Neden tüm insanların dilinde Kur'an indirilmiyor?

Tarih: 15.09.2018 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

Soru 1: Kuran'ı Arapça belagatiyle bir Arap anlayabiliyor. Fakat başka dile çevrildiğinde o dilin insanı Kuran’ın belagatini anlayamıyor. Hikmeti nedir?
Soru 2: Allah'ın her şeye gücü yeter, Örn: Kuran’ın Arapça olan bu belagatini, Allah isteseydi Türkçeye çevrildiğinde de olacak şekilde ayarlayabilirdi. Neden böyle yapmadı, hikmeti nedir?
- Yani isteseydi, Kuran Arapça iner fakat her dile çevrilişinde, o dilde de muazzam bir belagat sergileyebilirdi. Fakat farklı dillere çevirilince belagati kayboluyor neden? 
Soru 3: Hiçbir Resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. İbrahim 4 Suresi ayetince, Hz. Muhammed tüm insanlığa gelmiş bir peygamberdir. Şu halde tüm insanlığa gelen bir peygambere neden tüm insanların dilinde ırkında, ayrı birer Kuran indirilmiyor da bir tek onun kavminin dilinde indiriliyor. Eğer Allah isteseydi, buna elbette gücü yeterdi. Bu ayetten, peygamberin Araplara gönderildiğini iddia edenlere karşı cevabınız nedir?
Soru 4: Kuran’ın mucizevi yönlerinden birisi de onun benzerini kimsenin yapamayacağı konusudur. Evet bu konuda ben de hemfikirim, bir Müslümanım. Fakat kimse Arapça bilmiyor ki, Arapça belagati ile Kuran'la yarışmaya kalkışsın. Yani bunun hikmeti nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Başta belagat yönü olmak üzere Kur'an, hem lafziyle hem de manasıyla bir mucizedir. Benzeri yapılmamış ve yapılamayacaktır. Çünkü onu indiren onu korumayı da taahhüt etmiştir.

“Kur'anı biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz.” (Hicr, 15/9)

Her Arap, inen Kur'an’ın her ayetini anlamıyordu. Onun için bazı ayetleri, Kur'an’ın başka ayetleriyle veya Hz. Peygamber (asm) tarafından açıklanmıştır. Kur’an başka dillere çevrildiğinde orijinali gibi olmasa da belagati görülüyor. Ancak belagatin derecesi ve etkisi çevrinin düzeyine bağlı kalmış oluyor.

Cevap 2:

Dünyada pek çok dilde şimdiye kadar yapılan tercümelerin Kur'an belagatini ortaya koyduğu söylenemez. Sadece Kur'an’ın değil hiçbir dilin harfi tercümesi yapılamaz.

Kur'an lafzıyla manasıyla deri ile et gibidir. Lafız manadan ayrıldığı zaman mucizelik ortadan kalkar. Ancak bir dilde edebiyat ve belagat alanında uzman bir heyet tarafından yapılan Kur'an meali, Kur'an’ın o mucizevi belagatini kısmen gösterebilir. Bunun pek çok örnekleri vardır. Kendi dilinde Kur'an’ın belagat ve ifadesindeki güzellik karşısında pek çok insanın Müslüman olduğu bilinmektedir. Eğer bugüne kadar Kur'an’ın muazzam belagati sergilenmemişse veya istendiği gibi sergilenmiyorsa bu, Kur'an meallerini yapanların aczine yorumlanabilir.

Cevap 3:

Evvela şunu bilmemiz lazım ki, dünya sebepler dünyasıdır. Allah dünyada gücünü ve kudretini bazı sebep ve hikmetlere bağlamıştır ki imtihan sırrı bunu gerektirir.

Son dinini Arap yarımadasına Arapça olarak göndermesinin elbette birçok bildiğimiz ve bilmediğimiz hikmet ve sebepleri vardır. Bunlardan bir kısmını şöyle özetleyebiliriz.

a)  Son peygambere gönderilen dinin dili, hem o günün diline hem de gelecek asırlara o dini taşıyacak dilin Arapça olması İlahi bir takdirdir.

Bilindiği gibi Allah bir toplumu peygamber gönderdiğinde, o toplumda o gün en geçerli olan şey ne ise Allah peygamber eliyle o alanda mucizeler göstermiştir. Mesela Hz. Musa zamanında sihir, Hz. İsa zamanında tıp ve Hz. Muhammed aleyhisselatü vesselam zamanında da belagat yaygı ve geçerliydi.

