İçimizde olan şefkat ve merhamet duygusunu nasıl daha da artırabiliriz?

İçimizde olan şefkat ve merhamet duygusunu nasıl daha da artırabiliriz?
Tarih: 06.05.2021 - 16:07 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Çok sıkıntılı bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirdim. Sürekli şiddete maruz kaldım. Şefkatsiz ve merhametsiz büyüdüm. Evliyim ve çocuklarım var.
- Eşime, çocuklarıma ve insanlara karşı içimdeki şefkat ve merhamet duygusunu daha ileri seviyeye taşıyabilmek için neler yapabilirim?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İnsanların davranışlarında başta inançları, değerleri olmak üzere bilinçaltları, geçmiş yaşantıları ve genetik yapıları büyük rol oynar. Mesela, bazı kişilerin diğerlerine göre, daha fazla veya daha az öfkeli, hüzünlü, sert, uyumlu veya şefkatli olmalarında geçmişleri ve genetikleri çok etkilidir.

Ancak insan dünyaya ilim ile tekamül etmek, yani kemale ermek için geldiğinden, nedeni ne olursa olsun, kendisini geliştirebilir ve yaratılışına uygun vasıflara en üst seviyede bile sahip olabilir.

Şefkat ve merhamet de her insanda mutlaka olan, ilim ve talimle daha da gelişen bir vasıftır.

Şefkat ve merhamet aynı zamanda insanın en çok muhtaç olduğu şeylerden biridir. Bunun içindir ki Yüce Yaratıcımız, Kur'an’ı-Kerim’de sık sık ne kadar şefkatli ve merhametli olduğunu vurgulayarak kullarına güven ve emniyet verir.

“Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir.” (Hac, 22/65)

 “...Allah, sizi kendisinden sakındırır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır.” (Al-i İmran, 3/30)

Şefkat, aynı zamanda, peygamberlerin ve müminlerin de en çok övülen ve istenilen vasıflarından biridir. Cenab-ı Hak başta Peygamber Efendimiz (asm) olmak üzere kullarını da şefkatli ve merhametli olmaya teşvik eder:

“Sakın onlardan bazılarını yararlandırdığımız şeylere gözünü dikme, onlara karşı hüzne kapılma, müminler için de (şefkat) kanatlarını ger.”  (Hicr, 15/88)

Görüldüğü gibi, Allah’ın yücelttiği ve tavsiye ettiği bir vasıf olan şefkat ve merhamet her müminin gücünün yettiği en yüksek seviyede sahip olması gereken bir özelliktir. Siz de bunun farkında olup, kendinizi geliştirmek istediğiniz için öncelikle sizi tebrik ederiz.

Şefkat, kişinin yakın çevresindeki insanlara karşı ilgili olması, onları her haliyle kabullenmesi ve sevgi ile merhametle korumasıdır. Her insanın doğuştan fıtratına konan bu duygu çeşitli yollarla geliştirilebilir.  

1) Şefkatli olmak, öğrenilen bir davranış biçimidir, rol modellerle gelişir

Kişi şefkati önce anne babasından öğrenir. Anne-babasının başta çocuğa, sonra da birbirlerine ve çevrelerine gösterdikleri şefkat ne kadar yerinde ve yeterince olursa o çocuk da büyüdüğünde o kadar şefkatli olacaktır. Hem şefkatle, sevgi ile büyüdüğü için şefkat duygusu gelişecek, hem de anne-babasını rol model aldığı için şefkatli davranışlar sergileyecektir. 

Aynı şekilde Kur'an-ı Kerimi en iyi anlayan ve onun ahlakıyla ahlaklanan ve ümmetine rehber olarak gönderilen Peygamber Efendimizin (asm) hayatı, sosyal ilişkileri, çocukları ve ailesine davranışları tekrar tekrar okunur ve uygulamaya çalışılırsa kişide şefkat davranışları kendiliğinde artacaktır.

Bu çerçevede Kur'an ve hadislerde ve Peygamberimizin (asm) hayatında şefkat ve merhametle ilgili yerleri bol bol okuyun tefekkür edin. Düşünün, uygulamaya çalışın.

2) Öncelikle kendinize karşı şefkatli olmayı öğrenin.

Başkalarına karşı şefkati yeterli olmayanların, büyük oranda kendilerine karşı da şefkatleri azdır. Çünkü kişi kendisinde olmayanı nasıl başkasına versin, empati kursun. Bu nedenle kişinin çevresine karşı şefkatli olması için önce kendisine karşı şefkatli olması gerekir.

Kendisine şefkatli olması demek, insanın kendisini; eksiklikleri, korkuları, geçmişi, mizacı ve acıları ile sevmesi demektir.

Kendisini sevmesi demek, kendisine yönelik olumsuz damgalamalardan vazgeçmesi demektir. İnsan olarak, mümin olarak, kul olarak, halife-i arz olarak ne kadar değerli olduğunu düşünmesi demektir.

Bu çerçevede özellikle iyi huy ve davranışlarınızı, insan olarak var olan artılarınızı, hayra ve güzelliğe yaptığınız hizmetleri, beden yapınızı düşünün ve kendinizi zorla değil de gerçekten sevin. Unutmayın her mümin değerlidir, kıymetlidir, iyi tarafları mutlaka vardır. Unutmayın “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.” kaidesi, kişinin kendisine bakışı için de geçerlidir.

3) Kurban pozisyonundan çıkıp sorumluluk alın, çaba gösterin

Kişinin bilinci demese bile, bilinçaltı geçmişinde yaşadığı acı ve travmatik olaylardan dolayı, sert, hoşgörüsüz ve sevgisiz yapısını meşru göstermeye çalışabilir. “Benim suçum değil, sert ve sevgisiz büyüdüm, ben de böyle oldum.” şeklindeki bir anlayış, kişiyi pasif kurban pozisyonuna sokar.

Böylece kendisini, halk arasında yanlış olarak kullanılan “kader kurbanı” gibi algılamaya başlar. Bilinci bu durumdan çıkmak istese de bilinçaltı “Senin suçun yok, annen-baban ve çevren seni bu hale getirdi. Yapacak bir şeyin yok, otur oturduğun yerde.” diyerek onu tembelliğe atabilir.

Bu durumda olan kişilere düşen şey, kurban pozisyonundan çıkmak için sorumluluk bilinçlerini geliştirmektir. Örneğin;

“Geçmiş beni nasıl şekillendirirse şekillendirsin, ben şu anda evliyim, eşim, aynı zamanda babayım, abiyim, evladım, kardeşim, komşuyum. Ve benim bunlara karşı sorumluluğum var. Sorumluluklarımı yerine getirmem için mazeretim olmamalıdır.”

Mesela “Öfkeliysem, öfkemi kontrol etmeyi öğrenmeliyim, aileme zaman ayırmıyorsam, mutlaka haftalık aylık planımda onlarla özel zaman geçirme planları yapmalıyım. Çocuklarımın başını okşamak, onlara olan sevgimi dile getirmek, eşime karşı nazik olmak için yollar aramalıyım. İhtiyaç sahiplerine yardım etmeliyim, Geçmişimi bahane etmeye hakkım yok.” diyerek, bulunduğu durumdan çıkmak için çaba göstermelidir.

4) Kendiniz, geçmişiniz ve yaşadıklarınızla ilgili düşüncelerinizi değiştirin   

Düşünceler duyguları, duygular da davranışları belirler. Sizi bu kadar sert yapan şey, belki de sevgisizlik, ilgisizlik yaşadığınız olumsuz yaşantılar, çektiğiniz hayat yükü, vefasız insanlar, size haksızlık edenler hatta zulüm edenler, belki de taciz edenlerdir. Mutlak çok kırılmış ve gücenmişsinizdir.

Bunları düşünmek, yaşananlara sürekli olumsuz anlamlar yüklemek, hep acı tarafından bakmak insanı bütün bütün karamsarlık ve sevgisizlik bataklığına çeker. Çünkü haksızlığa uğrayan kimse, intikam ve kin duygularıyla doludur. Sevilmediğini düşünen, değersizlik duygusu içindedir. Hatta kendisinin sevilmeye layık olmadığını düşünür. Şiddet gören, nefret doludur.

Böyle düşünmeye devam ettikçe duyguları da hep olumsuzdur, duyguların yansıması olan davranışları da hep tepkiseldir.

Unutmayın kişiyi rahatsız eden, yaşadıkları ve gördüklerinden ziyade onlara verdiği anlamlardır. Bu anlamları değiştirirse duyguları da değişir. Olaya biraz da imtihan açısından bakın, acıların sizi nasıl olgunlaştırdığını düşünün, sabrederek alacağınız mükafatları düşünün, size o şiddeti uygulayan anne-babanızın bildiği tek şeyin şiddet olduğunu düşünün. Çünkü onlar da anne-babalarından aynısını görmüş olabilirler.

