Neden ikinci eş alamıyorum?

- Bir kadınım ve eşimi seviyorum ancak çocuğu olmuyor, neden ikinci eş alamıyorum?
- Bir erkek olarak İslam dinine göre 4 eş hakkı vardır.
- Bir kadın olarak eşimin cinsel sorunları var ve onu seviyorum, çocuk sahibi olmak istiyorum, bu neden İslam’da yok?

Değerli kardeşimiz,

"Dinimizde evli bir kadının aynı anda başka bir erkekle de nikâhlanmasının neden yasak olduğu" sorusu, bazı kesimlerce kadın-erkek eşitliği felsefesi üzerinden masum kadınların kafasını karıştırmaya yönelik olarak ortaya atılmıştır. Hayatın gerçekleri ile alakası yoktur.

Bilindiği gibi Kuran, kadın-erkek ilişkisi dâhil her türlü insan ilişkilerinde adaleti ölçü almaktadır. Çünkü adalet daha kapsayıcı, hakkaniyete daha uygun ve aynı zamanda da gerçek eşitliği de içinde barındırır.

Mesela, kadın ve erkeğin fıtratı farklı olduğu gibi, biyolojik ve fiziksel yapısı, hayattan, evlilikten ve eşten beklentileri de farklıdır. Bilimsel araştırmalar, psikologlar da ısrarla kadın ve erkeğin düşünce, davranış, istek ve hayat anlayışındaki farklılıklara vurgu yapmaktadırlar.

Ayrıca bunlara da gerek yok, herkes kendi hayatında, ailesinden, toplumsal hayatta zaten bu farklılığı bizzat yaşamaktadır.

Her iki cinsi zorla birbirine eşitlemeye çalışanlar, aslında her ikisinin de fıtratını bozmaktadırlar. Bugün aile ve evlilik hayatında yaşanan sorunların bir nedeni de budur.

İlk başta kulağa hoş gelen eşitlik düşüncesi maalesef bazı dindar kadınları da etkilemiştir.

Geçmiş dönemlerde cehaletten, eğitimsizlikten, İslam’ı iyi anlamamaktan kaynaklanan nedenlerden dolayı, bazı erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakkümü ve keyfi davranışları da bu hanımların sözde eşitlik düşüncesini benimsemelerine neden olmuştur.

Modernizm ve feminizmin eşitlik düşüncesini temel alan Batı medeniyeti, çok eşlilik ve miras gibi bazı konuları gündeme getirerek aslında İslam dinini hedef almaktadırlar. Sanki İslam dininin bir eksiğini yakalamışçasına bu konu üzerinden dinin getirdiği diğer kuralları da sorgulayarak akla şüphe vermeye çalışmaktadırlar.

Oysaki her şeyin yaratıcısı Yüce Rabbimiz, insanlık için neyi emretmiş ve neye izin vermişse mutlaka en güzelini, en uygununu ve iki dünyamız için en hayırlısını bildirmiştir.

Sorunuza gelince:

Sizin sorunuzda da aynı şekilde düz bir mantıkla kadın ve erkeğin mutlak eşit olduğu anlamı saklıdır. Çünkü erkeğin ikinci bir kadınla evlenme şartlarını sayarak kadının da aynı şartlarda ikinci bir erkekle nikâhlanması gerektiği öne sürülmektedir.

Esasen mülkün sahibi olan Allah böyle hüküm verdiği için bizim bunu kabul etmemiz gerekir. Nasıl ki, görme işlemini Allah’ın verdiği göz ile yapıyoruz, onun bu kanununa uymak durumundaysak, kelam sıfatından gelen şeriat kanunlarına da aynı şekilde uymak durumundayız.

Bununla beraber, her konunun bir de hikmet boyutu vardır. Bu hikmet boyutu nedir denirse, elbette bu hikmetleri konuşmak da Allah’ın Hâkim ismini anlamaya çalışmaktır ve ibadettir.

Öncelikle ifade edelim ki, bu soru, bir kadının değil de bir erkeğin bakış açısı ile ortaya atılmıştır, diye düşünüyoruz. Çünkü bilimsel olarak da ispatlanmıştır ki, kadın ve erkek için cinsellik aynı anlamda ve aynı ölçüde değildir. Bir kadın, duygusal bir yakınlık duymadığı bir erkekle cinsel bir ilişki düşünmezken, erkek için bu şart değildir.

İslamiyet, sizin anlattığınız bir durumda -erkeğin cinsel ilişkiye giremeyecek kadar iktidarsız olmasında- kadına boşanma yolunu açık bırakıyor. Yani kadın, evliliğin şartlarının yerine getirilmediği durumlarda kocasından ayrılıp başka bir erkekle evlenebilir. Bunun için aynı anda ikinci bir evliliğe ihtiyacı yoktur.

Ayrıca çocuk sahibi olmada kadın ve erkeğin durumu aynı değildir ki, kadın ve erkek eşit olsun. Çünkü çocuğu rahminde dokuz ay taşıyacak ve doğuracak bir annenin bu duruma engel oluşturacak çok sayıda rahatsızlığı ve sorunu olabilirken, erkeğin engeli daha azdır. 

Mesela, erkekte çocuk sahibi olabilmek için yaş sınırı yokken, kadında belirli bir yaş sınırı var. Sınır geçtikten sonra bebek sahibi olması tıbben mümkün değildir.

Diğer taraftan erkek çocuk sahibi olmak için herhangi bir cinsel takvime ihtiyaç duymazken, kadın sadece sınırlı günlerde, yani yumurtlama günlerinden buna müsaittir.

Bir erkek farklı kadınlardan sayısız çocuk sahibi olabilir ve bu erkeğin sağlığını, günlük hayatını, bedenini, rutin yaşamını etkilemez. Ama bir kadın farklı erkeklerin talebi üzerine her birisinden çocuk sahibi olsa, onun sağlığını, hayatını ve bedenini etkiler, âdeta imkânsız hale getirir. 

Örneğin dört evli bir erkeğin her kadından on tane çocuğu olabilir, ama bir kadın farklı erkeklerin bu talebini karşılaması imkânsızıdır. Çocukla doğrudan ilgilenecek kişi anne olduğu için, bu kadar yükü kaldırması da mümkün değildir.

Bunun yanında erkek, farklı şehirlerde ve yerleşim yerlerinden oturan eşlerini ve çocuklarını ziyaret edip yanlarında kalabilirken, kadın için bu durum oldukça zor ve karmaşıktır.

Bunların dışında erkek birden fazla kadından çocuk sahibi olduğunda çocukların nesebi, soyu belli olurken, bu durum kadınlar için imkânsız olup, nesillerin karışmasına ve toplumsal kargaşaya sebep olacaktır.

Aynı şekilde, erkek birden çok eşinin cinsel isteklerini karşılayabilirken, kadın için bazı hallerden ve bu biyolojik yapısından dolayı mümkün değil, tam aksine bir yüktür. Bu ve benzeri karşılaştırmaya onlarca madde daha ekleyebiliriz. Görüldüğü gibi kadın ve erkek realitede, cinsel yaşamda ve çocuk sahibi olmada, onlarla ilgilenmede ve büyütmede eşit değiller.

Bu gerçekler bize, İslam’ın kadına birden fazla erkekle evlenmesinin yolunu açmayarak hem toplumun yapısını, sağlam nesillerin var olmasını sağlamış hem kadının fıtratına uygun davranmış hem de kadını zahmet ve sıkıntıdan kurtarmıştır.

Bu gerçeklere rağmen, Batı ülkelerinde zaman zaman medyaya yansıdığı şekliyle “açık evlilik” adı altında karmaşık ilişkiler yaşayanlar olmasına rağmen, fıtrata ve realiteye aykırı olduğu için kimse uzun süre bunu devam ettirememiştir.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Kadın neden birden fazla eş ile evlenemez?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet