Miraç hadisesi neden peygamberliğin 12. yılında gerçekleşmiştir? İsrâ’nın hikmeti nedir?

Tarih: 18.01.2016 - 13:35 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamber Efendimiz (a.s.m), 11. Sözün temsilindeki yaver-i ekrem vasfını (yani sarayın müştemilatını ve mevzun nukuşlarının manasını öğrenme noktasında) miraç ile kazandıysa, bu niye 12 sene gibi uzun bir süre sonra olmuştur?
- Miraca kadar Kur'an-ı Kerim'in ne kadarlık bir kısmı nüzul olmuştur?
- Miraçtan önce Peygamber Efendimizin (a.s.m) daha pasif bir vazifesi mi vardı?
- Miraç öncesi ve sonrası arasında Peygamber Efendimizde ne gibi değişiklikler husule gelmiştir?
- Miraç gibi dikey bir seyr-i süluk direk olarak Mekke'den mümkünken neden gece yürüyüşü diye tabir edilen İsrâ gibi yatay bir yolculuk yapılmıştır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Miraç insanlık kemalatının zirve noktasıdır. Bu zirveye çıkmak için belli merhalelerden geçmek Allah’ın kâinatta cari olan hikmetinin ve tedriç kanunun bir gereğidir.

Bu sebeple, Peygamber Efendimiz (asm), yaklaşık 11 yıl tevhit hakikatine dair bir nebevi eğitimden geçmiştir.

İlginçtir, 11 sayısı, aynı zamanda Allah’ın bir nevi ismi gibi olan “HÜVE” zamirinin ebced değeridir.

Keza, birden 11’e kadarki sayıların toplamı, 66’dır ki, bu da “Allah” lafza-i celalin ebced değerdir.

Demek ki, 11 yıl içerisinde terakki eden Hz. Muhammed (asm) 11 yıl sonra velayet-i Ahmediyenin kanatlarıyla miraca çıkmış ve risalet-i Muhammediye ile geri dönmüştür.

- 12 sayısı ise, Arapçada “ADED” kelimesini gösterir. Çünkü, 1’den 12’ye kadarki sayıların toplamı 78’dir. Ve bu rakam “ADED” kelimesinin ebced değeridir. 78 aynı zamanda Allah’ın “HAKÎM” isminin de  ve “Huvellah” cümlesinin de beced değeridir.

Demek ki, Miraç hadisesi, Allah’ın huzuruna çıkmak olduğundan, hem Hakîm ismine, hem bir tevhid suresi olan İhlas suresindeki “Huvellah” hakikatine, hem bu zirveye çıkmak için gereken eğitim sürecini  simgeleyen “aded” ve 12 sayısına bakan ciheti vardır.

Bu ve benzeri hikmetler içindir ki, 12 sayısı Hz. Muhammed (asm)’in hayatında önemli bir yer tutar. Mesela:

- Doğumu: Rebiu’l-Evvelin 12’si,
- İlk defa amcasıyla ticaret kervanıyla Şam’a gittiğinde yaşı: 12.  
- Miraç olayının tahakkuk ettiği bi’set yılı: 12.
- Medine’ye  hicret: Rebiu’l-Evvelin 12’si.  
- Dünyada iken Allah’ın huzuruna çıktığı miraç yılı ile ebedi olarak Allah’ın huzuruna vardığı vefat yılı arasındaki yıl sayısı:12.
- Vefat tarihi: Rebiu’l-Evvel aynın 12’si.

- Bilindiği üzere, miraç mucizesi, biri göklerde biri de yerde cereyan eden iki aşamadan meydana gelen bir olaydır. Hz. Peygamber (asm)'in doğrudan göğe çıkarılmayıp önce Mekke’den Kudüs’e yapılan ve yerde cereyan eden bir seyahatin gerçekleştirilmesinin hikmetlerinden biri, bu büyük mucizenin ispat edilebilir bir yöne sahip olmasını sağlamaya yöneliktir. Çünkü göklerde meydana gelen bir olayı insanlara ispat etmek mümkün değildir.

Bu sebepledir ki, miraç olayının detaylarının anlatıldığı Necm suresi(53), nüzul sırasına göre İsra olayını anlatan İsra suresinden(17) daha önce olduğu halde, Kur’an’daki tertip sırası itibariyle daha sonradır.

İşte Hz. Peygamber (asm)'in Mekke’den Kudüs’e seyahat ederken yolda gördüğü kervanlarla ilgilenmesi, daha sonra gördüklerini bu olayın doğruluğuna delil olarak kullanması adına yapılmış hikmetli bir davranıştır. Ve bütün bunlar İsra suresinin ilk ayetinde  “Ona ayetlerimizi göstermek istedik” mealindeki beyanına dahildir.

- Miraç yolculuğunda; Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yapılan seyahat bir kulun mescit ve seccadelerle olan irtibatını göstermesi açısından da önem arz etmektedir.

- Kudüs’te Hz. Peygamber (asm)’in toplanan peygamberlere imamlık yapması, onun şahsî ve dinî kemalatı bakımından bütün peygamberlerin imamı olduğunu göstermektedir.

Ayrıca, Mescid-i Aksa Beytullah’tan sonra yeryüzünde kurulan ikinci mabettir. İsra ayetinde Hz. Muhammed “Abd=kul” unvanıyla anılmasının işaretiyle, namaz gibi bir ibadetin farz kılınacağı Miraç olayında önce bir mescidden diğer bir mescide seyahat edilmesi, ibadetin öneminden başka İslam dininde bu ibadetin mescitlerde  cemaatle eda edilmesinin önemine de bir işarettir.

- Kudüs, kurulduğu günden bu yana vahyi, ilahi tebliği ve peygamberlik müessesesini temsil etmiştir. Dolayısıyla burası kurulduğu günden beri simgesel bir İslâm şehridir. Çok sayıda peygamber hayatlarının en azından bir bölümünü bu şehirde geçirmiştir. Son peygamber Hz. Muhammed (asm) de miraca yükseltilirken  önce Kudüs'e uğraması, bu şehrin yakında tam bir İslam şehri olacağına da bir sinyaldir. Ve bu gaybi haber sinyali, hicri 17. yılında Kudüs’ün fethedilmesiyle tahakkuk etmiştir.

- Miraç olayından önce yaklaşık Kur’an’ın 4/3ü nazil olmuştu.

- Hz. Peygamber (asm), Miraç’tan yaklaşık bir yıl sonra Medine’ye hicret etmiştir. Buna göre, Hz. Peygamber (asm)'in “Miraçtan önce ve sonraki hayat”, hicretten önce ve sonra/Mekke ve Medine hayatı olarak görülebilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun