İnsanlar deterministik bir evrende yaşıyorsa, Allah nasıl var olmuştur?
Değerli Kardeşimiz
Determinizm (Nedensellik): Olay ve vakaların birbirine belirli bir şekilde bağlı olması, her şeyin bir sebebi olması veya her şeyin bir sebebe bağlanarak açıklanabilir olması ya da belli sebeplerin belirli sonuçları doğuracağı, aynı sebeplerin aynı şartlarda aynı sonuçları vereceği iddiasını içeren felsefi bir terimdir.
Bu felsefeye göre, kainatta her şey sebeplerin tasarrufunda ve idaresindedir. Allah’ın kainat üzerindeki tedbir ve tasarrufunu inkar ediyorlar. Bir nevi sebepleri ilahlaştırıyorlar. Neticeyi sebepten biliyorlar.
İslam Dini, sebepleri inkar etmiyor, sadece sebeplerin ilahlaştırılmasını reddediyor. Sebepler neticeleri yaratmıyor, sadece onların teşekkül ve yaratılmasında vasıtalık ve araçlık yapıyor. Allah, kainatta sebepler vasıtası ile iş yapıyor. Bu yüzden kainatta sebepler bir sünnetullah ve adetuulah nevinden sabit ve daimidirler.
Allah bu nizamını bozmuyor. Kanunları sürekli ve devamlı yapmıştır. Zaten determinist felsefeyi yanıltan da bu kanun ve sebeplerin istikrar ve devamlılığıdır. Yani aynı neticenin aynı sebeple sürekli beraber olmaları, insanların bir kısmını yanıltmıştır. Halbuki elma ağacı elmanın, arı balın, inek sütün, bir katrilyon yıl da geçse, mucidi ve yaratıcısı olamaz.
İlk Çağlardan 20. yüzyıl başlarına kadar gelişerek ve derinleşerek gelmiş olan bilim düşüncesinde ve bilim teorisinde geçerli olan nedensellik anlayışı ya da nedensellik kavramının kavranılışı, ünlü bilim insanı Albert Einstein'ın popüler sözü "Tanrı zar atmaz" deyişinde ifadesini bulur. Her şeyin birbirine bağıntılılığı, her gelişmenin ya da sonucun bir önceki olayın ya da etkinin ürünü olduğu düşüncesi, geriye doğru gidildikçe sonsuz bir neden-sonuç ilişkisinin var olduğu düşüncesi bu bağlamda değerlendirilir. Bu düşünceye göre bilimin temel sorusu, Neden? sorusudur.
Ayrıca, benzer nedenlerin benzer şartlarda aynı sonucu vereceği önermesi de nedensellik ilkesinin temel önermelerinden biridir. Francis Bacon, doğa bilimlerindeki gelişmelerle nedensellik ilkesinin açık bir şekilde bilimin temeli olarak kanıtlandığını öne sürmüştür. Özellikle fizik bilimi uzun yıllar nedensellik ilkesi altında tanımlanmış ve değerlendirilmiştir. Kuantum fiziğinin gelişiminden itibaren ise, bilimin bütün ilkelerinin yanı sıra en çok tartışılan ilkesi nedensellik ilkesi olmuştur.
Nedensellik anlayışı da Determinizm çerçevesinde değerlendirilir.
Biz de Albert Einstein gibi düşünüyor ve: “kâinatta mevcut değişmez prensipler, harika nizam ve intizamlar, hikmetli icraatlar, hikmetli sebepler örgüsü”nün şahadetiyle: "Tanrı zar atmaz" diyoruz, Rabbimize iman ediyoruz.
Tabii ki, Determinizm penceresinden işi sebeplere havale edip küfre gidenler de vardır. Malum; koyun su içer süt yapar, arı su içer bal yapar, yılan su içer zehir kusar.
Selam ve dua ile...
BENZER SORULAR
- Determinizm düşüncesini Allah'a iman akidesine bağlı olarak değerlendirebilir misiniz?
- Doğal nedensellik görüşü yanlış olmak zorunda mı?
- BİLGİNİN DEĞİL, BİLİMİN İSLÂMİLEŞMESİ – İSLÂMÎ B / İLİM
- Holografi metafizik olaylara nasıl ışık tutmuştur?
- Evrendeki nedensellik ilkesinin saplantısını açıklar mısınız?
- Tanrı zar atmaz sözü çürütüldü mü?
- YARATILIŞI ANLAMADA "LOGİCAL REASONİNG" (MANTIĞA DAYALI AKIL YÜRÜTME) YÖNTEMLERİNİN YERİ
- Hayat, hiçbir sebebe bağlı değil midir?
- Maddede iradenin olmaması ne demektir?
- Bir tanrı varmış gibi davranmak çılgınlık mı?