Eşim aşırı kıskanç, ne tavsiye edersiniz?

Eşim aşırı kıskanç, ne tavsiye edersiniz?
Tarih: 04.06.2021 - 12:11 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Eşim aşırı kıskanç, Hiçbir kadınla konuşmama müsaade etmiyor. Ne tavsiye edersiniz?
- Eşimin güven sorununu aşıp kıskançlığının dozunu ayarlaması için neler yapabilirim?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Erkek, eşini kıskandığı gibi, aynı şekilde kadın da eşini kıskanır. Ancak her konuda olduğu gibi eşler arası kıskançlığın da bir ölçüsü ve dengesi olmalıdır.

İnsanda öfke kuvvetinin varlığı, onun kendi canını, ailesini, malını, korumaya yöneliktir. Eğer bu duyguyu aşırı derecede kullanmaya kalkarsanız, zalim bir despot, mağrur bir ceberut olursunuz.

Bunun gibi, kıskançlık duygusunun veriliş gayesi, eşlerin birbirlerinin iffetini korumak, onları kendini bilmez serserilerin kötü bakışlarından esirgemek, evlilikten doğan karşılıklı aidiyet olgusunun saygın hatırasını el üstünde tutmak gibi hususlardır.

Soruda sözünü ettiğiniz aşırı kıskançlık hali ise patolojiktir ve büyük oranda ancak psikoterapi ile ortadan kalkabilecek bir durumdur. Evlilikte eşler arası huzuru bozan bu aşırı kıskançlık halinin çok farklı nedenleri var.

Sorun, ağırlıklı olarak kıskanç kişinin ruh dünyasındaki çatışmalardan kaynaklanmakla beraber, kıskançlığın davranışa dönüşmesinde, tetiklenmesinde diğer eşin de rolü söz konusudur.  

Aşırı kıskançlıkta büyük oranda çocukluktan kalan bir terk edilme şeması veya özgüven eksikliği, yetersizlik duygusu, kişinin kendisini yeterince güzel / yakışıklı, çekici görmemesi, kendisini değersiz hissetmesi gibi psikolojik nedenler söz konusudur.  Böyle hisseden kişi, hemen ayrılık veya terk edilmeye karşı aşırı tetikte olur, eninde sonunda eşinin onu terk edeceğine inanır. Terk etmemesi için de onu sürekli kontrol eder, ona yapışır, sürekli yakın ve birlikte olmak ister, göz önünde bulunsun ister. Sürekli sosyal medyasını, telefonlarını karıştırır.

Karşı tarafın yaptığı yoruma açık en küçük bir davranış veya söz onun kıskançlık duygularını tetikler. Bunları, onu terk etme, ondan ayrılmaya bir işaret gibi algılar ve aşırı tepki verir. Daha sonra ise tüm dikkatini eşini elde tutmaya yöneltir. 

Eşine karşı o kadar güvensizdir ki, eşi onu sevdiğini ve ona bağlı kaldığını söylese bile, bu konuda yeminler etse bile ona inanamaz. Eşine olan güvenini test eder, onu tuzağa düşürecek sorular sorar, “Eğer başkasını seviyorsan ayrılabiliriz, beni beğenmiyorsan açıkça söyleyebilirsin, sen aslında beni hiç sevmedin, çocukların hatırına bu evliliği sürdürüyorsun.” gibi sözlerle karşı tarafın öfkelenip onun şüphelerini tasdik etmesini bekler.

Diğer eş de kendisi ile ilgili haksız ithamların nedenini aslında eşinin bilinçli davranışları olduğunu zannederek aşırı tepki verebilir. Sürekli sınanmaktan, kontrol edilmekten, hesaba çekilmekten, güvenilmemekten bıkar ve çiftler arasına böylece duygusal duvarlar örülmeye başlanır.

Her iki eşin de kıskançlığı ve onu tetikleyen etkenleri kabul etmesi, nedenlerini öğrenmesi, bu çerçevede davranışlarının farkında olması ve birlikte çözüm araması ile de sorun en aşağı seviyeye çekilebilir. Yani çözüm öncelikli olarak, her iki eşin de sorunun varlığını kabul etmesi, suçu karşı tarafa yıkmak yerine kendi paylarına düşen sorumluluğu kabul etmeleri ile başlar.

Aşırı kıskanç eş, karşı tarafa hiç çekinmeden “Evet, yaşadığımız bu sorunda senin de payın var, ama asıl neden benim bilinçaltımın yönlendirmesiyle kaygım, güvensizliğim ve korkularımdır. Ben, çözüm konusunda elimden geldiğince daha dikkatli olacağım, sen de sana düşenler konusunda daha dikkatli ol.” demelidir.

Diğer eş de aynı şekilde, "Benim de farkına varmadan yaptığım bazı davranışlar ve sözler, muhtemelen senin kıskançlık duygularını tetiklemiş olabilir. Bundan sonra daha dikkatli olacağım.” demesi çözüm için çok önemlidir.

Bu süreçte her iki eş de en yüksek seviyede sabırlı ve hoşgörülü olmalı, belirli bir süre, farkındalıklarını geliştirip birbirlerini anlamaya azami gayret göstermelidirler.

Kıskanan Eşe Düşen Sorumluluklar

1. Aşırı kıskançlık duygularının altında yatan duygu ve düşünceleri keşfetmek, sorunun çözümü için ilk adımdır

Kıskanç eş, şunu bilmelidir ki, asıl sorun kıskançlık değildir. Onu rahatsız eden, öfkelendiren kıskançlık duygularının altında yatan başka duygu ve düşüncelerdir. Bunları anlamak için de kıskançlık hissettiği anlardaki düşüncelerini incelemesi ve kıskançlıktan önce gelen duyguları fark etmesi tavsiye edilir.

Mesela, o anda hissettiği değersizlik duygusu mu, terk edilme veya yalnız kalma korkusu mu, kontrolü kaybetme kaygısı mı, beğenilmeme ve yetersizlik duygusu mu? Bu duygu ve düşüncelerin farkına vardıktan sonra, onları ayrı ayrı ele alıp ve mantıklı olup olmadıklarına odaklanmalıdır.

Bu konuda kişinin çocukluk yıllarından getirdiği olumsuz duygu ve düşüncelerin yerine daha olumlu düşünceler koymaya çalışmak değişim için önemli bir adımdır. Beğenilmeme, kendisini yetersiz görme, çirkin veya tipsiz görme, mahrem hayatı konusunda varsa hissettiği yetersizlik duygusunu da diğer eşle açıkça paylaşmalıdır.

2. İtham etmek yerine, şüphelenilen durumla ilgili düşünce ve duyguların dile getirilmesi

Aşırı kıskanç eşin bu süreçte yaptığı en büyük hata, eşini itham etmesi, şüphe ve zan altında bırakması ve onun sözlerine inanmamasıdır. Hak etmediğini düşünen karşı eş, ebedi hayat arkadaşından gelen bu ithamlara çok rahatsız olur ve aşırı tepki verir. Böylece kıskançlık sorununa başka sorunlar da karışır ve olay bir kartopu gibi büyüyerek çoğalır.

Bunun yerine, şüphelendiği bir durum varsa, mümkünse olaydan bir gün sonra bunu dile getirsin. Elinde kesin bir delil yoksa, sadece “Senin bana sadık olduğunu biliyorum, ama bir konuda kaygılarım var. Kaygılarımı gidermen beni rahatlatacaktır.” gibi bir soru ile bilgi alabilir.

3. Korkutarak, takip ederek, kontrol ederek değil, güven telkin edici adımlar atılmalıdır

Kıskanılan eş, kontrol edilerek, takip edilerek korunamaz. Kişide Allah korkusu yoksa, nefsinin arzularının peşinden gidip ebedi hayat arkadaşını aldatma niyeti varsa, bunu yapar. Çünkü günümüzde dijital medyanın türlü türlü imkanları var, ayrıca büyük şehirlerde eşler gün boyu dışarıdadır.

Ayrıca, psikolojide “kendini gerçekleştiren kehanet” diye bir tespit var. Olmayan bir şeye vücut rengi verildiği, sürekli varmış gibi itham edildiği, düşünüldüğü, inanıldığı zaman, o şüphe gün gelir gerçek olur. Kişi de “Bak ben zaten şüphelenmiştim, deme ki haklıymışım.” der. Oysaki onun şüphesi ve ithamı, karşıdakini bir şekilde o işi yapmaya götürmüştür.

Bunun için, elde çok kesin bir delil yoksa, karşı tarafa güvendiğinizi, onun sadık ve imanlı birisi olduğunu, Allah’tan korkan bir insanın ebedi hayatını yakacak bir eylem içine girmeyeceğini söyleyin. O, içinde böyle bir arzu varsa bile, sizin inandığınız gibi birisi olmaya çalışacaktır.

4. Kıskanılan eş, kesinlikle akraba, komşu veya arkadaşlara şikayet edilmemelidir.

Ahlakı değerlerle büyümüş bir insanın sağlıklı bir kişilik, benlik sahibi olmasında yakın çevresinin ona olumlu bakmasının payı büyüktür. Bu, onun özgüvenini tamamlar, ruh halini güzelleştirir, hal ve hareketlerinde daha istikametli yapar.

Aksi durum ise, onun benliğini zayıflatır, küçük düşürür. Bu kişi, toplumdan kaçar, utanır, saygınlığının kalmadığını düşünür, gergin ve öfkeli olur. Bazen de düşük benliğini ve öz güvenini kazanmak adına bilinçdışı bir yönelimle kendini güçlü hissedeceği haram yollara başvurabilir. Kıskanan eş, maksadının aksi bir durumla karşılaşır.

Bunun için, kıskanılan eş ile ilgili şüpheler, harama yönelik davranışlar, onun izni olmadan hiç kimseye anlatılmamalıdır. Konu, her iki eşi de tanımayan bir uzmanla konuşulmalıdır.

Kıskanılan Eşe Düşen Görev

- Öncelikle eşinizi anlamaya çalışın

Başta da izah ettiğimiz gibi patolojik kıskançlık, bir hastalıktır ve ancak tedavi edilerek düzelir. Dolayısıyla kişinin tepkileri de bu doğrultuda sağlıklı değildir. Daha da önemlisi kişi, birçok davranışından kendisi de rahatsız olmasına rağmen, yapmaya devam eder. Bazı şeylerin onun elinde olmadığını bilin.

Eşinizin tepkileri karşısında tüm bunları düşünerek, onu anlamaya, şefkat ve merhametle bunu atlatmasına yardımcı olmaya çalışın.

- Aşırı kıskanç eşe karşı söz ve davranışlarınızda açık ve net olun

Eşinize karşı sık sık savunmaya geçmek yerine ona karşı net durun. Mesela “Ben senin aklından geçen şüpheleri uyandıracak bir insan değilim. Bana güveniyorsan evliliğimiz devam etsin, güvenmiyorsan ayrılabiliriz.” şeklinde kararlı ve açık konuşulduğu ve davranıldığı zaman, bu tutum onda güven oluşturur.

- Kıskançlık çerçevesinde tartışmaya girmekten kaçının

Kıskanç eşle çatışmaya girmekten kaçının. Çünkü eşine karşı güven problemi yaşayan kişi, onu devamlı test eder, kızdırır, sinirlendir. Böylece onun içindeki en kötü duyguları, eğilimleri ortaya çıkararak, şüphesini teyit etmeye çalışır.

Kıskanç eşin bu tür davranışlarına, sert bir şekilde ve acele tepki vermek, onun şüphelerinde haklı olduğu kanaatine varmasına neden olacaktır. Çatışmaya girmek yerine, onunla sakin bir şekilde, ses tonunu yükseltmeden konuşmak gerekir.

Kıskanç eşe “Sen beni sorguluyorsun ama bana güvenmiyorsan bunu ispatlaman gerekir.” tarzında açık iletişim kurarak yaklaşılmak ve kıskançlığının neden kaynaklandığı mutlaka öğrenilmelidir.

- Eşinizi sevdiğinizi, beğendiğinizi, memnun olduğunuzu sözünüz ve davranışınızla hissettirin

Patolojik kıskançlığı tetikleyen söz ve davranışlar var. Mesela kişi, sevilmediğini, güvende olmadığını hissettiğinde, eşinin başkalarıyla kendisinden daha fazla ilgilendiğini gördüğünde kıskançlığı tetiklenir.

Bunun için eşinizin güvenini sarsacak en küçük söz ve davranışlardan kaçının. Onu sevdiğinizi, beğendiğinizi, onun kadınlığından, anneliğinden, ev hanımlığından memnun olduğunuzu hissettirin.

- Mahrem hayatınızla ilgili eşinizi rencide edecek, yetersiz hissedecek davranışlardan kaçının

Bazen, eşlerden birisi bilmeyerek söz ve davranışlarıyla diğer eşin yetersizlik duygularını pekiştirir. Kendisini eşine karşı yetersiz gören kişi, eşinin onu terk edeceğinden kaygılanmaya başlar. Bu durumda da diğer kadınlarla veya erkeklerle ilişkilerinde onu kıskanır. Kendisini değil de onları daha çok beğendiğini düşünür. 

Bu çerçevede kendinize şu soruyu sorun ve cevabını bulmaya çalışın “Acaba ben hangi davranış ve sözümle eşimin kendisini yetersiz görmesine neden oluyorum?” veya bu soruyu doğrudan eşinizle de konuşabilirsiniz. “Hangi sözüm ve davranışım, seni rahatsız ediyor? Sana kendini yetersiz, değersiz hissettiriyor?” gibi...

- Sosyal medyada uzak durun veya şifrelerinizi eşinizle paylaşın

Gerekirse bir süre sosyal medya hesaplarınızı kapatın. Veya eşinizin güvenini sağlamak için, sosyal medya hesaplarınızın şifresini kendisine verin, onun istemediği hanım takipçilerinizi takipten çıkarın veya gerekiyorsa engelleyin.

Evde sürekli telefonla meşgul olmak, bir şeyler yazıp çizmek de eşinizin duygularını tetikler. Bunun için mümkünse telefonu sık sık elinize almayın, hatta kendinizden uzak tutun. Telefonunuza aniden gelen mesaj ve telefonlara ayrı bir odada değil de eşinizin yanında cevap verin.

- Gittiğiniz yerleri ve buluştuğunuz kişileri eşinize önceden söyleyin

Gittiğiniz yerleri, buluştuğunuz kişileri açık bir biçimde eşinize doğru olarak önceden söyleyin. Programınızda bir değişiklik olursa, bunu da mutlaka bildirin. Bu bir hesap vermek değildir, sadece bilgilendirmektir.

Unutmayın eşinizin tepkilerinin bazıları bilinçli olmadığı için, onda bir mantık aramaya çalışmak sonuç vermeyebilir.

- Eşinize değerli olduğunu, ona değer verdiğinizi hissettirin

Tüm bu çabalarınıza rağmen sorun devam ederse, alanında uzman ve dini bütün bir psikoterapiste başvurmanızda fayda var.

İlave bilgi için tıklayınız:

Eşler arası kıskançlık ne ölçüde olmalıdır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun