Mahşer günü ile ilgili hikayeler doğru mu?
- Bazı hikaye ve menkıbelerde mahşer gününden bahsediyor, kulun çok günahkar olduğu cehenneme gönderilirken son anda geri baktığı ve Allah (c.c) niçin geri baktığını sorduğunda rabbimden ümit kesilmez diye düşünüp baktım cevabını veriyor ve Allah(c.c) onu affediyor ve cennete gidiyor.
- Fakat mahşer günü kıyametten sonra olacak bu anlatılanlar gerçek midir yoksa uydurma mı?
Değerli kardeşimiz,
Bu konuda şöyle bir rivayet vardır: “Beyhaki’nin Hz. Ebu Hureyre’den naklen yaptığı rivayete göre, Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü Allah bir adamın cehenneme girmesine hükmetti. Allah’ın huzurundan alınıp cehenneme sevk edilirken adam geri dönüp bakar ve:
‘Benim Allah’a karşı beslediğim ümidim böyle değildi!’ der.
Allah: ‘Senin benim hakkımdaki düşüncen nasıldı?’ diye sorar.
Adam: ‘Ben Rabbimin rahim, gafur (sonsuz merhamet ve mağfiret sahibi) olduğunu düşünüyordum.’ diye cevap verir.
Bunun üzerine Allah: ‘Onun benim hakkımda hüsnü zannı var; ben de elbette onu cennete koyacağım.’ diye buyurur.” (bk. Beyhaki, Şuabu’l-İman, h. no:984,985; el-Mekasıdu’l-Hasene,h. no:196-197; Kenzu’l-Ummal, h. no: 5846)
- Bu gibi rivayetlerde Allah’a karşı hüsnüzan beslemenin önemine işaret ediliyor.
Bilindiği üzere, Allah’ın azabından emin olmamak, rahmetinden de ümidi kesmemek dinin temel esaslarındandır.
Bir kudsî hadis-i şerifte Cenab- ı Hak şöyle buyurmuştur:
“Ben kulumun bana olan zannının yanındayım/yani, kulum beni nasıl tanırsa-düşünürse onunla öyle muamele görürüm.” (bk. Buhari, Tevhid 15, 35; Müslim, Tevbe 1)
- “Bir kul bir günah işleyip de ardından –tövbe ve istiğfar ederek- bağışlanmasını diledi. Allah (meleklerine) şöyle dedi:
“Kulum; bir günah işledi, fakat onun bir Rabbinin olduğunu, hem günahları bağışlayacağını hem de ondan ötürü cezalandıracağını bildi… (Sizi şahit gösteriyorum ki), ben onu bağışladım.” (Müslim, Tevbe, 29)
- Bu gibi hadisleri anlamaya çalışırken, önemle üzerinde durulması gereken bir nokta da şudur: Bu hadislerdeki olay, olacak bir olaydır. Bunun sebebi de Allah’a karşı beslenen hüsnüzandır.
Dünyada iken insanların Allah’ın rahmetine güvenip tövbe etmeleri, ümitsizlik içinde bocalamamaları ve günahlardan vazgeçip samimi bir kul olmaya karar vermeleri için bir örnek olarak bu gibi hususlar -bir irşad üslubuyla- insanlara hatırlatılmıştır.
Yoksa, bu gibi olayların herkes için söz konusu olacağını düşünmek tamamen yanlıştır. Çünkü bu gibi olaylar herkes için geçerli umumi bir hükmü ifade etmez. Yalnız ümit kapısını açan istisnai bir misal olarak zikredilmiştir.
Kaldı ki, hayatı boyunca Allah’a isyan eden bir kimsenin o gün Allah’ın rahmetine olan ümidini seslendirmesi de ancak Allah’ın izniyle mümkündür. Onun izni ise rızasına bağlıdır.
Bu değerlendirmeden anlaşılıyor ki, hadiste İslam ruhuna aykırı bir bilgi yoktur. Mesele;
“Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez." (Yusuf, 12/87)
mealindeki ayet ve benzeri ayetlerin dersine kulak vermektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Haşir meydanında cehenneme koşarak giden kişi ile cehenneme götürülürken arkasına bakıp Allah’ın kendisini cennete koyacağını ümit edeni Allah cennetine göndereciğini bildiren hadis var mıdır?
- Şefaat ayetlere ve hadislere göre hak mıdır?
- Günde 100 defa okuyanın ölüm acısı hissetmeyeceği sözü hadis mi?
- Âhiret hayatının devreleri nelerdir?
- Peygamberimizin, ümmetim olmadan cennete girmem, demesi Allah'a karşı gelmek değil mi?
- İnsanlar öldükten sonra hangi safhalardan geçecektir? Mahşerde insanların çıplak ve yalın ayak olmasını açıklar mısınız?
- Azrail Allah’a yalan mı söyledi?
- Mahşerde peygamberler de mi kendini düşünecek ve kendi derdine düşecek?
- Cennette, eşimi başkası ile paylaşmak zorunda mıyım? Bu durum adaletsizlik olmuş olmaz mı?
- Rab ve Peygamber ile ilgili imtihan nedir?