Musibetten Çıkmanın İlk Adımı: Şahsî Sorumluluğu İdrak

Öyleyse kurtuluşumuz, sorumluluğumuzu kabulden geçmektedir.

İlk yapacağımız şey, ilk atacağımız adım, cemiyete gelen, başımıza gelen musibetlerdeki kendi kusurumuzu aramak, nerde, nasıl, hangi hatayı yaptık? Bunu tespit edip kendimizi düzeltmeye yönelmektir.


Bu durumda, Batıdan geçen ve medyanın habire pompaladığı, bir günah keçisi bularak sorumluluğu ona yükleyip kendimizi ihmal etmemiz eksik bir davranıştır.


Şu andaki ekonomik krizin bütün sorumluluğunu siyasilere yükleyerek, işin içinden çıkmayan tek kişi var mı?


Sokaklara dökülen insanların sözleri, sloganları, taşıdıkları dövizleri, televizyon programlarındaki hatiplerin –bu noktada bazı istisnalar dışında- konuşmaları tam bir mutabakatla krizi birkaç günah keçisine yükleyip işin içinden çıkmaya dayanmaktadır.


Ben onlar suçsuzdur, hataları yok demek istemiyorum. Hatta herkesin yetki, selahiyet ve imkanları nispetinde artan sorumluluklarının olduğuna inanıyorum. Fakat gözden kaçan, belki de kasten kaçırılan noktaya: fert fert her birimize düşen sorumluluğa, kendi şahsî hatalarımıza dikkat çekmek, bu noktayı vurgulamak istiyorum.


Bu isteğim, hem pratik faydası sebebiyle, hem de İslamın nokta-i nazarı böyle olması sebebiyledir.


Tekrar ediyoruz: Biz Müslümanız, yazımızın başında da belirttiğimiz üzere, her meselede olduğu gibi, milletimizi, tarihinde görülmedik iktisadi çöküntüye atan bu krizin sebeplerini tesbit meselesinde de “yanlışlık yapma”, “İslama aykırı”, “Allah ve Resulünün beyanlarına uymayan” bir şeyler söyleme, tavırlar izhar etme durumlarına düşmekten çekinmek zorundayız. Teşhisi yanlış yaptığımız takdirde, tedavide başarılı olamayız.


Bu sebeple önce birkaç ayet ve hadisle bu noktadaki İslamın görüşünü belirtip, daha sonra böyle yapmanın pratik faydalarına dikkat çekeceğiz.

Felaketlerde İslamî Anane: Nefis Muhasebesine Zirvedekiler Başlamalı


Musibetlerden –ferdî olsun umumî olsun- herkesin öncelikle kendi sorumluluğunu araştırması İslamın temel bir prensibi ise de, bu sorumluluğu kabullenmede öncelik zirvedekilere terettüp etmektedir. Umumî gidişattan öncelikle baştakilerin, kendilerini sorumlu görüp nefis muhasebesi yaparak, icraatlarında ne gibi yanlışlıklara, haksızlık ve hatta zulümlere düşmüş olabileceklerini araştırmaları gerekmektedir. Vereceğimiz örneklerden de anlaşılacağı üzere, ta Hz. Peygamberden beri bu espiri oturmuş ve müesseseleşmiştir.


Nefis muhasebesiyle ilgili tahlile girmezden önce hemen belirtmek isteriz ki, düştükleri musibetlerin dersiyle zamanında uyanıp, kendini ıslah gayretlerine giren insanlar hakkında Kurân-ı Kerim sevindirici bir müjde vermektedir: “Senin Rabbin, ahalisi (hem nefislerini, hem yekdiğerini) ıslah olup dururken de – o memleketleri sırf şirk yüzünden, helak edecek değil ya!” (Hûd 117).

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun