"Rahimlerde olanı O bilir." ayeti bağlamında, ultrasonla cinsiyet tespiti nasıl açıklanabilir?
- "Rahimlerde olanı O bilir." ayeti tefsirlerde, erkek-kız olma anlamında değil, said mi şaki mi vs. birçok yönüyle bilinmesinin Allah´a mahsus olduğu anlamında tefsir ediliyor. Halbuki bu âyetin inişi hakkında da şu hadis var: - Varis b. Amr adında bir adam Hz. Peygamber´e gelerek: "Karım gebedir, ne doğuracağını bana haber ver..." Yani cinsiyet anlamında soru üzerine ayet inmiş. - Efendimiz adamın ilgili sorusuna bu ayeti cevap olarak verdiğine göre, ultrasonla cinsiyet tespitini nasıl açıklamalı?
Değerli kardeşimiz,
Evvela şunu biliyoruz ki, tefsirlerde nüzul sebebi olarak gösterilen olayların önemli bir kısmı sağlam bir yolla bize gelmemiştir. Konumuzla ilgili nüzul sebebi de tefsirlerde genellikle, “rivayet edilmiş ki; denilmiş ki, rivayet edildiğine göre,..” şeklinde “temriz siıygasıyla = zafiyeti gösteren edilgen bir kiple” belirtilmiştir. (bk. Taberî, Maverdî, Kurtubî, İbn Kesir, Razî, Beyzavî, Lokman Suresi 34. ayetin tefsiri) İbn Kesir’e göre,, bunu Mucahid’den İbn Ebi Necih nakletmiştir(ilgili ayetin tefsiri).
Yani, burada Mucahid’in kimden, hangi senet zinciriyle bunu belirtmiş olduğuna dair bir bilgi yoktur. Nitekim, İbn Aşur da (bk. ilgili ayetin tefsiri), "Bu haber Mukatil ve İkrime’ye dayandırılmış, ancak asıl senedi bilinmemektedir.” demek suretiyle bunun zayıflığına işaret etmiştir. Bu husus tek başına önemli bir zafiyet göstergesidir.
Şayet bu haber doğru olsa bile, ayetin geniş ifade tarzını sadece soru soran kimsenin dar çerçevedeki sorusuna hasretmek doğru değildir. Kur’an-ı hakim, bazen soru soranın dar kapasitesinden şekillenen sorunun zahirine göre değil, herkese geniş manada faydalı olan ilmî bir hakikati anlatarak cevaplar. Buna “Üslub-u hakim“ denilir. Örneğin; Ay’ın nasıl incelip hilal şeklini alacağını soran bir kimseye, Kur’an, -bu muhatap arafından anlaşılması zor olan bir astronomi olayını anlatmak yerine, herkesin faydasına olan hilalin takvim görevine dikkat çekmiştir. İlgili ayetin meali şöyledir:
“Sana hilâlleri sorarlar. De ki: Onlar insanlar için; özellikle hac için vakit ölçüleridir..." (Bakara, 2/189)
Bunun gibi, söz konusu ettiğimiz meselede de, şayet bir kimse “eşinin rahminde erkek mi, yoksa kız mı olduğunu" sormuş olsa bile, Kur’an’ın ifadesi, onun o dar kapasitesine göre değil, kıyamete kadar gelecek bütün insanlara evrensel bir hakikati anlatarak cevap vermiştir. Bununla Kur’an, hem soru soran kimseyi, -mümaşat üslubuyla- tatmin etmiş, hem de her zaman tazeliğini koruyacak bir sözcük kullanarak -zaman üstü- bir gerçeğin altını çizmiştir. O sözcük ise, ayette yer alan “ma”dır. Şayet “men” kullanılsaydı ve “men fil-Erham” denilseydi, bu takdirde sadece kız-erkek algısına uygun olabilirdi. Çünkü, “men” kelimesi, “canlı-akıllı varlıklar” için kullanılır. Oysa, “ma” kelimesinin asıl manası “şey”dir ve prensip olarak “cansız-akılsız varlıklar” için kullanılır.
O halde, nüzul sebebi ne olursa olsun, Allah’ın sonsuz ilminden gelen Kur’an’da “ma”nın tercih edilmesi elbette bir hikmet içindir ve o hikmet de, rahimde bulunan ceninin maddî-manevî simasını ve kader programını ifade etmektir.
Özetlersek; şimdiye kadar birçok müfessir kendi çağının bilgisi çerçevesinde bu meseleyi değerlendirmiş ve Kur’an’ın, "rahimdeki olanı ancak Allah bilir" şeklindeki mutlak ve mücmel ifadesini "dişi-erkek" olarak açıklamıştır. Son zamanlarda ilerleyen tıp tekniği ile anne rahmindeki çocuğun cinsiyeti tesbit edilmektedir. Bu ise, Kur’an’ın zahir beyanına ters düşmektedir. Meseleyi "dişilik-erkeklik" çerçevesinde değerlendirmeyi uygun bulmayan Bediüzzaman'a göre, ayette kastedilen, çocuğun hayat programı, hususi istidat ve kabiliyetleri gibi manevî simasıdır ki, bu bir Samediyyet mührüdür ve bunun bilinmesi imkânsızdır. Zira âyette geçen "ma" kelimesi Arapçada mutlak umum ifade eden en kapsamlı bir lafızdır. Değil harikalar harikası bir İlâhî sanat olan insanın manevî simasını bilmek, bir çocuğu diğerlerinden ayıran maddî, fizyolojik simasını da Allah'tan başkası bilemez. Yüzbin röntgen-misal insan fikri birleşse bunu başaramayacaktır. (bk. Niyazi Beki, Kur’an’ın büyük ve parlak bir tefsiri, Risale-i Nur, 111; Lem'alar, 102)
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Şems suresinin 5. ayetinde geçen "ma" edatı ile kastedilen Allah mıdır?
- Lokman Sûresi, 34. ayette "...Rahimlerde olanı (ancak Allah) bilir..." buyrulmaktadır. Halbuki bugün çeşitli testlerle, çocuğun cinsiyeti tespit edilebiliyor. O halde bu ayeti nasıl anlayacağız?
- Kur'an-ı Kerim'de "...Rahimlerde olanı (ancak Allah) bilir..." buyrulmaktadır. Halbuki bugün çocuğun cinsiyeti tespit edilebiliyor. O halde bu ayeti nasıl anlayacağız?
- MUĞAYYEBÂT-I HAMSE (BEŞ BİLİNMEYEN ŞEY)
- Kasas suresi 68. ayet "onların seçim hakki yok" derken ne demek istiyor?
- Cisimlerin zati ağırlığı var mıdır?
- Ayetteki besinlerden, gıdalardan maksat nedir?
- Bir peygamberin "Allah bilir." demesi için vahiy almasına ihtiyaç yokken, neden "Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir." (Kehf, 18/22) demesi istenmektedir?
- Peygamberimiz, babaları uyarılmamış bir topluluğa mı gönderildi?
- Bakara suresi 48. ayetteki sebeb-i nüzul sahih midir?
Yorumlar
Bu ayette anlatilmak istenen çok geniştir.SAdece kız erkek degilki rahmde olan.Sakat olup olmadıgı halinin nice oldugu ,doğup dogmayacagı ve içindeki gelişimi sadece rab bilir.Yoksa ayetten maksat dişilik erkeklik degildir.Bu dar düşünceli insanların bakış açisidir