Carl Sagan’ın Skeptisizm görüşü neden yanlıştır?

Tarih: 01.07.2021 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Skeptisizm, güvenilir verilerin yetersizliğinde görülen sağlıklı miktardaki şüpheciliktir.
- Carl Sagan, agnostik veya de facto ateist olarak tanımlanabilecek bir inanca sahipti. Robert Pope ile yaptığı röportajında şöyle diyor:
 “Ben bir ateist değilim. Bir ateist, Tanrı'nın var olmadığına yönelik ikna edici kanıtlara sahip bir kişidir. Ben, bu kadar bilge değilim; ancak böyle bir tanrıyı kanıtlamaya yeterli olacak kanıtlara sahip olmanın yakınından bile geçtiğimizi düşünmüyorum. Bu konuda karar vermek konusunda neden bu kadar acelecisiniz? Neden ikna edici kanıtlar ortaya çıkana kadar beklemiyorsunuz?”
- Benzer şekilde, Gifford Dersi'nin soru cevap kısmında bir katılımcının "Bir bilim insanı olarak, İncil'de anlatıldığı gibi suyun şaraba dönüştürüldüğü ihtimalini reddediyor musunuz?" sorusuna verdiği cevap, Sagan'ın dini inançlarla ilgili görüşlerini harika bir şekilde özetlemektedir: “Böyle bir ihtimali reddetmek mi? Kesinlikle hayır! Bu tür bir ihtimali asla reddetmem. Yapmayacağım tek şey şu olur: Birileri bu yönde kanıt getirene kadar bu konu üzerine bir dakikamı bile harcamam.”
- Yani Carl Sagan, neredeyse bütün bilim insanları gibi, deneysel yönteme inanan biriydi. Eğer bir iddiaya yönelik herhangi bir test edilebilir ve tekrar edilebilir kanıt yoksa, onu reddetmeye değil, umursamamaya meyilliydi. Ta ki bilimsel olarak anlamlı ve geçerli bir kanıt üretilene kadar...

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Ateizm birtakım kanıtlara sahip olduğunu iddia etse bile, sonuçta bu kanıtlar çıkarımsal kalmaya ve değillenmeye yapısal olarak açıktırlar.

Bu nedenle gerçekte ateizm tanrının yokluğu üzerine kuru bir inançtan ibarettir. Bu bakımdan Sagan böylesi bir inançtan uzak durmaktadır. Onun bu tavrı agnostik bir yöneliştir.

Ancak Tanrı’nın varlığı konusu her şeyden önce bir tercih meselesidir. Bu nedenle bir tercihte iki yön bulunur. Çekimserlik dolaylı olarak yokluğu tarafında yer almaktır. Eğer bu konuda kesin ve zorunlu kanıtlar olsaydı, bu durumda konu iman meselesi olmayacaktı.

Tanrı’nın varlığı insan aklının düzleminin ötesinde bir mutlaklığa sahip olduğu için nesnelleştirilerek kesin kanıtın konusu yapılamaz. Ancak bu inancı evrensel anlamda makuliyet çizgisinde destekleyecek deliller ontolojik ve kozmolojik biçimlerde ateist inançla kıyaslanmayacak derecede çokturlar.

Sonuçta bir şeyin varlığı için küçük bir emare, bir iz ya da işaret bile çoğunlukla yeterli kabul edilir. Değilleme ya da yokluk iddiasında ise kesin ispat gerekli olur. 

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun