Babam haksız yere beddua etti, bedduası tutar mı?
- Babamın ailemize yapmadığı kötülük kalmadı ama yine de saygılı oluyorum. Fakat dün abimi kapıya kadar dövdüğünde (ki bu ilk değil öldürecek kadar dövüyor) yeter artık seni bıçaklayacağım diye bağırdım.
- Sonra babam ben gidiyorum bu evden diye numara yaptı ailem de tuttu gitmesin diye ben de bırakın gitsin bu evden dedim sonra bana seni evlatlıktan reddediyorum iki yakan bir araya gelmesin diye beddua etti.
- Baba dediğim bu adam bizim hayatımızı mahvetti. Normalde saygıda kusur etmem ama böyle abimi ya da annemi dövdüğü anda kendimi tutamıyorum, çünkü onlara zarar gelecek diye korkuyorum bu adamın şimdi bedduası tutar mı? Gerçekten çok korkuyorum tutar mı diye lütfen yardım edin.
- Ağza alınmayacak küfürler ediyor abime. Çalışmıyor etmiyor. Buna rağmen saygı gösteriyorum ama dün bozdum bunu.
- Bu baba dediğim adam zamanında kendi annesinin bile üzerine yürüdü ama bunu söylerseniz kendisine, ben onların bana davrandığı gibi size hiç davranmadım, der gerçekten yaşamaktan bıktım artık normal bir insan değil hepimizin psikolojisini bozdu kurtulamıyoruz bir türlü yıllardır dua ediyoruz düzelsin diye ama olmuyor şimdi sonuçta baba diye bana olan bedduası tutar mı diye çok korkuyorum..
- Babamıza karşı ne yapalım, nasıl davranalım, ne tavsiye edersiniz?
Değerli kardeşimiz,
Evvela imtihan dünyasında olduğumuzu asla unutmayalım; bu dünyada kimi yoklukla, kimi varlıkla, kimi evladıyla, kimi çevresiyle, kimi de ana babasıyla imtihan olur.
Bize düşen böyle süreçlerde gaflete düşüp, şeytan ve nefse uymamak, affedici olmak, öfkesini yutmaktır. Ayette mealen şöyle ifade edilmiş:
“Onlar ki, bollukta ve darlıkta mallarını Allah yolunda sarf ederler, kızdıkları zaman öfkelerini yenerler ve insanları affederler. Allah ise, iyilik yapanları sever.” (Al-i İmran, 3/134)
Öfkelendiren kişi anne veya babamız ise de denmiş ki;
“Ve Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemenizi ve ana-babaya iyilik etmeyi emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi, senin yanında ihtiyarlığa erişirse, sakın onlara 'Öf!..' bile deme! Onları azarlama ve onlara güzel söz söyle!” (İsra, 17/23)
Anne ve/veya babamız, velev ki mümin dahi olmasalar, onların İslam’a aykırı gelen taleplerini körü körüne yapmak yok, ancak her şartta onlara iyi davranmak var, güzel söz söylemek var. Onlar kendilerini kaybedip bize hakaret dahi etseler biz onlara iyi davranıp hakaret etmeyeceğiz.
Anne veya babamız bize ve kardeşlerimize kötü davranıyorsa elbette onu güzel söz ile ikaz edeceğiz, olmuyorsa da şartlarımızın müsaade ettiği şekilde mağdur durumda kalanları korumak adına gereken şekilde dine ve örfe uygun şekilde harekete geçeceğiz.
Ve namazlarımızı aksatmadan, Allah’ın emir ve nehiylerine de dikkat ederek sabırla dua edeceğiz. Bir müddet sonra muhakkak su yolunu inşallah bulacaktır. Allah kendine layıkı vechiyle ibadet eden kulunu, hele ki de mazlum ise muhakkak felaha erdirecektir. Nitekim ayet-i kerimede şöyle buyurulmuştur:
“Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’dan yardım isteyin! Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153)
Çünkü Cenab-ı Hak bizi imtihan ediyor;
“Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden bir noksanlık ile imtihan edeceğiz. O halde sabredenleri müjdele! O sabredenler ki, kendilerine bir musibet geldiği zaman: 'Muhakkak ki biz, Allah’a aidiz ve muhakkak ki biz, ancak O’na dönücüleriz!' derler. İşte onlara Rablerinden mağfiretler ve bir rahmet vardır. Hidayete erenler de işte ancak onlardır.” (Bakara, 2/155-157)
“İnsanlar hiç imtihan edilmeden, sadece 'İman ettik!' demeleriyle kendi hallerine bırakılıvereceklerini mi sandılar? And olsun ki biz, onlardan öncekileri de imtihân ettik; Allah doğru söyleyenleri de muhakkak bilir, yalancıları da muhakkak bilir. Yoksa kötülükleri yapanlar, bizden kaçacaklarını ve kurtulacaklarını mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!” (Ankebut, 29/2-4)
Beddua ve kul hakkı işine gelince;
Gerçekten bir kul hakkı doğmadan veya beddua edecek “hak” bir sebep olmadan edilen beddualar ve “hakkımı helal etmiyorum” tarzı ifadelerin Allah katında bir hükmü yoktur. Aksine haksız yere edilen bedduanın, beddua edene geri dönmesinden korkulur.
Allah bu durumda olan insanlara dahi tövbe kapısını açık bırakmıştır, yeter ki o kişi evvela Rabbi ile samimiyetle ve ihlasla irtibata geçsin!
Olaylara bu geniş ve makro perspektif ile bakmamız gerekir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- "Sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız…" anlamındaki ayeti açıklar mısınız?
- Cennete girmek için acı çekmek mi lazım, acı çekmeden cennete girmenin hiçbir yolu yok mudur?
- İmtihanım ağır geliyor, sabrı nasıl elde edeceğiz?
- İşlerimizin yolunda gitmemesini nasıl değerlendirmeliyiz? İmtihan mı, ceza mı, kendi hatamız mı?
- İstediğim hayırlı bir iş bulmak için ne yapmalıyım?
- İnsanlar kötü durumlara rağmen nasıl şükürlerini gösterir?
- Allah, kendisini bir takım varlıklara tanıtmak için insanlar yaratıp kendisine inanmayanları cehenneme göndermesi nasıl açıklanabilir?
- SlDK
- Allah, neden kendisi insan kılığına girip yardım etmiyor?
- İslam ne zaman parlaklığını gösterecek?