Ahdallahi, Allah'a verilen söz, nedir?
Değerli kardeşimiz,
- Ahd kelimesi, verilen bir söze, akdedilen bir sözleşmeye sadık kalmak, yapılan bir anlaşmaya aykırı davranmamak anlamına gelir (bk. Rağıb, Müfredat, AHD maddesi).
"Verdiğiniz sözü / ahdinizi yerine getirin, çünkü verilen söz/ahit, sorumluluk getirir.” (İsra, 17/34)
mealindeki ayette bu anlamı açıkça görmekteyiz. Bu ayette söz konusu edilen ahitten maksat imanın korunmasıdır(bk. Müfredat, a.g.y). Demek ki, kelime-i şahadet getirmekle iman dairesine giren herkes, Allah'a kul, peygamberine ümmet olduğuna ve olmaya devam edeceğine dair söz vermiş oluyor. Bu söz, bu ahit mutlaka sorgulanacaktır. İmanıyla Allah'a ahitte bulunan kişi, değişik şartlarda imtihana tabi tutulacak, ahde vefa gösterip göstermediği/göstermeyeceği hususunda hayatının her safhasında test edilecektir.
- Kulların Allah'a verdiği söz olduğu gibi, Allah'ın kullarına verdiği söz de vardır:
"Allah, karşılık olarak cenneti verip müminlerden canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda mücadele ederler, öldürürler ve öldürülürler. Bu Allah'ın Tevrat'ta da İncil'de de Kur'an'da da üstlendiği gerçek bir vaaddir. Verdiği sözde Allah'tan daha sadık kim olabilir?” (Tevbe, 9/111)
mealindeki ayette Allah'ın kullarına verdiği bir sözü, yerine getireceğinden asla şüphe olmayan bir ahdi, bir vaadi söz konusudur.
- İnsanların Allah'a verdikleri sözleri olduğu gibi, birbirine verdikleri sözleri de vardır. Bunlar da sorumluluk gerektirir. Hadis-i şerifte, verilen ahde sahip çıkmamak, verilen sözde durmamak, verilen sözden caymak, münafıklığın alameti olarak değerlendirilmiştir. (Tirmîzî, Îman, 14) Bu gibi hadislerde geçen ifadelerden “ahde vefa göstermeyenlerin” gerçekten kâfir anlamında algılamamak gerektir. Bilakis, “ahde vefasızlık” vasfının münafıklara ait bir özellik olduğunu, müminlerde bulunmaması gerektiğini, onlara yakışmadığını anlamak lazımdır.
- “Ölmeden önce ölün.” sözünün (bk. Aclunî, 2/291) anlamı şudur: “Zorunlu olarak -ölüm pençesiyle- bu dünyadan eli, kolu bağlı olarak çıkarılmadan önce dünyanın -haram olan- zevklerinden sıyrılıp, nefs-i emmarenizi öldürün.” (krş. a.g.y).
Bediüzzaman, bu manayı şu sözlerle ifade etmiştir:
"Bu hayat ve bu dünya bizi kovmadan evvel ve haydi dışarıya demeden, biz kemal-i izzetle, Allah'a ısmarladık deyip izzetimizle bu fâni zevklerimizi bırakmalıyız.” (Emirdağ Lahikası-I, s. 201)
İlave bigi için tıklayınız:
- AHD.
- Yalan söyleyen insan münafık olur mu?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Vallahi dua edeceğim diyen kişi kefaret vermeli mi?
- Allah ile kulları arasında, “Şartınız şartımız, siz lazım olanı ortaya koyun biz de koyalım.” anlamında bir sözleşme olmuş mudur?
- Peygamber Efendimizin (asm) verdiği sözde durması hakkında bilgi verir misiniz?
- Sözünde durmamak, ahde vefa göstermemek hakkında bilgi verir misiniz?
- Vaadinden, sözünden dönmek ahlaksızlık mı?
- Maide 1. ayet, belagat açısından neden eşsizdir?
- Kur'an’da geçen misak ve ahid ne demektir?
- HULF
- Toplumun "güvenilir" insan diye nitelendirdiği insanlarda bulunan davranışlar nelerdir? Toplumun güvenini kazanmak için neler yapabiliriz?
- VEFA