Kur'an indiğinde Arap yarımadasında edebiyat ve belagat altın devrini yaşıyordu. Kur'an, belagati ile Araplara meydan okudu ve bir benzerini yapmaları için onları tahrik etti. En büyükleri, Kur'an belagati karşısında mağlup oldu, pek çoğu da Müslüman oldu.

b) Diğer bir sebep de Arapçanın yapısıdır.

Arapça, kelime hazinesi, az kelimeyle çok anlam ve duyguları en iyi ifade etmesi ve genel içeriği ve diğer birçok yönden dünyanın en mükemmel en zengin dili olarak görülmektedir. Arapçanın, son ve evrensel bir dinin en uygun bir dili olduğu kabul edilmektedir.

Diller üzerinde yapılan bir araştırmada, dil öğreniminde beynin bir tarafı çalışırken Arapça öğreniminde beynin iki tarafı birden çalıştığı görülmüştür.

c) Diğer peygamberler, kendi kavmine gönderilirken Hz. Muhammed (asm) bütün kavimlere gönderilmiş son ve evrensel bir dinin peygamberidir.

Vahyin beşiği ve merkezi Mekke olmuştur, ama hedef bütün kıtalardaki insanlardı. Yanı Arap yarımadasında doğan bir din bütün kıtalara ulaşmalıdır. Bunun için de en uygun yer Arap yarımadasıdır. Çünkü Arap yarımadası üç kıtanın çevrelediği bir merkezdedir. Buradan çıkan bir dinin üç kıtaya yayılması daha kolaydır. İslamiyet’in kısa zamanda bütün dünyaya yayılmasının sırrı bu olsa gerek.

Günümüzde altı bin farklı dilin konuşulduğu göz önünde bulundurulursa, pratikte her dilde bir Kur'an’ın indirilmesi akla ve hikmete ne kadar uygun olabilir? Veya Arapça dilinden başka bir dilde mesela Türkçe indirilmiş olsaydı, bu sefer başkaları aynı soruyu sormaz mıydı? Neden “Türkçe indirildi?” denmez miydi?

Demek ki insanı yaratan ve onlara konuşmayı öğreten Allah, bütün kulları için en uygun olanını seçmiştir. Onun için Kur'an her zaman her insanın her ihtiyacına cevap veren ebedi ve mucize bir kitaptır.

Cevap 4:

Arapçanın altın döneminin yaşandığı bir zamanda, Arap edip, şair ve belagat ehli, Kur'an’ın bir benzerini yapmaktan aciz kalmışsa, günümüzde birileri Arapçayı çok ileri düzeyde bilse  bile, Kur'anla yarışamayacağı ve bir benzerini ortaya koyamayacağı muhakkaktır. Zaman bunu göstermiştir.

Kur'an, belagatin popüler olduğu ve zirve noktaya ulaştığı bir zamanda, bütün insanlığa belagat noktasında meydan okuduğu halde günümüze kadar ciddi bir karşılık görmemiştir.

Kur'an, Bakara Suresinin 74. ayeti olan “Eğer kulumuz Muhammede indirdiğimiz Kur'an’dan bir şüpheniz varsa, haydi, onun benzerini getirin. Allahtan başka bütün yardımcılarınızı da çağırın.” diyerek benzerinin getirilemeyeceği noktasında sekiz mertebe insanlığa meydan okumuştur. Yani, her hangi bir yönden Kur'an’ın bir benzerinin getirilmesine davet etmiştir:

1. Okuma yazması olmayan bir kişiden olsun, olmuyorsa; 
2. En meşhur bir edip ve alimden olsun, o da olmuyorsa;
3. Bütün edipleri ve hatta ilahların da yardımını alarak olsun, bu da gerçekleşmiyorsa; 
4. Mucizevi her yönüyle değil, yalnızca nazmında belagatine karşı olsun, bu da başarılamazsa;
5. Manasına ve hakikatine bakılmadan, mitolojik, hayali ve yalan hikayeler anlatılarak olsun, yine bir şey çıkmazsa;
6. On suresine, en azından; 
7. Bu da olmazsa, bir suresine, hiç olmazsa;
8. Bu da olmazsa, kısa bir suresine benzer bir sure getirilmesini
istemiştir.

Buna rağmen, on dört asırdır yukarıda sayılan hiçbir basamakta Kuran’ın karşısına tek bir beşer sözü çıkamamıştır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'an'ın Edebi Yönü.
Neden Kur'an dili Arapça'dır? Bunu milliyetçilik olarak düşünenlere ...
Kur'an sadece Araplara mı gönderilmiştir?
Kur'an'ın mucizelik yönleri kırk tanedir deniliyor; bunu nasıl anlamak ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun