ONBEŞ KİŞİLİK BİR ŞİRKETTE ORTAKLARDAN BİR KISMI ÇALIŞIYOR DİĞERLERİ ÇALIŞMIYOR. ÇALIŞANLAR EMEKLERİNİN KARŞILIĞINI NE ŞEKİLDE ALACAKLAR?

Şirket kuranlardan herhangi bir kimsenin kamyon, taksi ve ev gibi kendisine ait eşyayı şirkete kiraya vermesi caiz olmadığı gibi, kendisinin de ücret karşılığında şirkette çalışması caiz değildir. Hanefi mezhebine göre de durum budur. İlletine gelince; söz konusu olan ortak şirketin sahiplerinden biri olduğundan kendisine ait bir şeyi kiraya verecek olursa, kendi malını kendine kiraya vermiş olur. Yine şirkette çalıştığı için ücret alacak olursa,kendi kendini, kendi malında ücret mukabilinde çalıştırmış olur.

Bu problem şu şekilde halledilebilir. Hanefi mezhebine göre çalışan ortakların hisseleri, şirketin elde ettiği gelirlerden çalışmayanlara nisbetle, daha yüksek tutulabilir. Mesela: Dört kişi bir şirket kurup herbiri birer milyon para koysa, içlerinden birinin de şirkette müdür olarak çalıştırılması istense, o kişinin vereceği emeğin karşılığını alabilmesi için kendisine kazancın, yüzde kırk verilmesi şart koşulur ve diğer ortaklarının herbirinin hisseleri kazancın yüzde yürmü oranında tahsis edilir. Böylece problem halledilmiş olur. Eski fakihlerin çoğu bu kanaattedirler. Abdülazız el-Hayyat gibi bazı yeni fakihlere göre ise yönetici ve uzman gibi şirkette çalışan bir ortakın maaş almasına engel olacak bir nas yoktur. Bunun için yönetici veya uzman olarak maaş alması caizdir.


Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun