"İlmi dünyevî menfaat elde etmek için öğrenenler cennetin kokusunu dahi duyamayacaklar.” ve “Riya için ilim öğrenen yüzüstü cehenneme sürüklenecek.” hadislerine göre, bilim ve teknoloji ile ilgilenenler cennet kokusu görmeyecek midir?

Tarih: 29.09.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadisin tam tercümesi şöyledir:

“Allah’ın rızasını elde etmek için öğrenilmesi gereken bir ilmi, dünyevî bir menfaati elde etmek için öğrenen kimse, kıyamet günü cennetini kokusunu dahi alamaz.” (Ebu Davud, İlim, 12).

İlimler gayeleri açısından ikiye ayrılır. Bunlar, doğrudan Allah’ın rızasını kazanmaya yönelik olan akaid, fıkıh, tefsir, hadis gibi dinî ilimler. Doğrudan  bu gayeye yönelik olmayan, dolaylı olarak bu amaca yönlendirilebilen -fizik, kimya, astronomi, sosyoloji; tıp gibi- teknik ve teknoloji ile ilgili dünyevî / fennî ilimler.

Dünyevî ilimlerin asıl maksadı, ibadet edip sevap kazanmak olmadığı için, onları sırf dünya menfaati için öğrenen kimse için günah yoktur. Ancak, dinî ilimleri öğrenip de onları dünya menfaatine alet eden kimse için büyük vebal olur. Çünkü, bu tutumuyla kişi, iki yüzlülük etmekte, ahirette alması gereken sevabı bu dünyada almaya çalışmakta, Allah’ın dinini istismar ederek kendine menfaat sağlamakta, böylece çok yönlü bir münafıklık / iki yüzlülük göstermektedir. Hadiste -meal olarak- yer alan “Allah rızasını elde etmek için öğrenilmesi gereken bir ilmi...” ifadesi bu hususu açıkça belirtmektedir.

Riyakârlıkla ilgili hadisleri de bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

Hadiste yer alan önemli bir nokta da  “böyle yapan kimsenin cennet kokusunu bile almayacağı...” şeklindeki yargıdır. Bu yargı irşat üslubuyla ilgili olup, insanları bu tür yanlışları yapmaktan uzak tutmayı hedeflemektedir. Şöyle ki;

Dinî ilimleri dünyaya alet edenler, aslında kalplerinde iman olmayan münafıklardır. Ancak imanı olan müminler de bazen münafıkların işlerini yapabilirler. Hadiste, gerçek münafık olanların portresi çizilmiş ve onların cennete giremeyeceklerine vurgu yapılmış ki, müminler de bu genel uyarıdan paylarını alsınlar.

Bir Müslümanın iyi bir niyetle yaptığı çalışmalar da ibadet hükmüne geçer. Nasıl ki bir maya, süte girince tamamını yoğurda çevirir. İman ve ibadet mayasını, çalıştığı ve okuduğu işin içine atan birisi de, o işini ve çalışmasını ibadete çevirebilir. Bundan dolayı iyi niyet, iman ve ibadetle geçirilmiş bir ömürdeki bütün çalışmalar ibadet olarak sayılabilir.

“Her çekirdek bir ağaçtır.” sözü doğrudur. Ancak her çekirdek bir ağacın programını taşıdığı halde şartlarına uyarak ekilmezse ağaç olamaz. Bunun gibi her ilimde insanı Allah'a götüren ve günahlarının silinmesine sebep olan bir sır vardır. Ancak çekirdek gibi olan bu sırrın açılması için de bazı şartlar lazımdır. İman, ibadet, niyet ve haramlardan sakınma gibi şartları yerine getiren onu ağaç gibi açabilecektir.

Bir avizeye değer veren onun elektriğidir. Elektriği olmayan altın bir avize sizi karanlıktan kurtaramaz. Bunun gibi çalışmalarımız ve insanlığa olan faydalarımız bir avizedir. Onu aydınlatan ve nurlandıran ise iman, niyet ve ibadettir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun