Kürtaj hakkındaki kesin hükmü Allah’a göre bilmemize gerek yok mu?

Tarih: 18.01.2018 - 10:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Aşağıya yazacağım hadiste geçen kelimenin ne anlama geldiğini soracağım, benim verdiğim anlama gelebilir mi?
- ​Hadis şöyle:
إِ
نَّ أَحَدَكُمْ يُجْمَعُ خَلْقُهُ فِى بَطْنِ أُمِّهِ أَرْبَعِينَ يَوْمًا ثُمَّ يَكُونُ فِى ذَلِكَ عَلَقَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يَكُونُ فِى ذَلِكَ مُضْغَةً مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ يُرْسَلُ الْمَلَكُ فَيَنْفُخُ فِيهِ الرُّوحَ وَيُؤْمَرُ بِأَرْبَعِ كَلِمَاتٍ بِكَتْبِ رِزْقِهِ وَأَجَلِهِ وَعَمَلِهِ وَشَقِىٌّ أَوْ سَعِيدٌ فَوَالَّذِى لاَ إِلَهَ غَيْرُهُ إِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ حَتَّى مَا يَكُونَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ فَيَدْخُلُهَا وَإِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ حَتَّى مَا يَكُونَ بَيْنَهُ وَبَيْنَهَا إِلاَّ ذِرَاعٌ فَيَسْبِقُ عَلَيْهِ الْكِتَابُ فَيَعْمَلُ بِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيَدْخُلُهَا
- Hadiste geçen فِى ذَلِكَ kelimesi zamanı yani 40 günü değil de, yeri “anne karnını” ifade etmesi mümkün mü?
- Yani onda diye çevrilen fi zalike kesilmesi 40 günlük zamanı değil de anne karnını kastetmesi Arap dil kaidelerine göre caiz mi?
- Yani -onda- derken “annesinin karnında...”
- İkincisi Kuran’da hiçbir şeyin eksik bırakılmadığını yazdığı halde kürtaj ile alakalı Kuran ve sünnette kati hüküm yok, hiçbir şeyin eksik kalmasından maksat Allah’ın bilmemizi istediği ve gerekli gördüğü şeyler diye düşünüyorum. Kürtaj hakkındaki kesin hükmü Allah’a göre bilmemize gerek yok denebilir mi?
- Kısacası iki konudaki tespitlerim doğru mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Söz konusu hadis için bk. Müslim, Kader, 1.

- Kaynaklarda verilen bilgiye göre, Hadiste geçen فِى ذَلِكَ kelimesi (rahim değil) o olgunun kırk günlük süredeki şeklini ifade eder. Örneğin; “Alaka şeklinin, içinde bulunduğu kırk gün müddeti içerisinde (kırk günlük müddeti biter bitmez) onun gibi (kırk günlük bir müddetle) mudga şekline dönüşür.” (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 11/481).

- Buhari’deki ifadede فِى ذَلِكَ kelimesi yoktur. Yalnız  مِثْلَ ذَلِكَ vardır. (bk. Buhari, Kader, 1)

Bu her iki kaynakta da söz konusu hadis, Abdullah b. Mesud’dan nakledilmiştir.  مِثْلَ ذَلِكَ ise “onun gibi 40 gün” anlamındadır. Bu da Müslim’in rivayetindeki ilgili kelimenin de “kırk günlük sürede” manasına geldiğini desteklemektedir.

- Ayrıca Ebu Davud, Tirmizi, Nesai’de de aynen Buhari’de olduğu gibi في ذلك yoktur.

İlave bilgi için tıklayınız:

Anne karnındaki bir bebeğe ruhu ne zaman veriliyor?

İkinci sorunuza gelince;

Bu konuda alimlerin farklı görüşleri vardır.

- Kur'an’da her konuda bilginin olmadığını savunanlara göre, Kur'an’da insanların hayatında önemi olan konular vardır. Fazla önemi olmayan konular yoktur.

Bu görüşte de olsak, “Kürtaj hakkındaki kesin hükmü Allah’a göre bilmemize gerek yoktur.” diyemeyiz. Çünkü insanlık hayatında bu konu çok önemli bir konuma sahiptir. Bunun içindir, eskiden beri fıkıh, tefsir, hadis kaynaklarında bu konu işlenmiştir.

Öyle zannediyoruz ki, Hz. Peygamber (asm) devrinde bile söz konusu edilen “azil” konusu da bir kürtaj konusudur.

- Başta İmam Gazali olarak diğer bazı alimlere göre, Kur'an’da “yaş-kuru” ne varsa her şey vardır.

Bu konuda misal olarak Bediüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki ifadelerine bakmanın yeterli olduğunu düşünüyoruz:

"Cenab-ı Hakk'ın tevfikine itimâden ve Kur'an'ın feyzine istinâden diyorum ki: bir kavle göre Kitab-ı mübin Kur'an'dan ibarettir. Yaş ve kuru her şeyin içinde bulunduğunu şu âyet-i kerime beyan ediyor. Öyle mi?"

"Evet, her şey içinde bulunur, fakat herkes her şeyi içinde göremez. Zira muhtelif derecelerde bulunur. Bazen çekirdekleri, bazen nüveleri, bazen icmalleri, bazen düsturları, bazen alâmetleri; ya sarahaten, ya işâreten, ya remzen, ya ibhâmen ya ihtar tarzında bulunur. Fakat ihtiyaca göre ve maksad-ı Kur'an'a münâsip bir tarzda ve iktiza-yı makam münasebetinde şu tarzların (yukarıda zikredilen sarahat, işâret v.b tarzların) birisiyle ifade ediliyor." (bk. Sözler, s. 252)

“Madem Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan, umum ins ü cinnin umum tabakalarına karşı konuşan bir hutbe-i ezeliyedir. Elbette nev'-i beşerin her bir tabakası, her bir âyât-ı Kur'aniyeden hissesini alacak ve âyât-ı Kur'aniye, her tabakanın fehmini tatmin edecek surette ayrı ayrı ve müteaddid manaları zımnen ve işareten bulunacaktır."

"Evet, hitabat-ı Kur'aniyenin vüs'ati ve maânî ve işaratındaki genişliği ve en âmi bir avamdan en has bir havassa kadar derecat-ı fehimlerini müraat ve mümaşat etmesi gösterir ki; her bir âyetin her bir tabakaya bir vechi var, bakıyor.” (bk. Lemalar, s. 67-68)

İlave bilgi için tıklayınız:

Kürtaj yaptırmak, iki aylık çocuğu aldırmak caiz midir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun