İbn Arabi, "Velilik peygamberlikten daha büyüktür" demiş midir?
Değerli kardeşimiz,
İbn Arabî’nin, açıkça velayetin risaletten üstün olduğunu söylediğine dair bir ifadesine rastlayamadık. Fusus’ta / Şit Faslında bu konuyu işlerken hatmu’l-velayetin Hz. Ebu Bekir (ra) ve Hz. Ömer (ra)’den üstün olduğunu söylemiştir.
Ancak İbn Arabî’ye göre, velayet iki çeşittir: Birincisi, genel velayettir ki, peygamberlerin velayetidir. İkincisi ise, özel velayettir ki, peygamber olmayanların velayetidir.
Her şeyin sonu olduğu gibi, velayetin de sonu olur. “Hatmu’l-velayet = velayetin sonu / son veli” de ikiye ayrılır. Genel velayetin sonu / sonuncusu, özel velayetin sonu/sonuncusu: Ona göre, ahir zamanda gelecek Hatmu’l-evliya, Hz. İsa’dır. Bir peygamber olmasına rağmen, ahir zamanda bu ümmetin -nübüvetten kaynaklanan- genel velayetini sona erdirir. Artık peygamber olarak değil, bu ümmetin bir velisi olarak gelecek ve İslam şeriatı ile amel edecektir.
Bunun dışında ayrıca özel velayeti sona erdirecek bir hatmu’l-evliya olacaktır.
İbn Arabî’nin Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’den üstün olduğunu söylediği hatmu’l-velayet Hz. İsa’dır. Bu farkı fark etmediği için, İbn Teymiye, İbn Arabî’yi çok sert eleştirmiştir. (bk. Suad el-Hakîm, İbn Arabî Sözlüğü-Çeviren Ekrem Demirli-, s. 682)
Hatta bazen bu son velayeti dörde çıkarır. Hz. Muhammed (a.s.m) peygamberlerin sonuncusu olduğu gibi, manevî olarak velilerin de hatemidir. Çünkü, devam eden velilik de o kutsî kaynaktan alınmaktadır. Bunun için Muhammedî (a.s.m) velayetler dört çeşittir.
a. Hz. Ali de hilafete makrun velayetin hatemidir. Raşit halifelerin sonuncusudur. Buna hatem-i kebir denir.
b. Muhammedî velayetin ikincisi, ahir zamanda gelecek Hz. Mehdî’nin velayetidir. Buna hatem-i sağir denir.
c. Bir de -hatemi asğar- vardır ki, hilafete makrun olmayan velayettir ki, İbn Arabî kendini bu makamda görmektedir.
d. Muhammedî velayetin dördüncüsü Hatem-i Ekberdir ki, Hz. İsa’nın velayetidir. (bk. Şeyh Mekkî Efendi, Şeyh Neylî Efendi, İbn Arabî Müdafaası, s. 47)
Bu taksimattan da anlaşılıyor ki, İbn Arabî’nin terminolojisi çok farklı ve geniştir.
İbn Arabî’nin terminolojisine vakıf olmayanların onun eserlerini yanlış anlamaları kaçınılmazdır. Nitekim kendisi de “Bizden olmayan kimselerin eserlerimizi okumaları caiz değil.” demiştir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hatemü'l-Evliya ne demektir? Bu veli kimdir?
- VELÂYET
- Bazı rivayetlerde, Hz. Mehdi'nin, içtihatlarında mezheplere muhalefet edeceği ve alimlerin ondan uzak duracağı şeklindeki açıklamaları nasıl değerlendirmek gerekir?
- Muhyiddin-i Arabi'yi nasıl tanımalıyız? Vahdet-i vücud inancı hakkında bilgi verir misiniz?
- Muhyiddin İbn Arabi`nin kitabını okumak caiz midir?
- Muhyiddin-i Arabî'nin eserleri okunabilir mi?
- Tasavvufta ilerlemiş İslam alimleri insanlar ile Allah'ın ayrı varlık sayılmasını istememişler midir?
- Muhyiddin Arabi, Firavun'un mümin olarak öldüğünü söylemiş midir?
- Dini Hizmetlerde Önemli Bir Düstur: İstiğna
- Şeytan'ın Hileleri adlı kitapta anlatılanlar doğru mudur?