Hayırhahlık ne demektir; nasıl kazanılır?

Tarih: 14.02.2014 - 01:07 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir "hayırhah" grubu nasıl olmalı, birbirine insanlar nasıl destek olmalı ve kendini birbirine "hayırhah "olarak seçen insanların karşısındakine bakış açısı ve beklentisi neler olmalı?

- Bu sorulardan yola çıkarak şu zamanda toplumumuzda büyük bir eksiklik olan "hayırhahlık" kurumunu açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- “Hayırhah” kelimesi, farsça olup, “hayır isteyen, iyilik isteyen, hayırsever” manasına gelir. Terim olarak da “başkası için iyilik isteyen” kimse anlamına gelir. Kelimenin bu anlamına bakıldığı zaman, “hayırhah” olmak, İslam’ın çok değer verdiği bir haslet olduğu kendiliğinden anlaşılır.

- Bildiğimiz kadarıyla, İslam tarihinde “hayırhah” adıyla anılan resmi  bir müessese yoktur. Çünkü, bu iş zaten müslümanların her zaman yerine getirmeleri gereken imanî-İslamî bir görevdir. Bu konuda bazı ayet ve hadisleri takdim etmekte fayda vardır:

“Allah yoluna çağıran, makbul ve güzel işler işleyen ve ‘Ben Müslümanlardanım’ diyen kimseden daha güzel söz söyleyen kim olabilir? İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Bir de bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş! Ama kötülüğe karşı iyilik hasleti, ancak sabredenlerin kârıdır, faziletten yana nasibi bol olanların kârıdır.” (Fussilet, 41/33-35)

“Müminin mümine karşı durumu, birbirine destek çıkan, birbirine yardım edip kuvvet veren bir binanın taşları gibidir.” (Buhari, Mezalim, 5)

Hz. Enes anlatıyor: Ressulullah (asm) şöyle buyurdu:

“Birinize küsmeyin, birbirinize haset etmeyin,  birbirinize sırt dönmeyin, Allah’ın kardeş kulları olun. Ve bir Müslümanın kardeşine üç geceden fazla küs durması caiz değildir.” (Buhari, Edeb, 62)

Bu konuda Bediüzzaman da şöyle der:

“Evet mü'min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır. Onun için nass-ı hadîs ile 'Üç günden fazla mü'min mü'mine küsüp kat'-ı mükâleme etmeyecek / konuşmamazlık yapmayacaktır.'" (Nursi, Mektubat, s. 263)

Hz. Enes anlatıyor: Resulullah (asm) şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe -gerçekte tam olarak- iman etmiş olamaz.” (Buhari, İman, 7; Müslim, İman, 71, 72)

Son olarak İmam Şafi’nin dostluğa verdiği ehemmiyeti anlattığı bir şiirinin tercümesini yaklaşık bir manayla verelim:

“Dostum hastalandı da onu sormaya gittim,
Ona olan sevgimden ben de hasta oluverdim.
Sonra ben hastalandım dostum beni sormaya geldi,
Yüzüne baktım iyileşiverdim.”

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun