Sabah namazının sünneti ile farzı arasında bir süre beklemek, ölümü tefekkür etmek sünnet midir?
- Sabah namazının sünnetini kaldıktan sonra, on-on beş dakika sağ tarafa doğru yatıp ölümü teffekkür etmenin sünnet olduğunu duydum, sahih midir?
Değerli kardeşimiz,
Sabah namazının sünnetini kaldıktan sonra, on-on beş dakika sağ tarafa doğru yatıp ölümü tefekkür etmek, İmam Şafi’ye göre müstehap, İmam Ebu Hanife’ye göre ise müstehap değildir.
Bunu müstehap görüp yapmak isteyenler, sadece evlerinde ve özel yerlerde yaparlar. Cami ve mescid gibi yerlerde yapmaları uygun olmaz.
Konuyla ilgili bir hadis rivayeti şöyledir:
"Biriniz sabah (namazın)dan önce iki rekat (sünnet)i kılınca sağ tarafına yatıp uzansın." (Tirmizî, Mevâkît 194; Ahmed b. Hanbel, 2/415)
Bu hadis, "Sabah namazının iki rekat sünnetinden sonra sağ yanı üzerine uzanmak vaciptir." diyen Zahirî ulemâsının delilidir.
Bu mezhebin temsilcilerine göre, sünnet kılındıktan sonra sağ tarafa yatmadan sabah namazım kılmak caiz değildir. Bu konuda bilerek terk etmekle unutarak terk etmek arasında da bir fark yoktur.
Ancak alimlerin büyük çoğunluğuna göre, Hz. Aişe hadisinin de delaletiyle bu hadiste geçen "sağ tarafına yatıp uzansın" emri müstehaplığa delalet eder. Çünkü manasını vereceğimiz Hz. Aişe hadisinden Resûl-i Ekrem (asm)'in sabah namazının sünnetinden sonraki yatmayı bazen yaptığı, devamlı yapmadığı anlaşılmaktadır:
“Resulullah (asm) gece namazını kıldıktan sonra, eğer ben uyanık olursam benimle konuşurdu; uyur olursam, beni uyandırır, iki rekat namaz kıldıktan sonra müezzin gelip sabah namazı vaktinin girdiğini kendisine haber verinceye kadar yatardı. Bunu müteakip iki rekatlık kısa bir namaz kıldıktan sonra namaza çıkardı.” (Buhârî, Teheccüd 26; Müslim, Müsâfirîn 133)
Eğer sabah namazının iki rekatlık sünnetinden sonra yatmak vacip olsaydı, muhakkak ki Resûl-i Ekrem (asm) onu terk etmezdi. Beyhakî de ilgili hadisi naklettikten sonra "Bu hadisten maksat, sabah namazının sünnetinden sonra yatmanın mubah olduğunu ifade etmektir." demektedir.
İmam Şafi de sabah namazının sünnetinden sonra yatmanın müstehap olduğu görüşündedir.
Hanefî ulemâsından Aynî, Buhârî Şerhi'nde Hanefî mezhebinin görüşlerini eş-Şâmî'nin ed-Dürrü'l-Muhtar üzerine yazdığı haşiyeden şu cümlelerle nakletmektedir:
"Şâfiler bu hadise sarılarak sabah namazının sünnetiyle farzı arasında yatmanın sünnet olduğunu söylüyorlarsa da bizim alimlerimize göre durum hiç de öyle değildir. Hanefî alimlerinden hiçbir kimse bu yatmanın sünnet olduğunu söylememiştir.
Hatta ben imam Muhammed'in Muvatta'ında İbn Ömer'in sabah namazının sünnetinden sonra farz ile sünneti ayırmak maksadıyla yatan bir kimse için "Farz ile sünnetin arasını ayırmak için selâmdan daha faziletli ne vardır?" dediğine dair bir rivayet gördüm. İmam Muhammed bu konudaki sözlerini şöyle bitirmektedir:
"Biz kendimize delil olarak İbn Ömer'in bu sözlerini alıyoruz. İmam Azam Ebû Hanife'nin görüşü de budur. Netice olarak şunu söylemek isterim ki, Resûl-i Ekrem (asm)'in bu yatışı sadece istirahat içindir. Herhangi bir hüküm koymak için değildir. Şayet Resûl-i Ekrem'in bunu emrettiği ve bu emrin de bir hüküm getirdiği kabul edilecek olursa, o zaman bu emir sadece ev içinde geçerlidir. Evde bu emre riayet edilirse de mescit ve benzeri yerlerde buna riayet etmek gerekmez."
Hafız Münâvî ise, meseleye Resûl-i Ekrem (asm)'in her işinde bir hikmet ve maslahat olduğu açısından yaklaşarak şu hükme varmıştır:
"Resûl-i Ekrem (asm) feyiz ve tecellinin coşup taştığı seher vakitlerinde füyûzat-ı rahmaniye ile lebaleb dolduğu için, birden bire ümmetinin karşısına çıkacak olsa onun bu manevi halinin etkisine girecek hiçbir kimse buna tahammül edemeyeceğinden, Resûl-i Ekrem (asm) bu anda birden bire ümmetinin karışısına kendisini arz etmemiş, ya biraz yattıktan veya biraz aileleriyle sohbet ettikten sonra mescide gitmiştir.” (Bezlu'l-mechûd, 6/382)
Diğer taraftan, konuyla ilgili bütün hadisleri beraber değerlendirince bunlar arasında bir çelişki olmadığı görülecektir. Zira bu hadisler ve uygulamalarla Peygamber Efendimiz (asm), bazen sabah namazının sünnetinden evvel bazen de sünnetinden sonra yatmakla her ikisiyle de amel etmenin caiz olduğuna işaret etmek istemiş olabilir.
Sabah namazının farzını cemaatle kılmanın diğer namazlara göre daha faziletli olduğunu bildiren bir hadis ile cevabımız bitirelim:
"Münafıklara, sabah ile yatsı namazlarından daha ağır gelen hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz (ın cemaatin) de olan (sevap ve fazileti) bilseler emekleye emekleye, sürüne sürüne de olsa gelip onlara hazır olurlardı." (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, II/416).
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- HAYBER'DEN DÖNÜŞTE SABAH NAMAZININ KAÇIRILMASI
- Hayber fethi dönüşünde Peygamberimiz (s.a.v.) ile mücahidlerin uyuyakalarak sabah namazını kaçırmaları hadisesi nasıl olmuştur?
- Gayr-i Müekkede Sünnet Namazlar Hangileridir?
- Sünnet Nedir?
- Kuşluk namazı hakkında bilgi verir misinizr?
- Teheccüd namazı Peygamberimize ne zaman farz kılındı?
- Peygamberimiz'in vefatı nasıl olmuştur? Vefatından önceki günlerde neler olmuştur?
- Revâtip Namazları
- İkindi ve yatsı namazlarının önemi hakkında bilgi verir misiniz? İkindi ve öğle (yatsı) namazlarının sünnetlerini terk etmek sünnettir diye duydum, acaba bu ne kadar doğru?
- Mesciddeki kütüğün ağlaması manasına gelen "Hanînü'l-Ciz' Mûcizesi" nasıl gerçekleşmiştir?