Hayatımızda duygusallığa ne kadar yer vermeliyiz?
Değerli kardeşimiz,
- Duygulu olmak, insanın yaratılışında var olan yapısının bir gereğidir. Ancak her şeyde olduğu gibi, duygusallıkta da aşırılık kötüdür.
“O vakit siz savaş meydanından hızla uzaklaşıyor, dönüp hiç kimseye bakmıyordunuz. Peygamber ise peşinizden sizi çağırıp duruyordu. Bunun üzerine Allah, keder üzerine keder vererek sizi cezalandırdı. Allah’ın sizi affetmesi, ne elinizden gidene ne de başınıza gelen felâkete esef etmemeniz içindir. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Al-i İmran, 3/163)
“(Üzülmenize veya sevinmenize sebep olacak şekilde) gerek ülkenizde, gerek kendi nefislerinizde, size ulaşan hiçbir şey yoktur ki bizim onu yaratmamızdan önce bir kitapta yazılı olmasın. Bu, Allah’a göre elbette pek kolaydır. Bu da elinizden çıkan şeylerden dolayı gam yememeniz, Allah’ın size nasib ettiği nimetlerle de şımarmamanız içindir. Allah övünüp duran, kibirli, kendini beğenmiş kimseleri sevmez.” (Hadid, 57/22-23)
mealindeki ayetlerde, -sevinç olsun, üzüntü olsun- aşırı duygusallığın iyi olmadığına işaret edilmiştir.
Özellikle, her türlü üzüntü verici hadiseler karşısında, “Allah’ın rahmetinin izini, özünü görmek, onun adalet ve hikmetine itimat etmek” suretiyle kederin büyük bir kısmından kurtulmak mümkündür.
- Allah’ın takdiri dışında hiçbir şeyin olmadığına güçlü bir şekilde inanmak, bunu bir şuur halinde hazmetmek, dünyevî üzüntülerin hafiflemesine büyük katkı sağlar. Nitekim, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
“Kadere iman eden kederden kurtulur.” (Deylemî, el-Müsned 1:113; Kenzü’l-Ummâl 1:106)
Hz. Peygamber (a.s.m), herhangi bir konuda üzüldüğü zaman, “Biz bu gibi şeyleri düşünmek için yaratılmadık.” der ve hemen abdest alıp iki rekat namaz kılardı. Bu husus her mümin için denemeye değer.
Ayrıca, “Allah’ın gazabından fazla gazap göstermek yahut Allah’ın şefkatinden fazla şefkat göstermek” de asla doğru değildir. Her olayda, Allah’ın âdil gazabını veya lütufkâr şefkatini görüp ona teslim olmak, kalp ve ruhun selameti için vazgeçilmez bir yoldur.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Sadat-ı Kiram ne demektir?
- EL-KÂBID / EL-BÂSIT
- Her insan bir koruyucu meleği vardır. Peki, daima kötülük yapan veya Allah'a inanmayan insanların da koruma meleği var mıdır?
- Kur'an'da, Hz. İbrahim'in "hastayım" diyerek yalan söylemesini nasıl anlamalıyız?
- Hz. Nuh'un karısı ve Kenan adındaki oğlu helak mı oldular?
- HAREM-İ ŞERİF
- Allah'ın ne ihtiyacı var ki, melekler ve insanlar onu zikir ve tespih ediyorlar?
- Peygamber Efendimizin kalbi yıkanmasaydı yine en sevgili olur muydu?
- İmam-ı Rabbani Hazretlerinin, bazı insanların toprak olacağına dair görüşü var mıdır?
- Maide 14. ve 64. ayetlerde, aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik, denilmektedir. Ancak, Hristiyanların ve Yahudilerin kendi aralarında bir düşmanlıkları görülmemektedir?