Kısaca içinizde biriktirdiğiniz bu haksızlık duygusu, kızgınlık, varsa kin, nefret, suçlama, kabul etmeme duygularından kurtulun. Affedin, affetmek sizi çok daha rahat kılacaktır. Geçmişin yükü sizin hayata karşı heyecanınızı ve sevincinizi yaşamanıza engel oluyor.

5) Muhtaçlara yardım edin, yardım organizasyonlarında görev alın

Şefkat, merhamet gibi duygular bazen ancak gerçekten şefkate muhtaçları görünce uyanır. İnsan olarak acıma hisseder, o acıma şefkate ve şefkatte sevgiye dönüşür.

Bunun için hastaları, yetimleri, kimsesizleri ziyaret edip, hallerini sormak, onlarla ilgilenmek, acılarını dindirmeye çalışmak, yardımcı olmak gibi eylemler de bulunmanızda fayda var...

Aynı şekilde sıkıntıda olanlarla ilgilenmek, dertlerini dinlemek, yardımcı olmaya çalışmak da şefkat ve merhamet duygularını geliştirir.

6) Kendi içinizde var olan şefkat ve merhamet duygusunu düşünün.

Sık sık kendi içinizde var olan şefkat ve merhamet duygularını ve davranışlarını düşünün. Çünkü her insanda derecesi farklı da olsa şefkat ve merhamet duyguları vardır. Siz de geçmişte yapmış olduğunuz şefkat davranışlarını düşünün.

Eşinize, çocuklarınıza, anne-babanıza veya hayvanlara, bitkilere, yoksullara karşı göstermiş olduğunuz şefkat, merhamet ve acıma anlarını sık sık düşünün.

Bu durum, sizdeki şefkat duygusunun farkına varmanızı ve o madeni işletmenizi sağlayacaktır.

7) Zihinsel egzersizlerle kendinizi ideal şefkatli bir halde hayal edin

Şefkatli ve merhametli olmanın bir yolu da olmak istediğiniz ideal şefkatli halinizi sık sık hayal etmenizdir. Mesela, istediğiniz gibi şefkatli olsaydınız, çocuğunuza, eşinize, çevrenize nasıl davranırdınız?

Bu sorunun cevabını verin ve kendinizi o halde görün. Bu çerçevede günde birkaç defa kendinizi dünyanın en şefkatli insanı olarak hayal edin. Ve o şefkatli insanın neler yapabileceğini düşünün. Onun şefkat ve merhametle yaptığı şeylerden aldığı huzuru ruhunuzda hissedin.

8) Evde kuş veya kedi gibi naif hayvanları beslemek, onlarla ilgilenmek de iyi gelir

9) Hatalara karşı affedici olun

Geçmiş hataları affettiğiniz gibi, günlük hayatınızda çevrenizdeki insanların hatalarına karşı da affedici olun. Bu sizi onlara karşı daha hoşgörülü ve şefkatli olmaya yöneltecektir. Hatasını gördüğünüz, büyüttüğünüz, kabul etmediğiniz kişiye şefkat duyamazsınız.

Unutmayın Allah’ın adaletinden daha büyük adalet olamaz. Allah insanlara muamele ederken, iyilikleri kötülüklerine galip gelip gelmediğine nazar etmektedir. Sizin de bakışınız böyle olsun.

Unutmayın, insanın belirli bir yaştan sonra, kökleşmiş ve bilinçaltına yerleşmiş düşünce ve davranışlarının değiştirmesi sanıldığı kadar kolay değil, güçlü bir irade istiyor aynı zamanda.

Bunun için sabırla, inançla, dua ile ara vermeden devam edin.

Sevme duygusu geliştirilebilir mi?

Sevme duygusunu köreltmek de geliştirmek de mümkündür.

Sevgide önemli olan, sevgi nesnesinin ne olduğudur. Mesela, bazı insanlar çok sevgi doludurlar, fakat sadece kendilerini ya da yanlış şeyleri severler.

İnsanlar arasındaki muhabbetin artması için sevgi davranışlarının karşılık görmesi önemlidir. Mesela, aile içinde sevgiyi artırmak istiyorsak, aile fertlerine içtenlikle ve samimiyetle davranarak, duygularımızı pekiştiren örnekler sergilemekte fayda vardır.

Ancak sevgi karşılık görmediğinde söner. Bu sebeple devamlı beslenmesi gerekir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun