Kişi bu dünyada sevmediği bir erkekle evlenmişse, ahirette de yine onunla mı evlenecek? Yani bir kadın cennette kimin eşi olacak, sevmediği kocasının mı, sevdiği, ama evlenemediği erkeğin mi?

Tarih: 23.03.2007 - 11:09 | Güncelleme:

Soru Detayı
Deniliyor ki kişi ahirette de sevdiğiyle beraber olacak. Öyleyse; bir kadın sevdiği bir erkek yerine, ailesinin zoruyla sevmediği bir adamla evlendiriliyor. Çoçuğu falan filan oluyor, ama ölene kadar adamı hiç sevmiyor. Hep sevdiği, ama evelenemediği adamı seviyor ölene kadar. O halde bu kadın cennette kimin eşi olacak, sevmediği kocasının mı, sevdiği ama evlenemediği erkeğin mi? Kişi sevdiğiyle beraber olacak deniliyorsa, bu kadın kimle olacak?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu dünyada evlenen eşler, ahirette cennete gidelerse, orada da birlikte evleneceklerdir. Bu dünyadaki o sevmemezlik hisleri ahirette sevmeye inkılab edecek ve kötü duygular yerini güzel duygulara bırakacaktır.

Dünyada iken başından birkaç nikah geçen bir hanım Cennette bu beylerinden hangisiyle birlikte olacak?

Efendim, önce cennetin özelliğini hiç unutmamak gerekir. Bu özellik unutulursa bir çok sorunun cevabı da verilemez. O özellik şudur:

Cennet eksiksiz mutlululuk yeridir. Cennete giren insan artık orada mutluluğunu gölgeleyecek en küçük şeyle karşılaşmayacaktır. Tam aksine, kendisini ne mutlu edecekse onların hepsine de orada, hem de istediği şekilde kavuşacak, mahrumiyet asla söz konusu olmayacaktır.

Bu temel ölçüden hareketle denebilir ki, hangi kocasıyla mutlu olacaksa, cennette onunla olacaktır. Diğer bir ifadeyle dünyada hangi kocası kendisini memnun etmiş, mutlu kılmışsa cennette de onunla olmayı tercih edecek; dünyadaki mutluluğuna ahirette daha da ileri safhada mutluluk katacaktır. Çünkü sevmediği, memnun olmadığı kimseyle birlikte olmak mutluluk yeri olan cennette söz konusu olmayacaktır. Öyle ise sevenler cennette de sevdikleriyle birlikte olacaklar, dünyadaki fani mutluluklarını cennette ebedi mutluluğa çevireceklerdir. Bu konuda farklı manalara geldiği sanılan hadislerin verdiği özet hüküm budur.

Nitekim halk dilinde atasözü halinde söylenen meşhur hadis de bunu ifade etmektedir:

"Kişi sevdiğiyle beraberdir!.."

Ne yazık ki dünya öyle her arzuyu yerine getirmeye müsait bir mekan değildir. İnsan bütün isteklerine rağmen dünyada sevdiğiyle beraber olmayabiliyor. Şu kesin ki, dünyada beraber olamasa da ahirette olacaktır. Hatta içine hapsettiği aşkının icabını burada yaşayamayarak gidenler, orada sevdiklerine kavuşacaklardır.

Buraya şöyle bir nükte de ilave edebiliriz:

Madem kişi sevdiğiyle beraber olacaktır ahirette. Aman dikkat; cennetlikleri sevin ki cennette beraber olasınız. Allah korusun, cehennemlikleri severseniz bu defa da sevdiğinizle birlikte olmak için cehenneme girmek hiç de ihtimal dışı değildir. "Olur mu öyle şey?" demeyin, olabilir. Sevginin gözü kördür derler. Kişi, kalkar Allah'ın sevmediğini sever. Onun gideceği yere de gider. Çünkü kişi sevdiğiyle beraberdir.

Öyle ise Allah'ın sevdiklerini sevin ki, onunla birlikte olasınız ahirette. Bir yersiz sevgi kurbanı, hissine mağlup duygu insanı haline gelmeyesiniz.

Burada hatırlanmasına ihtiyaç olan mühim bir başka husus da şudur:

Maneviyat büyükleri diyorlar ki:
Sakın dünyadaki evliliğinizde sevginizi kısa zamanda yok olacak suret ve dış güzelliğine bağlamayasınız. Tezden yok olacak olan yüz güzelliğini yegane sevgi sebebi saymayın. Çünkü bu dış güzellik kısa zamanda yok olur, sevmenizi gerektiren şey de yok olacağından aranızda sevgi sebebi kalmamış sayılır. Bu anlayış aileyi kısa zamanda sevgisiz bırakır. Halbuki sevgiyi kısa zamanda yok olacak dış güzelliğe değil de yaşlandıkça daha da artacak olan iman, ahlak, ihlas ve sadakat gibi güzel vasıflar üzerine inşa etme halinde, ailenin geleceği garanti altına alınır. Aradığı sevgi sebebinin ömür boyu sürdüğünü gören taraflar, aile bağını bir ömür boyu zayıflatmadan sürdürürler. Çünkü dindarlıktan kaynaklanan güzel ahlak, hanımla beyi cennette de birlikte kılar, dünyadan sonra ebedi hayatta da birlikte olmalarını sağlar, sevgilerini sanki ebedileştirmiş olurlar böylece. Bu yüzden de ebedi hayat arkadaşını kırmamaya, incitmemeye burada daha çok dikkat ederler.

Bu hususta şu nokta hatırdan hiç çıkarılmamalıdır:

Cennette birlikte olacak hanımla bey, dünyadaki zaafların sahibi hanımla beyin aynısı olmayacaktır. İkisi de ayetin tabiriyle "tathir" olmuş, yani "her türlü maddi manevi kirlerden, kusur ve çirkinliklerden tümüyle temizlenmiş" olarak cennette birlikte olacaklardır. Hatta hayallerinde olan hanım ve bey nasıl idiyse, ikisi de aynen öyle duruma çıkacaklar, birbirlerini mutlu edecek cennet genciyle cennet hurisi görüntüsüne gireceklerdir. Dünyada var olan bazı sevgiyi gölgeleyici görüntülerden de tümüyle arınmış halde buluşacaklardır cennette...

Böylece beyin dünyadaki hanımı her manasıyla hayran kalacağı bir Cennet hurisi haline geleceği gibi, hanımın dünyadaki beyi de her manada hayran kalacağı bir cennet genci haline gelecek; dünyadaki gölgeli mutluluklarını cennette gölgesiz şekilde daha ileri safhada yaşama imkanı bulacaklardır.

Bu sebeple dünyadaki sevgilerini yalnız gençlik devresine ait geçici dış güzelliğe bağlamamalılar. Yaşlandıkça gelişen, cennette ebedi hayat arkadaşlığını kazandıracak olan iman ve ahlak güzelliğine kilitlenmeliler ki, aile sevgisi ömür boyu sürmekle kalmasın, ebedi hayat arkadaşlığına dönüşme özellik ve güzelliği kazansın...

İlave bilgi için tıklayınız:

Cennette kadınlar dünyadaki eşiyle evlenmek zorunda mıdır? Sadece bir evlilik yaşamışsa, dünyadaki eşinin yerine başka bir erkek seçme hakkı var mıdır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun