İma ile namaz kılmak geçerli ve yeterli midir? Sonda takılı, büyük ve küçük abdestini hissetmeyen kişi, abdestte özürlü sayılır mı?..

Tarih: 14.11.2006 - 13:49 | Güncelleme:

Soru Detayı
Aldığı kurşunlar sebebiyle göğüsten aşağısı tutmayan, büyük ve küçük tuvaletini hissetmeyen sürekli olarak sondaya bağlı yirmi iki yaşında bir kardeşimiz namazlarına devam etmek istiyor. Şimdilik sadece yatağında yüzünü kıbleye dönerek kılıyor ama. Abdest meselesi nasıl olmalı; sonda ve hissetmemesi abdestte bir ayrıcalık tanır mı? Kıble durumu nasıl olmalı? Sürekli olarak yatırmıyoruz, arada bir koltuğa vs. oturtuyoruz, öyle denk gelirse oturduğu yerde de kılıyor. Ne yapmalı, nasıl yapmalı?..
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sonda takılı olan kimseler özürlü hükümlerine göre namazlarını kılabilirler.

Böyle hasta ve engelliler nasıl kolayına geliyorsa öyle namazını kılarlar. Dindar hekimin bu konudaki tavsiyelerine göre hareket edilebilir. Abdest yerine teyemmüm alınabilir, namaz, ima ile kılınabilir.

İslâm dini kolaylık üzerine bina edilmiştir. Ayrıca sorumluluklar ve kulluk da kulun gücüne göredir. Bu nedenle hastalık, hafifletme ve kolaylaştırma sebebi sayılmıştır. Buna göre, ayakta namaz kılmaya gücü yetmeyen veya ayakta durmakta zorlanan kimse oturarak namazını kılabilir. Rükû veya secde etmeye gücü yetemeyen kimse ima ile namazı kılar.

İmâ, namazda rükû ve secde yerine başla işaret etmektir. Bu şekilde namaz kılan kişi rükû için başı biraz eğer, secde için ise rükûdan biraz daha fazla eğer.

Secdede başını yere koyamayan kimsenin, bir şeyi başına kaldırarak ona secde etmesi caiz değildir. Böyle kişi imâ ile namaz kılar. Oturarak namaz kılamayan, sırt üstü yattığı yerde imâ eder.

Bir kişi ayakta durmaya gücü yettiği halde, rüku ve secdeye gücü yetmiyorsa, ayakta veya oturarak imâ edebilir; ancak oturarak imâ etmesi daha uygundur.

Buna göre, oturarak namaz kılamayan, sırt üstü yattığı yerde imâ eder. Bir kişi ayakta durmaya gücü yettiği halde, rüku ve secdeye gücü yetmiyorsa, ayakta veya oturarak imâ edebilir; ancak oturarak imâ etmesi daha uygundur.

Hanefilere göre, başı ile imâ yapamayacak derecede hasta olan kimsenin namazı kazaya kalır. Aklı başında olduğu ve ilâhî hitabı anladığı sürece bu böyle devam eder. Ancak bazı Hanefî hukukçuları bu durumda kazaya kalan namazları bir günlükten fazla olursa, aklı başında bile olsa, kazanın gerekmediğini söylemişlerdir. Onlar bu konuda güçlüğü kaldırma prensibine dayanırlar. (el-Kâsânî, Bedai, I/105 vd.; ez-Zühaylî, el-Fıkhu`l-İslâmî ve Edilletuh, Dimaşk, 1404/1984, I/639)

Çoğunluk İslâm hukukçularına göre ise, başı ile îmâ yapamayan kimse gözü ile (göz iması) hatta kalbiyle imâ yaparak namazını kılar. Aklı başında olduğu sürece namazını kazaya bırakamaz.

Özetle, hastanın namazında kolaylığın sınırı; Hanefilere göre başıyla ima, Mâlikilere göre, göz veya sadece niyetle ima, Şafii ve Hanbelilere göre ise, rükünlerin kalble izlenerek yerine getirilmesidir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Özürlü kimse nasıl abdest alır namaz kılar, cuma namazı için ne zaman abdest alır? | Sorularla İslamiyet

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun