Her zalime, ey zalim, yanlış yapıyorsun, dememiz gerekir mi?
"Ümmetimin, zalime 'Ey zalim, yanlış yapıyorsun!' demekten korktuğunu gördüğünde, artık ondan ümit kesilmiştir.”
- Bu hadisin kaynağı ve sıhhat durumu nedir?
- Buna göre gördüğümüz her hatayı söylemek zorunda mıyız?
- Burada geçen “artık ondan ümit kesilmiştir” ne demektir?
Değerli kardeşimiz,
- Bu hadisi Bezzar ve Hâkim rivayet etmiştir. (bk. Bezzar, 6/362, 363; Müstedrek, 4/108)
- Hadisin bu rivayetleri sahihtir. (bk. Hâkim, a.g.y; Zehebi-Telhis-Hakimle birlikte; Mecmau’z-Zevaid,7/262)
- Bir münkere / günaha elle, dille, kalple karşı koymanın mertebelerini anlatan hadis meşhurdur. (Müslim, İman 78; Ebu Davut, Salat, 232)
Buna göre kuvveti elinde tutanlar elle, ilmi elinde tutanlar dille, halk kesimi ise kalpleriyle karşı çıkarlar.
Ayrıca, dille söylemek için, daha kötü bir işin olmaması, nasihatin büyük ihtimalle tesirini göstermesi gerekir.
Bu sebeple, bizim gibi halk kesiminin görevi kalben kötülükten nefret etmektir. Bir fayda getireceğini düşündüğümüz yerde bunu söyleyebiliriz, ancak “kaş yaparken göz çıkarmak” gibi yanlış bir metotla “cinayet” işlemeyeceğiz.
- Bediüzzaman Hazretlerinin çok hakimane olan “Her söylediğin doğru olmalı, ama her doğruyu söylemek doğru değildir.” şeklindeki düsturu asla unutmayalım. (bk. Mektubat, 22. Mektup, Uhuvvet Risalesi) Bu düstura göre:
a) Toplum içerisinde kişiyi eleştirmek doğru değildir.
b) Söylenen sözler doğru da olsa, damara dokunduracak bir üslup kullanmak doğru değildir.
c) Nefsani bir garaza binaen yapılan eleştiriler -Allah için olmadığından- genellikle karşı tarafın kalbini tamir değil, tahrip eder.
d) Bilgisizlikten ötürü yapılan yanlışı, gereğinden çok fazla bir şiddetle eleştirmek her zaman olumsuz bir netice getirir.
e) Bunun yanında, şeriatın “farz, vacip, sünnet, haram, mekruh, mübah” gibi ahkâmı arasındaki derece farkını gözetmeyenlerin kaş yaparken göz çıkarmaları her zaman söz konusu olabilir.
Hadiste “artık ondan ümit kesilmiştir.” şeklindeki, tercüme yerine, “artık onlar (Allah tarafından) terk edilmişlerdir.” tercümesi daha uygundur. Nitekim Münavi de bu ifadeyi şöyle açıklamıştır:
“Yani: Eğer ümmetim bir zalime 'Ey zalim!' demekten korkar hale gelmişse, artık onun varlığı ile yokluğu arasında bir fark yoktur. Allah da onları orta yerde bırakır. Onlara yardım etmez, zelil kılar. Onları yapacakları isyanlarıyla (ve karşılaştıkları zulümlerle) baş başa bırakır.” (bk. Münavi, Feyzu’l-Kadir,1/354)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Günah işlediği halde Allah hala istediğini veriyorsa, istidrac mıdır?
- Ayetleri gizlemek nedir? Her günah işleyeni uyarmalı mıyız?
- Çocuk terbiyesinde şiddet, azarlama, dayak ve çeşitli yasaklama cezaları uygulamak caiz midir?
- Kırsal kesime yerleşen kabalaşır, av peşinde koşan aldanır ve iktidarla işbirliği yapan denenir, hadisi sahih mi?
- Kureyzalı bir Yahudi, gözlerimizin önünde namusumuza el uzatmayın, demiş midir?
- Kâfire veya zalime küfretmek / sövmek caiz midir?
- Zalim, ateşten bir tabut içine mi konulur?
- Tenkit veya eleştiri nedir?
- Referanduma sunulacak olan Anayasa paketine bakış açımız nasıl olmalıdır?
- Zalim, karanlıklar içinde mi kalacak?