Sevmek irademizle mi, yoksa iradesiz midir?

Tarih: 25.04.2021 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ben bunu iki örnek kısım ile soracağım: yani günah olmayan kısım ve günahlar olan kısım..
- Kalpleri birbirine ısındıran rabbimizdir, elhamdülillah bunu anlıyorum.. Bu ayet sadece günah olmayan şeyler sevmek anlamında mı? Yoksa günahları sevmek anlamına da düşüyor mu? (Tabii ki her şey Allah izin veriyor diye onu anlıyorum, izni olmadan hiçbir şey olamaz).
1. Mesela; ben kafir birini sevsem (karakterini, dinini değil) bu sevgi günah değildir. Bu sevgimin oluşması irade dışımda mıdır? (Kalbimin ısınması?) ve irade dışı ise sorumlu değilim ki zaten günah da değil.
2. Eğer ben onun dinini seversem bu günahtır.. Onun dinini sevsem, kendi irademle mi oluyor bu? Yani buna karşı kalbimin ısınması benim İRADEMLE Mİ? Onda da Allah ısındırıyor ama kulun iradesi ile, yani kul istiyor sevmeyi diye mi? İstemezse ısındırmaz Allah dimi? Allah kulunu günah işlemeye zorlamaz sonuçta? Yani özetle şöylemi anlamamız gerekiyor, bizde oluşan sevgi kendi irademize göre mi? Kendi irademizle mi seviyoruz biz günahları? Günah olmayan şeyleri ise iradesiz mi sevebiliyoruz? - Bilmek istediğim şey, günahları yani dinsizliği seven kişinin, bunu kendi iradesinden dolayı sevmesi?
- İradesi istemezse sevmez dimi?
- YA DA o dinsizliği de kendisi işlediği için mi kendisinde iradesiz sevgi oluşuyor?
- Zaten o günahı işlemiş, bu imkansız mı?
- Yani bir kimsenin sevgiden sorumlu olması için illa iradeyle mi sevmesi gerekiyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bedenimize ait olan el, göz, kulak, dil gibi organlarımız nasıl yaratılıştan var ise, ruhumuza ait olan sevgi, inat, merak, gelecek endişesi gibi duygular da yarılışımızdan var olan özelliklerdir.

Ancak bunları nereye ve nasıl kullanacağımız konusunda irademiz devreye girer ve ona göre hüküm verilir. Elimizi nerede, nasıl kullanacağımız konusunda irademiz olduğu gibi, sevgimizi de nerede ve nasıl kullanacağımız konusunda irademiz vardır ve ona göre sorumlu oluruz.

Demek ki, sevgi duygusu yaratılıştan her insanda vardır, bunun kullanım alanına karar verecek ise kişinin kendisidir.

Her şeyin cevabı hakiki bir imanda ve dinimizin emir ve yasaklarına tam bir teslimiyette yatıyor.

Tevbe suresinin 23 ve 24. ayetlerinde evvela kimlerle dostluk kurabileceğimiz belirlenmiş, sonra da bize sevgi konusunda olmazsa olmaz bir sıralama yapılmış yüce Mevlamız tarafından;

Birinci sırada Allah’ı, ikinci sırada Hazreti peygamberi, üçüncü sırada da Allah yolunda cihad etmeyi sevmemiz buyurulmuş.

Bundan sonraki sıralama da bize bırakılmış ve bizden Allah’ın razı olacağı kişi ve işleri sevmemiz gerektiği söylenmiş.

Bu şuurda olursak ve bundan taviz vermezsek gönlümüz inşallah yanlış kişi ve işlere kaymaz.

İşte onun içindir ki bizden olmayanlarla belli bir seviyenin ötesinden ilişki kurmamız, içli dışlı olmamız, onlara benzemeye çalışmamız Müslümanlara yasaklanmış; çünkü yanlış kişi ve işlerle ihtilat, olabilir ki gönlü kaplar ve sualinizdeki sıkıntılara sebebiyet verebilir.

Bununla beraber, sizin de dikkat çektiğiniz gibi, Müslüman olmayanların İslam inancına, hükümlerine, ahlak ve adabına aykırı olmayan yönlerini sevmenin sakıncası olmaz. Örneğin Müslüman olamayan bir doktorun hekimliğini sevmesi, Yahudi bir kadınla evlenen bir Müslümanın eşi olarak onu sevmesi gibi.

İlave bilgi için tıklayınız:

SEVGİ.
Tevbe Suresi 23. ve 24. ayetlerde "Babalar, kardeşler, oğullar, eşler ...
"Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin!"

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun