyse tümünün “eşcinsellikle” ilgili görüşleri ile dünya ve hayat görüşleri paralellik oluşturduğuna bakılırsa, konunun bilimsellikle incelenmediği açıkça anlaşılacaktır.
Bu konuda fikir beyan eden uzmanların üzerinde birleştiği tek nokta bunun genetiği olmadığı, hormonel olmadığı, çocuklukta kişinin bilinçdışı yaşadığı ruhsal bir duruma veya taciz, tecavüze bağlı olarak gelişen ruhsal bir durum olduğu gerçeğidir.
Fakat bunların hiçbiri, bazı kişilerin çocukluktan itibaren hemcinslerine karşı duydukları cinsel ilginin gerçek olduğu, var olduğu hakikatini değiştirmez. Bundan dolayı böyle bir duygu taşımanın “sapıklık” olmadığı, günah olmadığı kendiliğinden anlaşılmaktadır. İçinde bunu hisseden bir insanın, duygusunu ve ilgisini inkâr etmesi, bastırması ve yok sayması veya günah diyerek kendisini suçlu hissetmesi onu başka bir ruhsal sorunla karşı karşıya bırakabilir. Bu durum ise kişiyi bir kısır döngünün içine çekecektir. Cinsel duygularını inkâr ettikçe ruhsal sıkıntı yaşayacak, ruhsal sıkıntı yaşadıkça da bunu azaltmak için haz peşinde koşmak isteyecektir.
Bundan yola çıkan terapistler “eşcinsel duygular” taşıyanlara, inkâr yerine bu duygularını kabul etmelerini ve onunla birlikte yaşamalarını tavsiye etmektedir. Ancak bu kabul ve barışmak, ya yanlış anlaşılmakta veya bilerek amacından saptırılmaktadır. Çünkü bir duyguyu kabul etmek demek, onunla mücadeleye girmeden, inkar etmeden yaşamaktır. Yoksa o duyguyu eyleme dökmek değildir. Nitekim kleptomani, yani çalma hastalığı gibi, dini açıdan veya toplumsal açıdan yasak ve sakıncalı olan bir sürü duyguyu taşıyabiliriz, bunlara isteyerek sahip olmadığımız için manen de yasal açıdan da sorumlu değiliz, ama bunları eyleme dökmek veya dökmemek kişinin elinde olduğu için sorumludur.
Bu çerçevede size tavsiyemiz, isteyerek, bizzat talep ederek sahip olmadığınız bir duygu ne kadar kötü olursa olsun sizi günahkâr, kötü, sapık birisi yapmayacağına inanarak duygunuzu kabul etmeniz. İçinizde bir yerde böyle bir duygunuzun olduğunu bilin ve onunla yaşamaya devam edin.
Cinsellik insanoğlunun doğal ihtiyaçlarından birisidir.
Ancak ekmek, su ve hava gibi bir ihtiyaç değildir. Yani giderilmesi mutlaka zorunlu bir ihtiyaç değildir. Nitekim insanlık tarihi boyunca milyonlarca insan evlenmeden yaşamış ve hayatlarında çok da huzurlu olmuşlardır. Onların da aynı derecede belki daha şiddetli bir şekilde karşı cinse ilgileri olmasına rağmen ya imkânları olmadığından ya da istemediklerinden dolayı bu duygularını eyleme dökmemişlerdir.
Demek ki, cinsellik yaşanmadan da hayatta kalınabilinir. Aksi halde kleptomani’lerin hırsızlık yapması, karşı cinse ilgi duyup ta imkanı olmadığı için evlenemeyenlerin zina yapması vb. de normal ve haklı olurdu.
Her insanın zayıf olduğu, onunla imtihan edildiği bir tarafı mutlaka vardır.
Bu zayıf taraf, kiminde hemcinse, kiminde karşı cinse ilgi iken, kiminin imtihanı makam ile kiminin de para, şan ve şöhret iledir. Onlar da en az eşcinseller kadar duygularına hakim olmak ve yanlış yapmamak için çaba sarf ediyor veya mücadele ediyorlar. Kimisi galip gelirken, kimisi de iradesine mağlup olabiliyor.
Bu çerçevede size şunları da tavsiye edebiliriz:
- Özellikle sosyal medyadan uzak durun. Çünkü sosyal medya cinsel duyguları tahrik etmekle kalmayıp, talep ve imkân da sunarak kişinin iradesini âdeta ipotek altına alıyor. Orada benzer duyguları taşıyanlarla iletişim kurmasanız bile onları gördükçe duygularınız alevleneceğinde, ne kadar uzak kalırsanız o kadar iyi.
- Sosyal medya hesaplarından ve telefon rehberinizden size bu duyguları hatırlatanları silin, engelleyin. Ayrıca onların gittiği yerlere gitmeyin.
- Kendinize büyük hedeflerin koyun, amacınız ve hedefiniz ne kadar büyük olursa ve sizin için ne kadar önemli olursa zihninizi o kadar meşgul edecektir. Dolayısıyla cinsel dürtüler sizi daha az rahatsız edecektir.
- Bu konuda Bediüzzaman gibi İslam âlimleri veya Modern felsefenin en önemli isimlerinden olan Immanuel Kant gibi, 19. yüzyılın en önemli felsefecilerinden biri olan Herbert Spencer gibi binlerce kişinin hayatları boyunca evlenmedikleri gibi cinselliği de hiç yaşamamalarını veya eşcinsel olmasına rağmen hayatı boyunca hiç cinsellik yaşamadığını belirten "Pop Art" hareketinin efsanevi ismi Warhol, gibileri düşünün.
- Dikkatinizi eşcinsellikten çektiğiniz zaman, muhtemelen kadınlara karşı bir ilginiz de başlayabilir. Bunu da dikkate alarak zihninizi o yöne çevirebilirsiniz.
- Cenab-ı Hak, Kuran-ı Kerim’de hakkı ile dosdoğru kılınan namazın kişileri bütün kötülüklerden uzak tutacağını belirtiyor. Bu çerçevede namaz başta olmak üzere diğer ibadetlerimizi ne kadar düzenli ve samimi bir şekilde yerine getirirsek o kadar kendimizi kötülüklerden koruma imkânına sahip olacağız.
- Sabır ve dua ile Allah’tan yardım dileyin. Her şeyin sahibi odur.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Doğuştan eşcinseller ne yapmalı?
- Eşimin eşcinsel eğilimleri var, neler tavsiye edersiniz?
- Eşcinsel eğilimler gösteren çocuklara nasıl yaklaşılmalı?
- Biseksüelliğin hükmü nedir?
- Kızlara ilgi duyan bir kızımıza nasıl yaklaşmalı?
- Utançtan ölüyorum, intihar etmem günah mı?
- Eksiklikten nasıl kurtulacağım?
- Biseksüel olduğumu fark ettim, nasıl kurtulacağım?
- Cinselliği yanlış kullanmanın ve fuhşun zararları nelerdir? Allah'ın gazabına sebep olur mu?
- Çocukların ruh ve ahlak gelişimi için anne babaya düşen vazifeler nelerdir?